‘El’ ile ‘eldiven’ ilişkisinde yeni sayfa

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Amerika’nın Türkiye ile ilişkisini ‘el ile eldiven' ilişkisine benzetiyor.

15 Temmuz’dan G-20 zirvesine kadar olan iki aylık dönemde Ankara’dan yapılan açıklamalar, Almanya Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel ile ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in Türkiye ile ilgili yargılarını adeta teyit ediyor.

Gabriel’e göre “Türkiye, bölgenin öngörülemez oyuncusu”[1] ve bu sadece Almanya’nın değil “birçok kesimin görüşü.” Biden’a göre ise Amerika’nın Türkiye ile ilişkisi, ‘el ile eldiven ilişkisi gibi.’[2]

15 Temmuz’dan Çin’deki G-20 zirvesine kadar olan dönemde Ankara’dan Almanya’nın Türkiye hakkındaki “öngörülemez oyuncu” yargısını teyit eder nitelikteki açıklamalar şunlar:

İlişkimiz sürer; ama dostumuz değilsiniz; oyunlarınızı bozacağız

1- “Açık konuşuyorum, darbecilerin akıbetinden endişe ettikleri kadar milletimizin geleceğinden endişe duymayan hiçbir ülke bizim dostumuz değildir. Bu ülkelerle diplomatik ilişkilerimiz devam edecektir, ama kalbimizde yeri asla yoktur.” “Suriye'de, Irak'ta, Libya'da oynanan oyunu da bozacağız. Dünyanın her yerinde oynanan oyunları bozacağız. Bunların hiçbiri ülkemizde yaşananlardan bağımsız değildir, hepsi aynı senaryonun farklı sahnelerinden ibarettir.”[3]

ABD 15 Temmuz darbesinin üst aklı olduğunu açık etti

2- “Milletim şu anda bu tezgahın içinde olanları da biliyor. Bu tür açıklamalar, bu işin arkasında kimlerin olduğunu, üst aklın kimler olduğunu da gayet iyi gösteriyor. Bu açıklamalarla da kendinizi açığa çıkarıyorsunuz.”[4]

Suriye barışında en önemli aktör Rusya’dır

3- "Şunu çok açık, net söylemem lazım, yani Suriye’ye barışı getirme noktasında artık en önemli adım, en önemli aktör birinci derecede Rusya Federasyonu’dur. Burada Rusya ve Türkiye beraber adım atmak suretiyle biz bu işi çözmeliyiz diye düşünüyorum."[5]

Suriye için Rusya, İran ve Irak’la birleşmemiz lazım

4- "Suriye bizim için çok önemli. Rusya, İran, Irak ve Türkiye'nin Suriye için birleşmesi lazım. Suudi Arabistan, Katar ve Ürdün'le de Suriye'yi görüşmemiz lazım. Ancak Suriye ile ilişkisi olmayan ülkelerle artık konuşmamamız lazım."[6]

Darbenin üst aklına teşekkür, Rusya’nın tavrı utanç verici

15 Temmuz sonrasındaki bu açıklamaların ardından, G-20 zirvesinde Joe Biden’ın tespitini teyit eder nitelikte olduğu için Almanya Başbakan Yardımcısı Gabriel’in ‘öngörülemezlik’ yargısını da teyit eden gelişmeler ise şunlar:

1- “Darbeye karşı verdiği destekten dolayı Obama’ya teşekkür edilmesi”,[7]

2- Rakka’da ABD ile işbirliğine hazır olunduğunun mesajının verilmesi,[8]

3- “600 bin insanın öldürüldüğü bir yerde hala katil Esed’in görevinde kalmasını savunmak bana öyle geliyor ki insanlık adına bizler için utanç vericidir"[9] denilerek, kısa bir süre önce “Suriye barış sürecinin en önemli oyuncusu” olarak nitelenen Rusya’ya karşı yeniden tavır alınması.

Ankara’nın öngörülemezlik mazisi

Türkiye’nin dış ilişkilerinde ‘öngörülemez bir ülke’ olduğu yargısı, elbette 15 Temmuz’dan sonraki bu iki aylık dönemle değil, Ankara’nın son altı yıllık dış politika mazisiyle ilişkili.

2010’da İsrail’le, 2011’de Suriye’yle, 2012’de Irak’la, 2013’te Mısır’la ve 2015’te de Rusya’yla hızla çatışma sürecine giren Türkiye’nin son altı yıllık dış ilişkiler mazisi bir cümle ile ‘olağanüstü iyi ilişkilerin, olağanüstü kısa süre içerisinde, olağanüstü kötüleşmesi’ olarak özetlenebilir.

Ankara, son altı yılda dış ilişkilerinde çatışma süreçlerine de normalleşme süreçlerine de hızlıca girebilmesiyle şöhret yaptı.

Ortak bakanlar kurulu toplantıları yaptığı Suriye ile 5 buçuk ay, 48 anlaşma[10] yaptığı Irak’la ise 17 ay içinde düşman haline gelmesi, Ankara’nın çatışmaya giriş hızını gösterdi. Mısır darbesi sebebiyle Suudileri istisna ederek AB’yi doğrudan, ABD’yi ise ima yoluyla suçlaması[11] ise çatışmacılığının sınırlarına dair örnek oluşturdu.

Benzer bir durum Ankara’nın dış ilişkilerini normalleştirme yönündeki davranışları için de geçerli.

Örneğin Türkiye, İsrail’le krizi bitirme kararı aldıktan sonra[12] 14 ay içinde;[13] Rusya ile krizi bitirme kararı aldıktan[14] sonra da 2 ay içerisinde[15] normalleşme sürecini tamamladı.

Ankara’nın dış ilişkiler kategorisi

Suriye, Irak, Mısır, İsrail ve Rusya ile yaşadığı sorunlar genel bir ifade olarak ‘kriz’ kavramı ile tanımlanıyor olsa da Türkiye, İsrail’le yaşadığı krizi hiçbir zaman Suriye, Irak veya Mısır’la yaşadığı kriz düzeyine tırmandırmadı.

Türkiye ile İsrail arasındaki kriz, diplomatik temsilcilerin düzeyinin düşürülmesinden başka ikili ilişkileri hiçbir şekilde etkilemedi.

Öte yandan uluslararası sularda 10 vatandaşını öldürdüğü için İsrail’le; hava sahasını ihlal etmekle suçladığı için ise Rusya ile doğrudan kendisini ilgilendiren sorunlar sebebiyle kriz yaşamasına rağmen bunlarla normalleşme çabasını en başından beri hep canlı tuttu.

Şam’la Beşşar Esed devrilmediği, Bağdat’la İyad Allavi gelip Nuri Maliki gitmediği ve Tarık Haşimi yargılandığı için, Kahire ile de Muhammed Mursi gittiği için krize giren Ankara, bunlarla normalleşme yönünde çaba gösterme gereği duymadı.

Dolayısıyla Türkiye’nin dış ilişkilerinde şöyle bir kategori oluştu:

1- Türkiye’nin politikalarına karşı tavrı her ne olursa olsun asla sorun yaşanmayan ülkeler: Suudi Arabistan.

2- Konjonktürel çelişkilere bağlı olarak sitem edilen ya da eleştirilen ülkeler: ABD ve AB ülkeleri.

3- Doğrudan Türkiye’yi ilgilendiren gerekçelerden dolayı kriz yaşanan; ancak normalleşilen ülkeler: İsrail ve Rusya.

4- Muhatap ülkelerin kendi iç meselelerinden dolayı kriz yaşanan; ancak normalleşme çabası gösterilmeyen ülkeler: Suriye, Irak, Mısır.

‘El’ ile ‘eldivenin’ Suriye’deki yeni işbirliği imkanları

Türkiye’nin ABD'ye darbeye karşı verdiği destekten dolayı teşekkür etmesinde, Washington’un kendisini darbenin ‘üst aklı’ olmakla suçlaması karşısında Ankara’ya yaptığı uyarının[16] ne ölçüde etkili olduğu bilinmiyor.

Ancak Ankara’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ABD Başkanı Obama arasında geçen Rakka’da işbirliği diyalogunu Washington’la ilişkilerinde yeni bir sayfa açmak için kullanmak istediği anlaşılıyor.

Obama’nın Rakka konusunda Türkiye’ye yaptığı işbirliği teklifinin ayrıntıları net değil; ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış ilişkilerde reform perspektifine sahip olan Başbakan Binali Yıldırım’ın aksine beş yıllık Suriye politikasını yeniden vurgulamaya başlamasından şu sonuçlar çıkarılabilir:

1- Ankara’nın Suriye’nin toprak bütünlüğü kaygısıyla barışın sağlanması için Rusya ve İran’la geliştirdiği ilişki taktik bir manevradan ibaretti.

2- Bu taktik manevra sayesinde Suriye’ye asker sokan Türkiye, Rakka’da YPG’nin yerine Amerika’nın kara müttefiki olmaya hazır olduğunun mesajını vererek Suriye’de oluşturmak istediği güvenli bölge konusunda Amerika’dan destek kazanmak ve Kürt kantonlarını ortadan kaldırmak istiyor.

3- Amerika’nın Suriye’de YPG yerine TSK’yı kara müttefiki olarak kabul etmesi, Suudilerin de ‘İslam Ordusu’ adını verdiği koalisyon aracılığıyla Suriye’ye girmesinin yolunu açar. Böylece desteklenen silahlı grupların Rusya ve İran’a karşı caydırıcılık kazanması sağlanmış olur.

4- Türkiye ve Suudi koalisyonunun karadan Suriye’ye girmesi, hem yeni kurtarılmış bölgelerin oluşturulması hem de 2011’den beri vekil olarak desteklenen silahlı grupların sevk, idare ve koordinasyonu için yeni fırsatlar yaratacağından bu gelişme Amerika’yı Şam’da devrim için savaş seçeneğine geri döndürebilir.

Cahil cesur olur

Fazla iyimser davranılarak bu gelişmelerin başlatacağı üçüncü dünya savaşının Suriye ile sınırlı kalacağı var sayılsa bile şimdiye kadar Rusya ile Suriye’de ikili bir soğuk savaşa bile girmekten sakınan Amerika’nın böyle bir maceraya girmesi muhtemel gözükmüyor.  

Belki de Washington, Ankara’nın Obama’nın Rakka ile ilgili işbirliği önerisinden duyduğu heyecandan tedirgin olduğu için, Büyükelçisi John Bass’a “Rakka ve Musul'a kara operasyonunda belirgin TSK varlığı olmaz”[17] açıklamasını yaptırmak zorunda kaldı.

 



[1] DW, 24 Kasım 2015. 'Bölgenin öngörülemez oyuncusu Türkiye' http://www.dw.com/tr/b%C3%B6lgenin-%C3%B6ng%C3%B6r%C3%BClemez-oyuncusu-t%C3%BCrkiye/a-18874252

[2] Habertürk, "Türkiye ile el ve eldiven gibiyiz" 14 Ekim 2012 http://www.haberturk.com/dunya/haber/785156-turkiye-ile-el-ve-eldiven-gibiyiz

[3] Sabah. 29 Temmuz 2016. Cumhurbaşkanı Erdoğan: 15 Temmuz milat olmalı http://www.sabah.com.tr/gundem/2016/07/29/cumhurbaskani-erdogan-15-temmuz-milat-olmali

[4] Yeni Şafak. 29 Temmuz 2016. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ABD'li generale tepki: Haddini bil http://www.yenisafak.com/gundem/cumhurbaskani-erdogandan-abdli-generale-tepki-haddini-bil-2501459

[5] Bloomberght. 8 Ağustos 2016. Erdoğan: Suriye barış sürecinde Rusya en önemli oyuncu http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1904725-erdogan-suriye-baris-surecinde-rusya-en-onemli-oyuncu

[6] Yeni Şafak. 7 Ağustos 2016 'Suriye'yle ilişkisi olmayan ülkelerle artık konuşmamamız lazım' http://www.yenisafak.com/gundem/suriyeyle-iliskisi-olmayan-ulkelerle-artik-konusmamamiz-lazim-2506849

[7] Amerika’nın Sesi. 4 Eylül 2016. Erdoğan Obama’ya Darbeye Karşı Verdiği Destek İçin Teşekkür Etti http://www.amerikaninsesi.com/a/erdogan-obamaya-darbeye-karsi-verdigi-destek-icin-tesekkur-etti/3493041.html

[8] Habertürk. 7 Eylül 2016. Erdoğan, Obama'nın Rakka önerisini açıkladı http://www.haberturk.com/gundem/haber/1293363-erdogan-obamanin-rakka-onerisini-acikladi

[9] Akşam 5 Eylül 2016. Cumhurbaşkanı Erdoğan: Batılı ülkelerin tavrı utanç vericidir http://www.aksam.com.tr/siyaset/cumhurbaskani-erdogan-batili-ulkelerin-tavru-utanc-vericidir/haber-547234

[10] Milliyet. 15 Ekim 2009. Irak'la 48 anlaşma imzalandı http://www.sabah.com.tr/gundem/2009/10/15/irakla_48_anlasma_imzalandi

[11] NTV. 5 Temmuz 2013. Erdoğan: Batı'ya şaşıyorum http://www.ntv.com.tr/turkiye/erdogan-batiya-sasiyorum,YrPNxgt-vE6PnnlZ4QEpVQ

[12] Hürriyet. 23 Haziran 2015. İsrail'le Roma'da gizli görüşme iddiası http://www.hurriyet.com.tr/israille-romada-gizli-gorusme-iddiasi-29353899

[13] Habertürk. 31 Ağustos 2016. Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail'le normalleşme anlaşmasını onayladı http://www.haberturk.com/dunya/haber/1290268-erdogan-israille-normallesme-anlasmasini-onayladi

[14] BBC Türkçe. 27 Haziran 2016. Kremlin: Erdoğan özür diledi http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/06/160624_erdogan_rusya

[15] BBC Türkçe. 9 Ağustos 2016. Erdoğan ile Putin St. Petersburg'da bir araya geldi http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-37020971

[16] BBC Türkçe. 17 Temmuz 2016. ABD'den Türkiye'ye darbe girişimi açıklamaları uyarısı http://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-36819160

[17] T24. 9 Eylül 2016. ABD Büyükelçisi: Rakka ve Musul'a kara operasyonunda belirgin TSK varlığı olmaz http://t24.com.tr/haber/abd-buyukelcisi-rakka-ve-musula-kara-operasyonunda-belirgin-tsk-varligi-olmaz,359139