Suudi Arabistan basınından Katar'a El-Cezire sitemi

img
Suudi Arabistan basınından Katar'a El-Cezire sitemi YDH

SAAF-Suudi Arabistan ile Katar arasında gerilen ilişkiler sonrası Suudi Arabistan basınına çıkan Katar ve El-Cezire televizyonunu konu alan yazının ikinci bölümü




SAAF-Suudi Arabistan ile Katar arasında gerilen ilişkiler sonrası Suudi Arabistan basınına çıkan Katar ve El-Cezire televizyonunu konu alan yazının ikinci bölümü Katar’a sert bir dille “yaptıklarından haberdarız” mesajını gönderiyor ve Suudi Arabistan’a yönelik yıpratma operasyonlarına son vermesini istiyor:

 

Dost ülke Katar hakkında özlü söz

 

Acaba Doha, ABD’nin aradığı ve yakalanması için karar çıkardığı kimseleri neden görmezden geldi? Buna cevap vermek mümkün değildir; ancak en azından hedefler açıklanabilir.

 

Doha’nın 1996 yılından 2000 yılına kadar şüpheli şahsiyetlere vatandaşlık sağladığı, bir yandan da İhvan-ı Müslimin kadrolarını çekmeye çalıştığı biliniyor. Gizli olmayan bu bilgiler ya bir şekilde ilan edildi yahut bir şekilde basına sızdı. Ancak Katarlı bir kişinin, sembolik kimliklere neden kucak açtığına ilişkin ayrıntılara yer verilmedi.

 

Geçtiğimiz makalede belirttiğimiz üzere bu arananlar arasında Suudi Arabistan’ın aradığı 26 kişi arasından 21 numaralı olan Faslı Abdulkerim el-Mecati de vardı. Yine arandığı basın yoluyla belirtilmeyen Pakistanlı Halid Şeyh, Katar Elektrik Bakanlığı’nda çalışıyordu. Nitekim bu kişinin banka hesabı yoluyla aranan başka kimselere de sınırlı bir para aktarımı yapılmıştı.

 

Şu halde sorulması gereken soru şudur: Bir taş atımlık uzaklıkta olduğu halde Amerikan istihbaratı nerede kaldı? Aradıkları kimseleri Katar mı unutturmuştu; yoksa belirli çevreler arasında ortak bir pazarlık mı vardı? Tabi ki bundan emin olamayız; kimseleri suçlayamayız; ancak şu kadarını sorabiliriz: Nairobi ve Dar’us Selam patlamalarına kadar böylesine dikkat çekici bir şöhreti olmayan bir el-Kaide üyesi nasıl oluyor da Suudi Arabistan’da Katar pasaportuyla yakalanıyordu?

 

Hiç şüphesiz Doha bu kimseye yerine getirmek üzere bir görev vermişti. Bu görevlerin başında da Arapların Araplarla ilişkilerini bozmak, Arap saflarını yıpratmak ve İsrail’in bölgeye sızmasını kolaylaştırmak vardı.

 

Aile içi darbelerle politik tarihi belirginleşen (Şu anki Katar emiri Şeyh Hamd, babası Şeyh Halife Âl-i Sani 1995 yılında bir darbeyle devirip başa gelmiştir. Daha önce de Şeyh Halife, kendisinden önce Katar emiri olan amcasının oğlu Şeyh Ahmed b. Ali Âl-i Sani’yi 1972 yılında bir darbeyle devirip başa gelmiştir.) Katar’ın politik mantığı eğer buysa Katar Dışişleri Bakanı'nın bu merhalede bu eğilimi örümcek ağlarıyla örmesine şaşmamak gerekir.

 

Daha objektif olalım ve maksadımızı daha net ifade edelim: Doha, Suudi Arabistan’ı hedef almıştır ve Suudi Arabistan’ı kötüleme noktasında eline geçen her fırsatı değerlendirmektedir. Bu noktada el-Cezire televizyonunu da kendisine bir maske edinmiştir ki bu şeffaf maske arkasındaki yüzü gizlemeye yetmemektedir.

 

Katar bazı muhalifleri desteklediği zaman bu yüz daha da belirginleşmektedir. Bunu herkes bilmektedir. Ancak birçoğunun bilmediği şey; Londra ve Washington’daki Suudi Arabistan muhalefeti konusunda Katar’ın İran istihbaratından bilgi aldığıdır. Tüm bu çabalar bölgeye olumsuz etki yapmaktadır ki tüm bu çalışmalar bir şekilde etkisizleştirilmiştir.

 

Tabi Doha’daki bazı kimseler bu sınırda durmamaktadır. Ancak buradan şunu vurgulamak istiyorum; özellikle de Amerikan üssünde bulunan kimseler şunu bilsin ki kasıtlı televizyon programları ve medya saldırısı Suudi Arabistan ve liderlerinin ilişkilerini bozmayacaktır. Zira aramızdaki ilişkiyi bir elektrik faturası ödemeden ifa edilme yahut bazı olayları görmezden gelmeyle açıklamak mümkün değildir. Allah birçok beşer türü yaratmıştır ki bunlar genel olarak iki kısımdır: Bunlardan birincisi yönetmek ve saygı duyulmak için yaratılmış; diğeri ise tâbi olmak için yaratılmıştır. Bazen tâbi olanlar diğerlerinin sırtına çıkmaya çalışsa da…

 

Suud el-Reys

 

Al-Hayat – Suudi Arabistan

 

Çeviri: Furkan TORLAK



Makaleler

Güncel