Cenevre-2: ‘Onurlu ve vatansever muhalif’ yaratma konferansı

Cenevre’yle ilgili olarak iktidar devralma hayalleri kuran Ulusal Koalisyon’dan 22 Ocak’tan sonra ‘onurlu ve vatansever bir muhalif’ rolü oynaması beklenecek gibi gözüküyor.

Suriye Muhalefeti ve Devrimci Güçler Koalisyonu adlı örgütün Cenevre-2 konferansına katılacağını açıklaması Dostlar Grubu’nun ‘Suriye devrimi’ projesinin başarısızlığının ilanı oldu.

2011’den beri ‘sadece rejimin nasıl gideceğini’ müzakere etmek için masaya oturabileceklerini[1] söyleyen muhaliflerin oluşturduğu Ulusal Koalisyon, artık Cenevre’de kendisini iktidar devir teslim töreninin beklemediğini çok iyi biliyor.

Kaolisyon’un ana gövdesini oluşturan Ulusal Konsey’in en önemli bileşeni olan Müslüman Kardeşler, bir yıl önce mevcut Şam yönetimi ile siyasi çözümü kesin bir dille reddetmişti.[2]

Çünkü ABD 11 Kasım 2012’de dışarıdaki muhalifleri yeniden yapılandırarak Ulusal Koalisyon’u ardından da 8 Aralık’ta bunun askeri kanadı olan ÖSO genelkurmayını kurmuştu.

2012 yılı sonlarından itibaren ABD’nin Suriye dosyasını Katar ve Türkiye’den alarak doğrudan liderlik üstlenmesi, 2013 yılı için Dostlar Grubu tarafından desteklenen muhaliflere şu ufukları açıyordu:

1- Koalisyon’un ve kuracağı geçiş hükümetinin ‘uluslar arası toplum’ tarafından tanınması.

2- Silahlı grupların 8 Aralık’ta Antalya’da kurulan ÖSO genelkurmayı aracılığıyla silahlandırılması.

3- Suriye içerisinde kurtarılmış bölgelerin oluşturulması ve ‘uluslar arası toplum’ tarafından tanınan muhalif hükümetin bu bölgelerin yönetimini üstlenmesi.

4- Cenevre-2’nin gündeminin Suriye’nin bir bölümünü yöneten Ulusal Koalisyon hükümetinin ve Dostlar Grubu’nun önceliklerine ve gündemine göre belirlenmesi.   

5- Cenevre-1’de öngörülen ‘geçiş hükümetinin’ yapısının Ulusal Koalisyon ve Dostlar Grubu tarafından şekillendirilmesi, dolayısıyla da Beşşar Esed’i dışlayan geçiş modelinin Şam’a ve müttefiklerine kabul ettirilmesi.

Masa için saha hazırlığı

Nitekim ABD’nin 11 Kasım 2012’de yurt dışındaki muhalifleri yeniden yapılandırmasından sonra bu hedefleri gerçekleştirmeye dönük adımlar atıldı.

17 Kasım 2012’de Fransa, Ulusal Koalisyon’a elçilik açma izni verdi.[3] Yeni kurulan dengeden yararlanan İsrail, 31 Ocak’ta muhaliflere hava desteği rolüyle oyuna girdi.[4] Fransa ve İngiltere martta muhalifleri silahlandırmak için hazırlıklara başladı.[5]

Ulusal Koalisyon, 19 Mart’ta hükümet kurdu.[6] Arap Birliği’ndeki Suriye temsilciliği 14 Mart’ta Ulusal Koalisyon’a verildi.[7] Katar’daki Suriye büyükelçiliği Ulusal Koalisyon’a 18 Mart’ta devredildi.[8] İlk kez bir Dostlar toplantısında muhaliflerin silahlandırılması yönünde açık karar alındı. Daha önce muhaliflerin silahlandırılmasına temkinli yaklaşan ABD, 22 Haziran’daki Doha toplantısında silahlandırma kararını “Suriye yönetimini siyasi çözümü kabul etmeye zorlamak”[9] gerekçesiyle açıkladı.

Bu şartlarda gerek Ulusal Koalisyon’un gerekse de onu destekleyen Dostlar Grubu’nun Beşşar Esed’in çekilmesi ön şartını kaldırarak müzakere masasına oturmaya yanaşmaması son derece anlaşılabilir bir durumdu.

Şartlar tersine döndü

Dostlar Grubu ve Ulusal Koalisyon aracılığıyla oluşturulmaya çalışılan şartlar, 2013 yılının ortalarından itibaren Şam ve müttefiklerinin attığı adımlar nedeniyle değişmeye başladı.

İsrail’in Dostlar Grubu’nun joker oyuncusu olarak muhaliflere hava desteği rolüyle oyuna girmesi üzerine Rusya mayıs ayında S-300 jokerini kullandı.[10]

Hizbullah, İsrail’in oyuna girmesi üzerine Şam’a verdiği siyasi desteğe mayıs ayından itibaren açıkça askeri desteği de ekledi[11] ve Kusayr bölgesini güvenli hale getirerek silahlı grupların Lübnan bağlantısını kesti.

2013 yılı ortalarında askeri cephedeki şartların aleyhlerine döndüğü muhalifleri de Dostlar Grubunu da umutlandıran en önemli gelişme, ABD’nin eylül ayında kimyasal silah gerekçesiyle Suriye’ye müdahale kararı alması oldu.

Ancak Şam’ın kimyasal silahlarını teslim ederek müdahaleyi seçenek dışı bırakması, ABD müdahalesi ile gerçekleştirecekleri devrim umudunu kaybeden silahlı grupları yerel hakimiyet alanları oluşturmaya ve iç hesaplaşmaya sevk etti.

25 Eylül’de Ulusal Koalisyon’u tanımadığını açıklayan ÖSO’nun ana gövdesini oluşturan gruplar, 22 Kasım’da İslami Cephe adında yeni bir grup oluşturdu. İslami Cephe’nin aralık ayı başında Türkiye sınırındaki ÖSO karargahlarını ele geçirmesi üzerine ABD ve İngiltere muhaliflere yaptığı ‘öldürücü olmayan silah’ desteğini askıya aldı.[12]

Vekalet savaşı kontrolden çıktı, kurtuluş siyasi çözümde

Bütün bu gelişmeler, başta ABD olmak üzere Batılıları, Dostlar grubu tarafından yapılandırılıp güdülen Ulusal Koalisyon’un da ÖSO’nun da sahada hiçbir ‘özgül ağırlığının’ bulunmadığına ve sürdürülen vekalet savaşının kontrolden çıkmaya başladığına ikna etti.

Cenevre-2 konferansının başta ABD olmak üzere Dostlar Grubunun Batılı üyeleri tarafından artık Şam’a iktidar devri için şartlar dayatılacak bir siyasi zemin olarak görülmediği anlaşılıyor.

Geçen üç yıllık iktidar vaadi alışkanlığıyla siyasi çözüm masasına oturmaya yanaşmayan Ulusal Koalisyon’un ABD tarafından Cenevre-2’ye katılmaya zorlanmaları[13] bunu doğruluyor.

Bir koalisyon yetkilisinin şu açıklaması, kendileri üzerinde kurulan baskının büyüklüğünü olduğu kadar aslında Batılıların kontrolden çıkmaya başlayan vekalet savaşında durumu kurtarma telaşını da yansıtıyor.

BBC’ye açıklamada bulunan Koalisyon yetkilisi şunları söylüyor:

“ABD ve İngiltere, bize ‘Cenevre’ye gitmelisiniz’ diyor. Eğer Cenevre’ye gitmezsek, şimdiki gibi bizi desteklemeye devam etmeyeceklerini ve uluslararası toplum nezdinde saygınlık kaybedeceğimizi açıkça ifade ediyorlar.”

Koalisyon yetkilisi, diğer yabancı güçlerin ABD ve İngiltere kadar baskı yapmadığını belirtip şöyle devam ediyor: “Fransa da gitmemizi istiyor ama ‘kararınız ne olursa olsun sizinleyiz’ diyor. Suudi ve Türklerin duruşu da aynı. Bize ‘Cenevre’ye gitmenizi tercih ederiz ama gitmezseniz ve işler yolunda gitmezse sizi terk etmeyeceğiz’ diyorlar.”[14]

Koalisyon’un Cenevre-2’ye katılacağını açıkladığı toplantısından 4 gün önce alternatifsiz olduklarını öne süren yetkili, “Alternatif nedir? Bir tarafta kimyasal silah kullanan zalim bir diktatör var, diğer tarafta da El Kaide, bizimle muhatap olmazlarsa kiminle muhatap olacaklar?” diyerek ABD baskılarına direnebileceklerini, Cenevre-‘ye gitmeyebileceklerini ima etmişti.

Ancak otel lobileri dışında hiçbir belirleyiciliği olmayan bir örgütün tüm kredisini borçlu olduğu ABD liderliğindeki Dostlar Grubunu alternatifsizlikle tehdit etmesinin ciddiye alınabilir bir tarafının olmadığı Cenevre’ye gitme ‘kararı alan’ Koalisyon tarafından da itiraf edilmiş oldu.

Cenevre-2’nin muhtemel gündemi ve yeni süreç

Cenevre-2 konferansının 30 Haziran 2012’deki Cenevre bildirisindeki kararlar çerçevesinde olacağı biliniyor.

Kofi Annan girişimi sonrasında ortaya çıkan Cenevre bildirisi, Suriye’de muhaliflerin de katılacağı bir geçiş hükümeti kurulmasını ve siyasal süreçlerin bu hükümet tarafından yönetilmesini öngörüyor.

Suriye’de barışçı bir değişim süreci yaratabilecek bu kararın uygulanamamasının ve 100 binden fazla insanın ölümüne neden olan iç savaşın sebebi, Dostlar Grubu ile bu grubun güdümündeki muhaliflerin ‘Beşşar Esed çekilsin’ ön şartıydı.

Yazının başında sıralanan şartlar ve mayıs ayındaki Kerry-Lavrov anlaşması, ABD’yi aşamalı olarak Cenevre-2’ye ön şartsız katılma noktasına, yani Rusya’nın başından beri savunduğu çözüm şekline yaklaştırdı.

Cenevre bildirisini 30 Haziran 2012’den beri ön şartsız görüşmeye hazır olan Şam ve müttefikleri, Cenevre-2’nin üçüncü tarafın müdahalesi olmaksızın Suriyelilerle-Suriyelilerin diyalogunu ve aşırılıklarla mücadeleyi temel alması gerektiğini savunuyor ve gündemin şu hususlara göre belirlenmesini öngörüyor:

1- Terörist gruplara yapılan silah ve para yardımlarının kesilmesiyle savaşın ve kanın durdurulması.

2- BM sözleşmesi çerçevesinde terörle mücadele konusunda ciddi adımlar atılması.

3- Teröristler ile onurlu ve vatansever muhaliflerin birbirinden ayrılması.

4- Ulusal uzlaşmanın ve reformların uygulanması için müzakerelerin başlatılması ve yabancıların müdahalesi olmaksızın siyasi sürecin işletilmesi.

5- Terörü destekleyen ülkelerin Suriye’nin yeniden yapılandırılmasının maliyetini üstlenmesi.[15]

Şam, Tahran ve Moskova tarafından önerilen bu gündemin Dostlar Grubu’nun gündemi ve hedeflerinden son derece farklı olduğu bir gerçek. Ancak bu gündemin ani bir dönüşle olmasa da geniş bir kavis çizerek kontrolden çıkmaya başlayan bu vekalet savaşından çekilmeye hazırlanan ABD’ye uyan tarafları da var.

Şam’ın müttefiklerinin Cenevre-2 gündeminin ABD’ye geniş bir kavis manevrası kazandıracak anahtar ise ‘teröristler ile onurlu ve vatansever muhaliflerin birbirinden ayrılması’ maddesi.

Cenevre’yle ilgili olarak iktidar devralma hayalleri kuran Ulusal Koalisyon’dan 22 Ocak’tan sonra ‘onurlu ve vatansever bir muhalif’ rolü oynaması beklenecek gibi gözüküyor.

 



[1] Reuters. 3 Kasım 2011. ناشط سوري يشكك في أن قبول الأسد مبادرة الجامعة العربية سينهي العنف. http://ara.reuters.com/article/topNews/idARACAE7A210920111103

[2] YDH. 3 Ocak 2013. Müslüman Kardeşler'den siyasi çözüme ret. http://www.ydh.com.tr/HD11285_musluman-kardesler-den-siyasi-cozume-ret.html

[3] Habertürk. 17 Kasım 2012. Suriyeli muhalifler Fransa’ya büyükelçi atadı. http://www.haberturk.com/dunya/haber/794998-suriyeli-muhalifler-fransaya-buyukelci-atadi

[4] Hürriyet. 31 Ocak 2013. İsrail Şam’ı vurdu. http://www.hurriyet.com.tr/planet/22485106.asp

[5] Euronews. 14 Mart 2013. Fransa ve İngiltere Suriyeli muhalifleri silahlandırmaya hazırlanıyor. http://tr.euronews.com/2013/03/14/fransa-ve-ingiltere-suriyeli-muhalifleri-silahlandirmaya-hazirlaniyor/

[6] NTVMSNBC. 19 Mart 2013. http://www.ntvmsnbc.com/id/25429840/

[7] Anadolu Ajansı. 24 Mart 2013. Arap Birliği’nde Suriye’yi SMDK temsil edecek. http://www.aa.com.tr/tr/dunya/146931--arap-birliginde-suriyeyi-muhalifler-temsil-edecek

[8] Hürriyet. 28 Mart 2013. Suriyeli muhaliflerden bir ilk. http://www.hurriyet.com.tr/planet/22911045.asp

[9] El Cezire. 22 Haziran 2013. كيري: زيادة الدعم تهدف لدفع النظام لحل سياسي

"أصدقاء سوريا" يؤكدون تسليح الثوار

http://www.aljazeera.net/news/pages/e1c03fb5-aacd-4369-b327-59f36459b78d

[10] Hürriyet. 28 Mayıs 2013. Rusya son sözünü söyledi: S-300 füzeleri Suriye’ye gidecek. http://www.hurriyet.com.tr/planet/23383968.asp

[11] YDH. 25 Mayıs 2013. Suriye’yi yalnız bırakmayacağız, zafer vaat ediyorum. http://www.ydh.com.tr/HD11871_suriyeyi-yalniz-birakmayacagiz-zafer-vaat-ediyorum.html

[12] BBC Türkçe. 11 Aralık 2013. ABD ve İngiltere Suriyeli muhaliflere yardımı durdurdu. http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/12/131211_suriye_abd_yardim.shtml

[13] CNN Türk. 17 Ocak 2014. Kerry, Suriye Ulusal Koalisyonu’na Cenevre-2 çağrısını yineledi. http://www.cnnturk.com/dunya/kerry-suriye-ulusal-koalisyonuna-cenevre-2-cagrisini-yineledi

[14] BBC Türkçe. 14 Ocak 2014. ABD ve İngiltere’den Suriye muhalefetine Cenevre uyarısı. http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2014/01/140113_suriye_ingiltere_abd.shtml

[15] Farsnews. 16 Ocak 2014.دستور کار مثلث ایران، روسیه و سوریه درباره ژنو۲

http://www.farsnews.com/newstext.php?nn=13921025001273



Makaleler

Güncel