'Onurlu ve vatansever muhalif' ihtiyacı ve Suriye Demokrat Ordusu

Amerika, Suriye Demokrat Ordusu ile işbirliği çerçevesinde, aslında Rusların 2014’teki Cenevre-2 konferansı sırasında gündeme getirdiği ‘teröristler ile onurlu ve vatansever muhaliflerin birbirinden ayrılması’ önerisine bugün gelmiş oldu.

Amerika’nın 12 Ekim’de YPG ve müttefiklerine 50 tonluk silah yardımı yapması,[1] 5 yıllık Suriye krizinde birçok bakımdan önemli bir dönüm noktası sayılabilir.

Eğit-donat programındaki başarısızlığın[2] ardından yaşanan bu gelişme, sadece programın içeriğine ilişkin bir değişiklik olarak gözükse[3] de Suriye kriziyle ilgili tüm parametreleri etkilediği için adeta bir milat olma özelliği taşıyor.

Çünkü Amerika’nın YPG’nin oluşturduğu Demokrat Suriye Ordusu’nu (SDO) desteklemeye başlaması, 2014’ten beri zaten koordinasyonu bozulan ‘Dostlar Grubu’ndaadeta bir kimyasal değişime neden oldu.

Aslında Suriye’de devrim yapacak grupları desteklemek için 22 Şubat 2012’de kurulan ABD liderliğindeki Dostlar Grubu, 12 Eylül 2014’teki Cidde toplantısıyla terörle mücadele koalisyonuna dönüştüğü için zaten işlevini yitirmişti.

Amerika, bu tarihten sonra Suriye’de ‘devrimi’ öncelik olmaktan çıkarıp ‘terörle mücadeleye’ yoğunlaşarak Rusya’nın pozisyonuna yaklaşırken; Suudi Arabistan ve Türkiye, Suriye’de ‘devrim’ önceliğinin korunması gerektiğini savunmuştu.

Ancak ABD ile bölgesel müttefikleri arasında ‘öncelik’ farklılığından kaynaklanan görüş ayrılıkları henüz bir çıkar çatışmasına dönüşmemişti. Dolayısıyla bu süre içerisinde Dostlar Grubu’nda yaşanan değişim grubun eski haline dönmesini ihtimal dışı bırakmayan bir fiziksel değişim düzeyindeydi.  

‘Dostlar’ arasında işbirliğinden çıkar çatışmasına

Washington’un Suriye’de kara müttefiki olarak YPG liderliğindeki Demokrat Ordu’yu desteklemeye başlaması ise zaten işlevini yitiren Dostlar Grubu’nun üyeleri arasındaki işbirliğini, çıkar çatışmasına dönüştürmeye başladı.  

Ankara, "PYD'nin DEAŞ karşısında meşruiyet kazanan bir aktör haline gelmesi kesinlikle kabul edilmez"[4] diyerek Washington’un PYD ile ilişkisine; Suudi Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr ile Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu da ‘Suriyeli muhalifleri desteklemeye devam edeceğiz’[5] diyerek ABD’nin öncelik değiştirmesine tepki gösterdi.

Peki iki önemli bölgesel müttefikinin bu açık tavrı, Amerika’yı PYD ile işbirliğine son vermeye ve Suriye’de ‘devrimi’ yeniden öncelik olarak belirlemeye zorlar mı?

Ankara ve Riyad’a Washington’dan umut yok

Amerika’nın bölgesel müttefikleriyle birlikte sürdürdüğü vekalet savaşının kontrolünü kaybetmesi ortaya çıkan terör tehdidinin sebebi; önceliğini değiştirmesi ise ortaya çıkan terör tehdidin bir sonucu oldu.

Vekalet savaşının kontrolden çıkması, eğit-donat programındaki başarısızlık ve Rusya’nın müdahalesi, Washington’un Riyad ve Ankara’nın talebi doğrultusunda yeniden ‘devrim’ önceliğine dönmesini imkansız kılıyor.

Dolayısıyla Ankara ve Riyad’ın öncelik değiştirme konusunda Washington’dan sevindirici bir haber duyma ihtimali yok.

Öte yandan 12 Ekim’deki 50 tonluk silah yardımı, Washington’dan Ankara’ya PYD ile ilişkiler konusunda da sevindirici bir haber gelmeyeceğinin açık bir işareti.

Ankara’nın baskısına rağmen, Washington’un PYD’yle kurduğu ilişkiyi değiştirmesi beklenmiyor; çünkü şu sebepler, Washington açısından PYD’yi vazgeçilmez kılıyor.

PYD, Washington’un vazgeçilmezi

Suriye’deki askeri varlığı BM kararına ve Şam’ın talebine dayanmadığı için yasallık sorunuyla karşı karşıya bulunan ABD, bir yıllık terörle mücadele mazisine rağmen Suriye’de bir kara müttefikine sahip değil.

ABD’nin yasallık sorununu izah edilebilir kılmak ve Rusya karşısında Suriye’deki askeri varlığının devamlılığını sağlayabilmek için zafer öykülerine, bu öyküler için de ideolojik açıdan ‘ılımlılık’ kriterine uygun bir kara müttefikine ihtiyacı var.

Fetih Ordusu modeli Türkiye ve Suudi Arabistan’ın ABD’ye armağanı

Ankara’nın PYD hassasiyeti, bu grubun PKK ile paralelliğinden ve Türkiye sınırındaki üç kanton bölgesini bir Kürdistan Bölgesi haline getirme potansiyelinden kaynaklanıyor.

PKK’yı terör örgütü olarak kabul eden Washington’un en önemli bölgesel müttefiklerinden biri olan Türkiye’nin kaygılarına ve itirazlarına rağmen PYD ile işbirliğini sürdürmesini kolaylaştıran altın formül aslında bizatihi Ankara ve Riyad’ın eseri.

Bu altın formül, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin Suriye’de rejimin devrilebileceğine dair kaybolan inançları yeniden canlandırmak ve ABD’yi ‘devrim’ önceliğine geri döndürmek için oluşturduğu Fetih Ordusu’ydu.

Fetih Ordusu; Ankara, Riyad ve Washington’un terör örgütü listesinde yer alan Nusra Cephesi liderliğindeki birkaç örgütün birleşmesiyle kurulmuştu, örgütün ana gövdesini oluşturan diğer cihatçı gruplardan Ahrar Şam da Washington’a ‘ılımlı’lık kriterini biraz esnetirse göreve hazır olduğunun mesajını vermişti.[6]

El Kaide’nin (Nusra) Fetih Ordusu adıyla ‘aklanmasına’ dayalı bu model, şimdi Washington tarafından Ankara’nın ‘terör örgütü’ olarak nitelediği YPG liderliğindeki ‘Suriye Demokrat Ordusu’ adıyla yeniden üretildi.

ABD’nin zafer öyküsü ihtiyacı ve Suriye Demokrat Ordusu

Washington’un Ankara’nın PYD/PKK hassasiyetini gözeterek desteklediği Suriye Demokrat Ordusu, el-Hayat’ın haberine göre şu bileşenlerden oluşuyor:

YPG, YPJ (kadın ve erkeklerden oluşan 25 bin kişilik güç) Suriye Arap Koalisyonu (Haseke’deki 1200 savaşçı) Devrimciler Ordusu (Halep ve Rakka sınırındaki 2500 ila 3000 civarındaki savaşçı) Fırat Volkanı Operasyon Odası (4-5 bin civarında savaşçı) Sanadid (Yiğitler) Güçleri (700 savaşçı) Cezire Tugayları Grubu (Öncelikle 700 güç gönderdi, aşiretlerin katılımıyla sayı artabilir) Süryani Askeri Konseyi (1500 savaşçı)[7]

ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonla koordinasyon içinde olduğu belirtilen Suriye Demokrat Ordusu’nun birkaç hafta içinde Rakka’yı IŞİD’den temizlemek için harekete geçeceği bildiriliyor.

50 bin kişilik bir güce sahip olduğu belirtilen Suriye Demokrat Ordusu’nun Rakka’yı kurtarması, Amerika’ya Rusya karşısında Suriye’deki varlığını anlamlı kılacak bir zafer öyküsü, PYD’ye ise ‘terör örgütü’ olarak nitelenmesini imkansız kılacak bir vatanseverlik armağan etmiş olacak.

PYD’nin yumurtaları tek sepette değil

Elbette bu durum, PYD’nin Amerika’nın paralı askeri olmayı kabul ettiği anlamına gelmiyor; zira Amerika’dan çok daha önce Rusya ile temasları bulunan PYD, Rusya tarafından da terörle mücadelede meşru bir kara müttefiki olarak görülüyor.[8]

PYD’nin stratejik hedefi, kurduğu üç kantonun varlığını korumak ve belki bunları bir Kürdistan Bölgesi’ne dönüştürmek ise savaşta IŞİD’e ve Türkiye’ye karşı Amerika ile, barış ve siyasi çözüm sürecinde ise Rusya ile işbirliği yapması son derece rasyonel.

Amerika, Suriye Demokrat Ordusu ile işbirliği çerçevesinde, aslında Rusların 2014’teki Cenevre-2 konferansı sırasında gündeme getirdiği ‘teröristler ile onurlu ve vatansever muhaliflerin birbirinden ayrılması’[9] önerisine bugün gelmiş oldu.

ABD ile Rusya arasında Suriye’nin iki tarafın vekalet savaşına dönüştürülmemesi[10] yönündeki uzlaşma, Rakka’yı kurtararak ABD’ye bir zafer öyküsü armağan etmesi halinde bile  Suriye Demokrat Ordusu’nun Rusya tarafından ‘terörist’ sayılmayacağını gösteriyor.

Sahadaki gelişmeler, Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar tarafından desteklenen grupların ‘terörist’; ABD’nin desteklediği Suriye Demokrat Ordusu’nun ‘onurlu ve vatansever muhalifler’ olarak ayrışmaya başladığını gösteriyor.

Rusya’nın Suriye ordusu ve bileşenlerinin kara desteği ile Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar tarafından desteklenen silahlı grupları tasfiye etmesi, Amerika’nın da Suriye Demokrat Ordusu ile Rakka’daki IŞİD’i temizlemesi durumunda siyasi çözümün muhatapları, biraz gecikmeyle Rusya’nın Cenevre-2’deki çerçevesine göre belirlenmiş olacak.

Yani, ‘onurlu ve vatansever muhalifler’ ile Suriye yönetimi.

 



[1] BBC Türkçe, 12 Ekim 2015. ABD Haseke’ye 50 ton silah ve cephane indirdi http://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/10/151012_abd_kurtlere_sil

[2] Milliyet. 3 Ekim 2015. Obama'dan eğit donat itirafı. http://www.milliyet.com.tr/obama-itiraf-etti/dunya/detay/2126299/default.htm

[3] YDH. 9 Ekim 2015 ABD’den yeni ‘eğit-donat programı http://ydh.com.tr/HD14202_abdden-yeni-egit-donat-programi.html

[4] Haber Türk, 14 Ekim 2015. ABD ve Rus Büyükelçileri Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı http://www.haberturk.com/dunya/haber/1139945-abd-ve-rus-buyukelcileri-disisleri-bakanligina-cagrildi

[5] El Arabiya. 16 Ekim 2015. الجبیر: پادشاهی سعودی و ترکیه به حمایت از مخالفان سوری متعهدند http://farsi.alarabiya.net/fa/middle-east/2015/10/16/%D8%A7%D9%84%D8%AC%D8%A8%DB%8C%D8%B1-%D9%BE%D8%A7%D8%AF%D8%B4%D8%A7%D9%87%DB%8C-%D8%B3%D8%B9%D9%88%D8%AF%DB%8C-%D9%88-%D8%AA%D8%B1%DA%A9%DB%8C%D9%87-%D8%A8%D9%87-%D8%AD%D9%85%D8%A7%DB%8C%D8%AA-%D8%A7%D8%B2-%D9%85%D8%AE%D8%A7%D9%84%D9%81%D8%A7%D9%86-%D8%B3%D9%88%D8%B1%DB%8C-%D9%85%D8%AA%D8%B9%D9%87%D8%AF%D9%86%D8%AF.html

[6] YDH. Lebib Nahhas, 12 Haziran 2015. Ahrar Şam’dan ABD’ye 'bizi görün' mesajı  http://www.ydh.com.tr/haber.php?HID=14007 ;

https://www.washingtonpost.com/opinions/the-deadly-consequences-of-mislabeling-syrias-revolutionaries/2015/07/10/6dec139e-266e-11e5-aae2-6c4f59b050aa_story.html?postshare=651436611000541

[7] YDH. 13 Ekim 2015. ABD’den Suriye’de Rusya’ya karşı hamle http://www.ydh.com.tr/HD14209_abdden-suriyede-rusyaya-karsi-hamle.html

[8] CNN Türk, 29 Eylül 2015. PUTİN: KÜRTLER VE ESAD SADECE IŞİD İLE SAVAŞIYOR http://www.cnnkurd.eu/dunya/putin-kurtler-ve-esad-sadece-isid-ile-savasiyor/531/

[9] YDH. 19 Ocak 2014. Cenevre-2: ‘Onurlu ve vatansever muhalif’ yaratma konferansı http://www.ydh.com.tr/YD397_cenevre-2--onurlu-ve-vatansever-muhalif-yaratma-konferansi.html

[10] Sputnik. 1 Ekim 2015. 'Suriye'yi, ABD-Rusya arasında vekalet savaşına dönüştürmeyeceğiz' http://tr.sputniknews.com/abd/20151003/1018141592/abd-rusya-suriye-isid-obama.html



Makaleler

Güncel