Guardian’ın rivayetiyle Mursi’nin son günü

img
Guardian’ın rivayetiyle Mursi’nin son günü YDH

İngiliz Guardian gazetesi, Mısır ordusunun müdahalesiyle görevinden alınan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin İttihadiye sarayındaki son bir gününe dair notlar aktardı.




 

YDH- Gazetenin haberine göre Mısır Ordusu Komutanı General Abdulfettah Sisi, Cumhurbaşkanı Mursi’den görevini bırakmasını istedi; ancak Mursi buna “bunun için cesedimi çiğnemeniz lazım” karşılığını verdi.

Gazete, haberine şöyle devam ediyor.

Ancak sonunda Mısır’ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı kendini polis ve asker içinde destekleyen hiç kimsenin bulunmadığı bir yalnızlık içerisinde buldu.

Ordu ve güvenlik yetkilileriyle Müslüman Kardeşler üyeleri şöyle diyor: Ordunun komandoları onu bilinmeyen bir yere götürmek için geldiğinde cumhurbaşkanlığı muhafızları kenara çekildiler ve buna kolayca izin verdiler.

Müslüman Kardeşler liderleri muhaliflerin büyük gösterisinden bir hafta önce yani 23 Haziran’da Mursi’nin yolun sonuna geldiğini tahmin ettiler. Askerler, Mursi’ye halkla arasındaki sorunu çözmesi için 7 gün süre vermişlerdi.

Mursi, son birkaç ay boyunca Müslüman ve Hıristiyan din adamlarından yargıya, silahlı kuvvetlerden polise ve istihbarat servisine kadar neredeyse ülkedeki tüm kurumlarla çatışma halindeydi.

Siyasi muhalifler de Müslüman Kardeşler ve diğer İslamcı grupların üyelerine Mursi döneminde geniş yetkiler verilmesini, onun ekonomik sorunların çözümü konusunda yetersiz kalmasını kornalarla protesto ettiler ve ona yönelik kamuoyu baskısı arttı.

Mursi ile istihbarat servisi arasındaki güvensizlik, istihbarat servisinin ondan bilgi saklayacağı kadar fazlaydı. Örneğin kentlere zırhlı birlikleri konuşlandırılması ondan habersiz yapılmıştı.

Polis de gösteriler sırasında Müslüman Kardeşler bürolarına yapılan saldırılara seyirci kalmıştı.

Mursi’nin var olma savaşı vermeye başladığında ona yardım edecek hiç kimse yoktu. Yalnızca Batılı ülkelerin büyükelçilerinden, Müslüman Kardeşlerden ve küçük gruplardan yardım isteyebildi. Onların ise yapabildiği tek şey onun iki dakikalık konuşmasını kaydedip yayımlamaktan ibaret oldu.

Mursi bu duygusal konuşmasında Sisi ile defalarca yaptığı toplantılarda olduğu gibi seçiminin meşruiyetini vurguladı.

O, hafta başında Sisi ve Başbakan Hişam kandil ile krizden çıkış yolları konusunda toplantı yaptı.

Mısırlı bir yetkili diyor ki, Mursi, bütün bu toplantılarda seçimde aldığı oyları ve meşruiyetini vurguladı. Mursi, ne düzenlenen gösterilere yönelik bir şey yaptı, ne de güvenlik, ekonomi, enflasyon, işsizlik, elektrik kesintileri ve trafik keşmekeşi gibi baskıyı arttıran sorunlarla ilgilendi.

Müslüman Kardeşler sözcülerinden Murad Ali, “Ordu, Mursi’yi görevden almaya önceden karar vermişti. Mursi taviz vermeye yanaştı; ancak Sisi bunların hiçbirine razı olmadı” diyor.

Murad Ali şöyle diyor: Biz tecrübesizdik… Bu kadar ihanet edebileceğini düşünmemiştik. Onlar şu tavrı gösterdiler: “ya gidip istifa ettiğinizi açıklayın ya da biz sizi hapse atacağız.”      

Müslüman Kardeşler yetkilileri, yolun sonuna geldiklerini anladıklarını belirtiyor. İhvan’ın sözcülerinden biri şöyle diyor: 23 Haziran’da her şeyin bittiğini anlamıştık, bunu bize Batılı ülkelerin büyükelçileri söylemişti.

İhvan’ın sözcüsü diyor ki, ABD’nin Mısır Büyükelçisi Anne Peterson, durumdan haberdar olan Batılı elçilerden biriydi.

Mursi ordu içinden müttefik aradı. Üst düzey iki yardımcısına (Esad Şeyh ve Rafia Tahtavi) Port Said ve İsmailiye’deki kara kuvvetleri 2. Ordusu ve Süveyş Kanalındaki birliklerde kendilerini destekleyecek subay aramaları talimatını verdi.

Güvenlik yetkilileri, Mursi’nin bu emirle Sisi’den taviz koparmaya çalıştığını söyledi.

Gerçi onun bu emri kendisine bir kazanım getirmedi. Ancak Sisi bu durumu öğrenince bu küçük şansı da ondan aldı.

Sisi, ordudaki tüm komutanlara cumhurbaşkanlığı sarayı ile hiçbir temas içinde olmamaları yönünde emir verdi.

O, hatta daha fazla emin olmak için de Mursi’nin yardımcılarıyla temas halinde olabilecek birliklerin komutanlarına karşı seçkin güçlerini gönderdi.

Mursi yolun sonuna yaklaşıyor

Mursi durumu kurtarmaya ve günlük işlerini yapıyor görüntüsü vermeye çalışıyordu.

Onun ofisi, örneğin kabinenin ramazan ayı boyunca gıda temini konusunda yaptığı toplantıların bildirilerini yayımlıyordu. Onun dört bakanı da akaryakıt ve elektrik sıkıntısı konusunda cumhurbaşkanlığı sarayında kayda alınan televizyon konuşmaları yaptılar.

Muhalifler, Mrsi’nin cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasının yıl dönümü olan 30 Haziran’da gösteri düzenleme kararı almıştı; ancak gösterileri erken başlattılar ve Mursi, 26 Haziran’da İttihadiye sarayını terk etmek zorunda kaldı.

Ertesi gün, Mursi ve ailesi ordunun gözetimi altında bulunan kahire’deki Cumhurbaşkanlığı Muhafızları binasına nakledildi.

Mursi 30 Haziran’a kadar Kuba Sarayında çalıştı ve nihayet Cumhurbaşkanlığı Muhafızları Mursi’ye onların bürosuna gitmeyi teklif ettiler.

Askeri bir yetkili şöyle diyor: Mursi’nin dış politika yardımcısı İsam Haddad, olumlu görüşlerini bildirmek üzere Batılı ülkelerle temas kurdu. O ayrıca İngilizce bir bildiri yayımlayarak Batı basınına sokaklarda gösteri yapanların Mısır halkının tamamını temsil etmediğini ve darbenin de sadece bir sözden ibaret olduğunu ve gerçekleşemeyeceğini anlatmak istedi.

Saygın el-Ahram gazetesinin yazdığına göre Mursi’ye, Türkiye, Libya ya da başka bir yere gitme önerisi yapıldı; ama o bunu kabul etmedi. Ayrıca ona gönüllü olarak istifa etmesi halinde yargılanmama güvencesi de verilmişti.

Mursi, Salı gününün sonunda bir konuşma yaptı ve iktidarda kalacağını vurguladı, taraftarlarından da meşruiyetini korumalarını istedi.

Bu konuşmanın hemen ardından Sisi onu Cumhurbaşkanlığı Muhafızlarındaki bürosunda tutuklattı. Ordu, sabah 5’ten itibaren büyük kentlere güç göndermeye başladı ve halka güven vermek için bunun görüntülerini facebook’tan yayımladı.

Mursi’yi korumakla görevli olan cumhurbaşkanlığı muhafızları günün ortasında onu terk ettiler ve ordu güçleri geldi. Hiçbir çatışma olmadı ve Mursi sessiz sedasız gitti. O gün öğleden sonra Sisi, Mursi’nin azledildiğini açıkladı.