Mısırlı muhalifler geçici hükümet kurmak için daha ne bekliyor

Muhalif grupların oluşturacağı geçici hükümet, fiilen düşmüş olan Mübarek rejiminin hukuken düşmesini sağlayacağı gibi orduya taraf olabileceği resmi bir muhatap kazandırabilir ve ülkede durma noktasına gelen ekonomik çarkın tekrar işlemesini sağlayabilir.

Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in 1 Şubat’ta devlet televizyonu aracılığıyla yaptığı konuşma, içeride ve dışarıda artık hiçbir desteğinin kalmadığını ortaya koyuyordu.

 

Tunus devriminin ardından geçtiğimiz salı günü Kahire, Süveyş ve İskenderiye kentlerinde başlayan ve polis güçlerinin sert müdahalelerine rağmen giderek daha da kitleselleşerek devam eden gösterilerde ilk kırılma cuma günü düzenlenen “Öfke Günü” protestoları sonrasında yaşandı.

 

Cuma günkü gösterilerden sonra yönetim kontrolünü tamamen kaybeden Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, kabineden istifa istedi ve cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ihdas ederek İstihbarat Şefi Ömer Süleyman’ı bu makama atadı.

 

Mübarek’in bu adımı, Mısır halkını gösterilerle sonuç alınabildiğini düşündürerek cesaretlendirirken, sokakları kontrol etmesi için talimat verilen ordunun da doğrudan halkın yanına geçmese bile Mübarek’in arkasında durmayacağını ortaya koymasına sebep oldu.

 

Binaenaleyh, ordu sözcüsünün dün devlet televizyonu aracılığıyla halkın sokak gösterilerinde söz konusu ettiği talepleri yasal gördüklerini ve halka karşı güç kullanmayacaklarını açıklamasından yaklaşık yarım saat sonra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ömer Süleyman, yine devlet televizyonundan Mübarek’in kendisini muhalif gruplarla siyasi reformlar konusunu görüşmek üzere temas kurmakla görevlendirdiğini açıkladı.

 

Gösterilerin başladığı ilk günlerde Mısır halkının hak ve özgürlük taleplerini desteklediklerini belirtmekle birlikte Mübarek rejimine daha güçlü bir destek veren Amerikan yönetimi, cuma gününden sonra Mübarek rejimine daha mesafeli açıklamalar yaptı ve nihayet, milyonluk gösterilerin düzenlendiği salı günü Kahire Büyükelçisi Margaret Scobey’i, Muhammed el-Baradei ile görüşmeye gönderdi.

 

ABD’nin Kahire Büyükelçisi Scobey’nin muhalif grupların rejimin barışçı bir şekilde değişmesi ve kurulacak geçici ulusal birlik hükümetine başkanlık yapması için görevlendirdiği Muhammed el-Baradei’ye Washington’un Mısır’daki demokratikleşme sürecini desteklediğini söylemesi, Mübarek’in İsrail, Suudi Arabistan, Ürdün ve bazı Körfez emirlikleri ile Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’tan başka dış desteğinin kalmadığını ortaya koydu.

 

Amerika’dan “artık git” mesajı alan Mübarek’in salı gecesi yapacağı açıklanan konuşması büyük önem taşıyordu; ancak Mübarek yaptığı konuşmada eylül ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmayacağını açıklamakla birlikte eylüle kadar gitmeye pek de niyetli olmadığını ortaya koydu.

 

Cumhurbaşkanı yardımcılığına atadığı Ömer Süleyman’a -Müslüman Kardeşleri hariç tutarak- muhalif gruplarla müzakere görevi veren Mübarek, muhalif gruplardan çekebildiğini yanına çekmek, muhalif gruplar arasındaki birliği bozmak ve eylüle kadar koltuğunda kalmak yönünde bir strateji izlediğinin mesajını verdi.

 

 ABD ve İsrail’in bölgedeki en güçlü kalesi sayılan Mübarek rejiminin bir hafta içerisinde kumdan bir şato gibi yıkılmaya giden süreci durdurabilecek birkaç adım atabileceği muhtemel gözüküyor:

 

1- Muhalif gruplarla yapılacak müzakerelerle rejimi bir hafta içerisinde dize getiren gösterilere öncülük eden bu grupların birliklerinin bozulması,

 

2- Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağı eylül ayına kadar girişilecek yasal reformlarla muhaliflerin sürece kazandırılması ve sokakların aşamalı olarak seyreltilmesi,

 

3- Hala ortada duran ordu aracılığıyla gösterilerin kontrol altına alınması,

 

4- Muhaliflerle başlatılan müzakere sürecine Amerikan desteğinin kazandırılması,

 

5- Mübarek’in kendisinin olmasa bile eylül ayından sonra da rejiminin devamının sağlanması

 

Şu ana kadar birliklerini koruyarak Mübarek gidinceye kadar rejimle müzakere yapılmayacağına ilişkin demeçler veriyor olsalar da orduyu kesin olarak hala yanlarına almayı başaramamış olan muhalif grupların sokak gösterilerinden başka Mübarek’i gitmeye zorlayabilecekleri bir araç bulunmuyor.

 

Zaten son derece kırılgan olan ülkedeki ekonomik yapının milyonlarca kişinin sokak gösterilerine ve genel grevlerine daha ne kadar tahammül edebileceği de belirsizliğini koruyor.

 

Son açıklamasıyla sahip olduğu polis gücü ve ordunun pasif desteği ile zaman kazanma politikası izleyeceğinin sinyalini veren Hüsnü Mübarek’i gitmeye zorlayacak en önemli adımın muhalif grupların Muhammed el-Baradei başkanlığında geçici bir hükümet oluşturarak inisiyatifi ele alması ve mübarek rejimini tamamen gayri meşru pozisyona itmesi olduğu görülüyor.

 

Muhalif grupların oluşturacağı geçici hükümet, fiilen düşmüş olan Mübarek rejiminin hukuken düşmesini sağlayacağı gibi orduya taraf olabileceği resmi bir muhatap kazandırabilir ve ülkede durma noktasına gelen ekonomik çarkın tekrar işlemesini sağlayabilir.

 

Muhaliflerin kuracağı geçici hükümet, ülkeyi serbest ve demokratik seçimlere götürme hazırlıklarını yaparken halkı ve ülkeyi gerçekte kimin yönettiğini gösterip dış desteği de kendisine celp ederek Mübarek’e kapının veya mahkeme salonunun yolun gösterebilir.

 



Makaleler

Güncel