Suudi ittifakının Cenevre’deki ‘altın vuruşu’

Cenevre-3 sürecinin Ankara ve Riyad destekli grupların talepleri doğrultusunda çökmesi halinde, zamanda yolculuk teorisi Suriye krizi ile kanıtlamış olacak.

Riyad heyetinin Cenevre-3 müzakerelerinden Cenevre-2’deki taleplerini gerekçe göstererek çekilmesi, uluslararası toplum tarafından siyasi çözüm sürecinin sonu olarak kabul edilirse, Suriye her açıdan 2014 şartlarına geri dönmüş olacak.

Cenevre-2 neydi? Ankara ve Riyad neden 2014’e dönmek istiyor?

İlk turu 22 Ocak 2014’te başlayan Cenevre-2 müzakereleri, Suriye hükümetiyle muhalifleri aynı masada bir araya getiren ilk uluslararası girişimdi.

Şam’ın terörle mücadelede, Suriye Ulusal Koalisyonu adlı muhalif grubun ise geçiş hükümetinde ısrar etmesi sebebiyle başarısızlıkla sonuçlanan Cenevre-2, halen sürmekte olan Cenevre-3’ten şu açılardan farklıydı:

1- Cenevre-2’de ABD liderliğindeki Dostlar Grubu’nun belirleyiciliği söz konusuydu. Bu sebeple konferansa Güney Kore bile davet edilirken, sorunun doğrudan bir parçası olan İran davet edilmedi.

2- Cenevre-2‘ye sadece Dostlar Grubu’nun “muhaliflerin tek yasal temsilcisi” olarak kabul edilen Ulusal Koalisyon adlı grup çağrıldı; diğer muhalif grupların katılımı engellendi.

3- Cumhurbaşkanı Beşşar Esed’in çekilmesi ön şart olarak kondu, müzakereler zaten bu ön şart sebebiyle başarısız olunca da Dostlar Grubu Cenevre-2’nin 2. tur görüşmelerinin yapıldığı günlerde yeniden savaş seçeneğine döndü.[1]

Ankara ve Riyad, neden Cenevre-2’ye dönmek istiyor?

Ankara ve Riyad’ı, Cenevre-2’deki bu şartlara geri dönmek için Cenevre-3 masasını devirmeye yönelten sebepler ise şunlar:

1- Dostlar Grubu, 2014 yılının eylül ayında ‘uluslararası koalisyona’ dönüştüğü için artık yok; Amerika ise Suriye’de rejimi devirmeye değil, terörle mücadeleye öncelik verdiğini gizlemiyor.

2- Şartları, Şam’ın müttefiklerinden İran’ın da yer aldığı Suriye Destek Grubu tarafından hazırlanan Cenevre-3’te sadece Ankara ve Riyad’ın desteklediği muhalif gruplar değil, diğer muhalif gruplar da yer alıyor.

3- Cenevre-3 müzakerelerinin ön şartsız yapılması konusunda uluslararası toplumun konsensüsü bulunuyor.

4- Cenevre-3’ü hazırlayan Suriye Destek Grubu’nun Viyana kararları, Suriye’nin seküler yapısının korunmasını öngörüyor ve Suriye’nin geleceğine Suriye halkının karar vermesi gerektiğini vurguluyor.[2]

Cenevre-3, Cenevre-2’deki yenilginin sonucu      

Ankara ve Riyad’a zafer vaat etmeyen Cenevre-3 şartları, aslında Cenevre-2 sonrasında savaş seçeneğine dönen Dostlar Grubu’nun yenilgisinin eseri.

Dostlar Grubu, 2014’te vekalet savaşını sürdürebileceğine inandığı için Cenevre-2’de savaş seçeneğine geri dönmüştü.

Dostlar Grubu üyelerinin istihbarat servisi başkanları Cenevre-2’nin ikinci tur görüşmelerinin yapıldığı günlerde birbiriyle savaşan silahlı grupları, ‘yeşil’, ‘beyaz’ ve ‘kırmızı’ renk kodlarıyla üç kategoriye ayırdı. Yeşillerin desteklenmesine, beyazların yeşillendikleri ölçüde desteklenmesine ve kırmızılarla da savaşılmasına karar verdi.[3]

Eğer bu plan başarılı olsaydı, Cenevre-3 şimdi olduğu gibi Şam’ın değil, Dostlar Grubu’nun lehine olan şartlarla başlayabilirdi. Ancak savaş seçeneğine geri dönen Dostlar Grubu, kontrol altına almaya çalıştığı vekalet savaşının kontrolünü 2014 haziranında tamamen kaybettiği için eylülde uluslararası koalisyona dönüştü.

Rusya ve İran’ın 2015 eylülünden sonra askeri sahaya ağırlığını koyması ise Suriye Destek Grubu’nun, Viyana kararlarının ve Cenevre-3’ün oluşum şartlarını yarattı.

Cenevre-2 talepleri ile Cenevre-3 masasını devirmeye çalışmak

Ankara ve Riyad destekli silahlı grupların nisan başından itibaren Halep’in güneybatısı ile Hama ve Lazkiye kırsalında başlattığı geniş çaplı saldırılar ve Riyad heyetinin Cenevre görüşmelerinden çekilmesi, Cenevre-3 masasını devirme çabaları olarak görülüyor.[4]

Nitekim Ankara ve Riyad destekli gruplar da görüşmelerden çekilme gerekçelerini Cenevre-2 şartlarıyla açıklayarak bunu gizleme gereği duymuyor.

Riyad heyeti içerisinde yer alan İslam Ordusu Temsilcisi Muhammed Alluş, “Ey kardeşler, sizden daha önce cephelerdeki ateşi alevlendirmenizi istemiştim ki ateş alevlendi.”[5] diyerek 27 Şubat’taki ateşkese rağmen silahlı grupların nisan başındaki büyük saldırılarının belli bir planlamanın sonucu olduğunu ortaya koydu.

Cenevre-3 masası devrilir mi?

Riyad heyeti “Biz Suriyeli muhaliflerin tek temsilcisiyiz”[6] diyerek müzakerelerde Cenevre-2 kriterlerine dönülmesini istiyor.

“Rejimin işini bitirecek çok sayıda seçeneğe sahibiz” diyerek Türkiye ve Suudi Arabistan’ın 27 Şubat’taki ateşkesten yararlanarak silahlandırdığı grupların Halep, Hama ve Lazkiye’de başlattığı büyük saldırıyı örnek gösteriyor.

“Aramızda hiçbir aşırı grup yok” diyerek 2014’te ‘beyaz’ renk koduyla tanımlanan tüm grupların ‘yeşillendiğini’ söylüyor ve Amerika’dan tıpkı Cenevre-2 sonrasında olduğu gibi silah talep ediyor.

“Biz, siyasi geçiş hedefiyle Cenevre’ye gelmiştik, Suriye halkı acı çektikçe müzakerelere katılmayacağız” diyerek de bu taleplerinin yerine getirilmemesi halinde Cenevre-3 masasını devireceğinin mesajını veriyor.

Peki Riyad heyetinin bu argümanları, Amerika’yı Cenevre-2 şartlarına geri dönmeye ikna eder mi ve Riyad heyetinin çekilmesi Cenevre-3 masasının devrilmesine neden olur mu?

Öncelikle Amerika’nın seçeneksizliğinin, Rusya’nın ise uzlaşmacılığının sonucu olan Cenevre-3 masası, Riyad heyetinin çekilmesiyle devrilmeyecek kadar güçlü gözüküyor.

İkincisi, Türkiye’nin itirazlarına rağmen PYD ile ilişkilerinden vazgeçemeyen Amerika’nın Cenevre-2 kriterlerine geri dönerek sadece Riyad heyetini muhaliflerin tek temsilcisi olarak kabul etmesi muhtemel gözükmüyor.

Üçüncüsü, Riyad heyetinin “rejimin işini bitirecek çok sayıda seçeneğinin” sahadaki karşılığının Nusra Cephesi ile ittifak yapan Ahrar Şam ve İslam Ordusu gibi gruplardan ibaret olduğunu Amerika da biliyor.

Rusya’nın Ahrar Şam ve İslam Ordusu gibi Türkiye ve Suudi Arabistan destekli grupları bile terör listesine almaya çalıştığı ortadayken, Amerika’nın IŞİD’le birlikte ateşkes kapsamı dışında tuttuğu Nusra Cephesi’ni “rejimin işini bitirecek bir seçenek” olarak değerlendirmesi pek de mümkün gözükmüyor.

Riyad heyetinin resti, Suudi nasihati

BM Suriye Özel Temsilcisi Steffan De Mistura’nın Riyad heyetinin çekilmesine rağmen Cenevre görüşmelerinin devam edeceğini açıklaması,[7] Riyad heyetinin karşılanması mümkün gözükmeyen bu taleplerle Cenevre-3 masasını devirme restinin sadece bir blöf değeri taşıdığını gösteriyor.  

“Ancak Riyad heyeti Cenevre’den çekilmekle kendisinden başka kimseye zarar veremez” diyen Rusya’nın hiç de blöf yapmadığı anlaşılıyor.

Çünkü Cenevre-3’ün başlaması adına daha önce İslam Ordusu ve Ahrar Şam’ın terör listesine alınması konusunda ısrarcı olmayan Rusya, son gelişmelerin ardından bu grupların da terör listesine alınmasını BM Güvenlik Konseyi gündemine getireceğini açıkladı.[8]

Öte yandan şubat başında Nubbul ve Zehra kuşatmasının kırılmasının ardından operasyonların sürdürülmesini isteyen müttefiki İran’la ters düşen Rusya’nın bu kez Halep kırsalındaki silahlı grupların tamamen temizlenmesine eşlik edeceği anlaşılıyor.

Rusya’yı geçtiğimiz yıl Suriye’ye müdahale etmeye ikna ettiği öne sürülen Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’nin son Rusya ziyaretinin[9] içeriğini bilmiyoruz.

Ancak Suriye ordusu ve müttefiklerinin Halep kırsalını Türkiye ve Suudi Arabistan destekli silahlı gruplardan tamamen temizlemeye yönelik geniş çaplı bir harekat hazırlığı yaptığı yönünde gelen haberler[10] ve Rusya'nın BM Cenevre Ofisi Daimi Temsilcisi Aleksey Borodavkin’in "Suriye'ye Türkiye sınırından silah, teçhizat ve mühimmat ile El Nusra ve IŞİD militanlarının geçtiğinin farkındayız. Bu nedenle Türkiye-Suriye sınırının güvenilir bir biçimde kapatılması öncelikli görevlerimizden biri"[11] şeklindeki açıklaması bunu doğruluyor.

Lübnan’da yayımlanan es-Sefir gazetesinin haberi doğruysa Cenevre-3 masasını devirme fikrinin kaynağı Riyad heyetine “taleplerinizi yüksek tutun” aklını veren Suudi 2. Veliahdı Muhammed bin Salman.

Gözüken o ki daha önce yaptıkları Suriye’ye asker gönderme önerisine destek bulamayan Suudiler, bu kez müttefikleriyle birlikte “altın vuruş” yaptı.



[1] YDH. 15 Mart 2014. Suriyeli muhaliflerden İsrail’e işbirliği önerisi http://www.ydh.com.tr/HD12709_suriyeli-muhaliflerden-israile-isbirligi-onerisi.html

[2] YDH. 30 Ekim 2015. Viyana bildirisinin metni http://www.ydh.com.tr/HD14254_viyana-bildirisinin-metni.html

[3] YDH 6 Nisan 2014. Cenevre-3’e karşı ÖSO-3 http://www.ydh.com.tr/YD408_cenevre-3e-karsi-oso-3.html

[4] YDH. 19 Nisan 2016. Halep'te büyük savaşa doğru, Cenevre kırılganlaşıyor http://www.ydh.com.tr/HD14579_halep-te-buyuk-savasa-dogru-cenevre-kirilganlasiyor.html

[5] YDH. 18 Nisan 2016. Ilımlı muhalif diplomasisi: Boyunlarını vurun http://www.ydh.com.tr/HD14573_ilimli-muhalif-diplomasisi--boyunlarini-vurun.html

[6] YDH. Riyad heyeti: ABD’li dostlarımızdan silah istiyoruz http://www.ydh.com.tr/HD14580_riyad-heyeti--abdli-dostlarimizdan-silah-istiyoruz-.html

[7] Sputnik. 22 Nisan 2016. BM, Suriye görüşmelerine 'muhalefet'siz devam edecek http://tr.sputniknews.com/ortadogu/20160422/1022305729/bm-suriye-gorusmeleri-cenevre-mistura.html

[8] YDH. 20 Nisan 2016. Lavrov: Ateşkesi çiğneyen gruplar terörist listesine alınmalı http://www.ydh.com.tr/HD14582_lavrov--ateskesi-cigneyen-gruplar-terorist-listesine-alinmali.html

[9] CNN Türk. 15 Nisan 2016. Kasım Süleymani bir kez daha Moskova'da http://www.cnnturk.com/dunya/kasim-suleymani-bir-kez-daha-moskovada

[10] Hürriyet. 14 Nisan 2016. Times: Esad ve İran, Halep taarruzu için yığınak yapıyor http://www.hurriyet.com.tr/times-esad-ve-iran-halep-taarruzu-icin-yiginak-yapiyor-40088044

[11] Sputnik. 20 Nisan 2016. Rusya: Önceliğimiz Türkiye-Suriye sınırının kapatılması http://tr.sputniknews.com/rusya/20160420/1022264387/rusya-turkiye-suriye-sinir.html



Makaleler

Güncel