Rakka için büyük iddia

img
Rakka için büyük iddia YDH

YDH Suriye Temsilclsi Mehmet Serim, Suriye'de sahada yaşanan son gelişmeleri yazdı.




Suriye cumhurbaşkanı Beşşar Esad 7 Nisan 2014 tarihinde kendisini ziyaret eden Filistin İmparatorluk Ortodoks Cemaati Başkanı Sergey Stepashin’e Suriye içindeki büyük çatışmaların bu yılın sonuna kadar biteceğini söylemişti.

Esad Cumhurbaşkanlığı yemin töreninde yaptığı konuşmada ise ayrıntıya girerek “… Aziz Rakka’yı asla unutmadık ve Allah’ın yardımı ile terörden kurtaracağız. Direnen Halep tam anlamıyla güvene kavuşmadıkça rahat etmeyeceğiz” demişti.

Esad’ın cumhurbaşkanlığına tekrar seçildikten sonra 16 Temmuz’da yaptığı konuşmaya kadar yönetim yanlıları “yeni dönem başladığında ordunun büyük ataklar yapacağı” beklentisi içindeydi. Esad’ın daha önce verdiği iki mesaj bu beklentiyi doğuran en önemli sebeplerden biriydi.

Ancak durum beklendiği gibi olmadı. IŞİD (ID) önce 5 Haziran’da Irak’ta büyük bir saldırı başlattı. IŞİD’in Esad’ın Rakka çıkışına cevabı ise gecikmedi. Örgüt önce Rakka kırsalındaki 17. Birliği ve ardından Humus – Tell el-Şaer ile 93. Birliği ele geçirdi.

IŞİD aynı zamanda bir yandan orduya karşı savaşırken diğer yandan Haseke bölgesinde YPG ile yoğun çatışmalara giriyor.

Ülke genelinde durum ise şu şekilde:

Şam kırsalında şiddetli çatışmalar ve ordu bombardımanı / operasyonları sürüyor. Ordu birliklerinin Mleyha’yı ele geçirdikten sonra şimdi Guta’nın diğer bölgelerine yönelmesi bekleniyor.

Mleyha silahlı gruplar açısından çok önemli bir merkezdi. Birkaç yıldır devam eden savaşta Guta’daki en büyük lojistik ve komuta merkezlerinin toplanma yerlerinden biriydi.

3 ay boyunca devam eden şiddetli çatışmaların ardından Mleyha’nın alınması ile birlikte ordunun silahlı grupların lojistiğini ve diğer bölgelerle olan trafiğini önemli ölçüde kestiği dile getiriliyor.

Şam kırsalında ordunun önünde şimdi üç önemli hedef var: Dareyya, Adra ve Jobar.

2013 Aralık ayı içinde silahlı grupların baskın yaparak ele geçirdiği Adra’ya siviller kalkan olarak kullanıldığı için ordu halen giremiyor.

Dareyya’nın büyük kısmı ise ordunun elinde ancak küçük bir kısımda halen militanlar bulunuyor. Sivillerin olmadığı bu birkaç blokluk yere ordunun bugüne kadar neden saldırmadığı merak konusu oldu. kimi söylentilere göre burada bazıları yabancı uyruklu olmak üzere ‘önemli şahıslar’ bulunuyor ve bunlar canlı olarak ele geçirilmek isteniyor.

Kimisine göre ise burada kalan son grup kazdığı tüneller sayesinde yeraltındaki sığınaklarda kendisini çok iyi koruyabiliyor.

Guta’nın (doğu ve batı) geneli ise artık ordunun kontrolünde.

Kalan yerler için ise militanlara uyarı yapıldığı ve belli bir süre verildiği teslim olmamaları halinde şiddetli bir imha operasyonuna başlanacağı belirtiliyor.

Birkaç ay önce ‘ateşkesin’ sağlandığı Berze ile Harasta arasında kalan Jobar yaklaşık 2 yıldır şiddetli bombardımana rağmen alınamamıştı.

Ordunun bu tür yerlerde onca bombardımana rağmen başarılı olamamasının nedeni tüneller. Jobar’da da diğer yerlerde de kimi profesyonel araçlar ile kazılmış ve bazıları küçük araçları sığabilecek şekilde onlarca tünel var.

Zaman zaman uçakların da eşlik ettiği bombardıman başladığı anda militanlar bu tünellere sığınıyor ve saldırılardan zayiat almadan kurtuluyorlar.

Ancak artık orduya Guta bölgesini bitirme emri verildiği dillendiriliyor.

Humus, Hama, Lazkiye ve Dera kırsallarında ise ordu birlikleri ile militanlar arasında zaman zaman şiddetlenen çatışmalar artık rutine binmiş durumda.

Buralarda iki taraf da çoğu zaman küçük merkezlerdeki başarılarını kendi kontrollerindeki basın vasıtası ile ‘büyük başarıymış gibi’ sunuyor. Ancak iki taraf için de bariz bir başarı söz konusu değil.

Halep için de aynı durum söz konusu. Örneğin Halep merkez cezaevi geçtiğimiz aylarda ordu tarafından geri alınmıştı. Ancak daha sonra militanlar yeniden saldırı girişiminde bulunmaya başladılar.

Şimdilerde ise Kveyris askeri havaalanını ve subay okulunu almaya çalışıyorlar. Yine de Halep’te ordunun önde olduğu ve ağır da olsa ilerleme kaydettiği söylenebilir.

Halep’in kuzey kırsalında ise IŞİD’in bugünlerde yeniden hareketlendiği görülüyor. İŞİD Halep’in bu bölgelerinden daha önce çıkartılmıştı.

General İsam Zahreddin’in gönderildiği Deyr ez-Zor’da ise durum halen net değil. İsam Zahreddin Suriye ordusunun en ünlü komutanlarından ve ‘sonuç alabilen bir isim’ olarak biliniyor. Zahreddin’in birkaç ay önce Deyrezzor’a gönderilmesi aynı beklentileri doğurmuştu ancak henüz ordu lehine bir gelişme olmadı.

Muamma örgüt IŞİD

IŞİD Suriye’de uzun bir zamandır faaliyette. IŞİD’in Suriye yönetimi ile birlikte çalıştığı öne sürülüyordu.

Tablo tam olarak görülemediği için ortaya atılan bu iddia yönetimin, İran’ın, Rusya’nın IŞİD içine sızmış olmasından kaynaklanabilir. Nitekim Suriye’de bu iddia dile getirildiği zaman bazı insanlar ‘hangi İŞİD’ten bahsediyoruz’ yanıtını verebiliyorlar.

Tablonun görülemeyen kısmı ise şöyle özetlenebilir:

IŞİD’in diğer örgütler gibi –en azından kısa vadede- Şam’a ilerleme gibi bir derdi yok. Bilad-ı Şam elbette nihai hedef ancak kısa ve orta vadede IŞİD’in tek derdi para. Para için de petrol bölgeleri.

IŞİD bu nedenle YPG ile ya da petrol bölgelerine yaklaştığında ordu ile savaşmaktan çekinmiyor. ‘Büyük hedefi’ gerçekleştirebilmek için en önemli kısmını maddi gelirin oluşturduğu altyapıyı hazırlamak IŞİD’in önceliği oldu.

Bu süreçte de mümkün olduğunca bulunduğu yerlerde ordu ile çatışmalara girmekten kaçındı.

Irak’taki 5 Haziran saldırısı sonrası IŞİD’in maddi varlığını işleyen haberleri hatırlayalım. İŞİD bu paranın büyük kısmını Deyr ez-Zor-Haseke hattındaki petrol kuyularından elde etti.

Dolayısıyla İŞİD bulunduğu bölgeye yerleşmeyi ve burada ‘kendi yağıyla kavrulmayı’ hedefleyen bir örgüt. İşte bu nedenle ordu ile çatışmalara girmedi. Çünkü iki tarafın da öncelik verdiği bölgeler birbirinden farklıydı.

Ordunun da nihai hedefi bütün Suriye; ancak Halep, Lazkiye kırsalı, Humus, Hama, Şam kırsalı, Drea gibi yerler öncelikliydi ve IŞİD buralarda mevcut değildi.

Ordunun varlık göstermediği Rakka, Deyr ez-Zor, Elbumel gibi yerler ise IŞİD için önemliydi. Hem petrol için hem de Irak saldırısı ile ortaya çıkan ‘büyük hedef’ için.

Bu nedenle iki taraf da ‘kendi çöplüğünde oynamayı tercih edince’ İŞİD’in  yönetim ile işbirliği yaptığı (ya da tersi) öne sürüldü.

Ancak bu durumun yukarıda zikrettiğimiz sızmalar dışında böyle olmadığı yakın zamanda görüldü.

IŞİD Rakka kırsalındaki 17. Birliğe saldırdı ve kimilerine göre 2 bin kişinin bulunduğu birliği ele geçirdi.

17. Birlik’te ne oldu

İŞİD’in ani saldırı ile ele geçirdiği 17 birlik Rakka kırsalındaki ve bölgedeki en önemli Suriye birliklerinden biriydi.

Yaklaşık 2 yıldır muhasara altındaydı ve askerler zaman zaman zor şartlarda hayatta kalmaya çalışıyorlardı. Ordunun karadan ulaşamadığı birliğe havadan gıda ulaştırdığı biliniyor.

17 birliğe yapılan saldırıda birçok asker cephanesi tükendiği için kaçtı. Bu askerlerin kimisi çöle kaçtı. Ancak kaderleri tıpkı üste son ana kadar kalanlarla aynı oldu.

Diğer yandan bazı askerler Rakkalı aileler tarafından himaye altına alındı. Halen Rakka’da bu şekilde saklanan kaç asker olduğu bilinmiyor.

Diğer yandan bazı askerler 93. Birliğe ulaşmayı başardı. Ancak bir süre sonra 93. Birlik de İŞİD’in eline geçti.

17. Birlikteki askerlerin bir kısmı ise diğer şehirlere ve ailelerine ulaşmayı başardı. Ancak bir kısmından halen haber alınamıyor, sağ ya da ölü olup olmadıkları bilinmiyor.

Saklananlar olduğu için Suriye genelkurmayı da bilgi sahibi değil. Diğer yandan sığındıkları Rakkalı ailelerin yanında evlerini aramaya çalışan bazı askerler yerleri tespit edilince ailelerle birlikte infaz edildi.

Bu nedenle kalan askerler yerlerinin tespit edilmesi korkusuyla kendi aileleri ile bile iletişimi kesmiş durumda. Saldırı öncesinde ve sonrasında bölgede GSM hatları kesik olduğu için birçok asker Türkiye GSM hatları üzerinden görüşmeler yapıyordu.

Askerlerin yerlerinin tespit edilip İŞİD’e bildirilmesinde bazı komşu ülkelerin de rol aldığı belirtiliyor.

IŞİD’in ikinci büyük saldırısı Humus kırsalındaki Tell Şaer gaz üretim tesisleri oldu. Bu tesislere varabilmek için IŞİD’in tesisleri koruyan kontrol noktasının komutanına milyonlarca Suriye lirası rüşvet verdiği belirtiliyor. Deralı komutan halen gözaltında bulunuyor.

Tesislerde ise IŞİD tam bir katliam gerçekleştirdi. Öldürülen mühendis, koruma görevlisi ve askerlerin sayısının yaklaşık 300 olduğu tahmin ediliyor.

Bölgede bir yakını bulunan bir Suriyeli ise sayının infiali önlemek için tam olarak yansıtılmadığını ve öldürülenlerin sayısının 500 öldüğünü öne sürdü.

IŞİD in, diğer örgütler out

Irak saldırısı; Batı medyası ve yöneticileri tarafından ısrarla görülmek istenmeyen IŞİD’i bir anda dünyanın en ünlü fenomeni haline getirdi.

IŞİD’in Irak’taki saldırısı Suriye’de ise ‘artık bizimle uğraşmazlar’ umudu doğurdu. Ancak durumun öyle olmadığı kısa süre sonraki saldırılarla görüldü.

IŞİD’in bu saldırılar sonrası artan popülaritesi nedeniyle diğer örgütler bir anda unutuluverdi. Şimdi nereye, hangi çatışmaya baksanız IŞİD’i görüyorsunuz.

Oysa el-Nusra, İslami Cephe, varlığını artık büyük ölçüde diğer örgütlerin varlığına armağan eden ÖSO ve diğer onlarca irili ufaklı örgüt yukarıda zikrettiğimiz bölgeleri başta olmak üzere halen Suriye’nin birçok noktasında savaşıyor.

Ancak sahaya baktığımızda IŞİD’in ünlenmesinin haklı gerekçeleri de yok değil. 17. Birlik ve Tell Şaer saldırıları ve ardından askerlerin ‘güvenli liman olarak gördükleri’ 93. Birlik saldırısı IŞİD’i iyice korkulur hale getirdi.

Esad’ın cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi yakalamış olduğu olumlu hava ve yıl sonuna kadar büyük çatışmaların sona ereceği sözleri ile doğan umut bir anda kendisini karamsarlığa bıraktı.

Rakka için büyük iddia

Bu gelişmeler üzerine yönetimin neye mal olursa olsun Rakka’yı IŞİD’ten geri almayı kararlaştırdığı belirtiliyor. Özellikle Esad’ın Rakka’yı kurtaracağız sözünden yola çıkılarak ‘IŞİD çok güçlü Esad öyle deyince hemen cevabını verdi’ sözleri yönetim yanlıları tarafından bile sarf edilmeye başlandı.

Yönetimin işte bu söylentilerin çoğaldığı bu dönemde bir ‘prestij operasyonuna’ hazırlandığı belirtiliyor.

Esad’ın ‘yıl sonuna büyük çatışmalar biter’ sözünün temel adımlarından birinin şehir merkezinden sonra 17. Birliğin de kaybedildiği ve konuşmasında adını andığı Rakka olacak deniliyor.

Bugün kontrol noktasından otomobilimize aldığımız (gazeteci olduğumu bilmeyen) bir asker ‘yakında Rakka’ya gidiyorum’ dedi.

“Orası IŞİD’in elinde ne alaka?” der gibisinde sorum. Rakka taraflarına büyük yığınak yapıldığını ve Rakka’nın alınması için orduya kesin emir verildiğini söyledi. Üstelik operasyonun kısa süre içinde bitirilmesi de istenmiş.

Eğer Suriye ordusu askerin anlattığı operasyonu yapar ve başarılı olursa El-Bukemal – Deyr ez- Zor - Halep hattını kesmiş olacak.

Ancak Deyr ez-Zor, Halep, Lazkiye – İdlib kırsalları, Dera kırsalı ve Kuneytra ile Hama ve Homs kırsalları bekliyor.

Bakalım Esad, söylediği gibi yılsonuna kadar gerçekten büyük çatışmaları bitirebilecek mi?