Suriye saldırısı, ‘Yeni Şerifin’ ödül avcılarına züğürt tesellisi

‘Yeni şerifin’ Şaayrat’a ateş etmesi, ABD’den bölge liderliği bekleyenler için sadece bir züğürt tesellisi.

İdlib’in Han Şeyhun beldesine 4 Nisan’da “yapılan kimyasal saldırı”, Amerika’nın 7 Nisan’da Suriye’nin Şaayrat hava üssünü bombalamasıyla gündemden düştü.

Bir başka deyişle ABD ve müttefiklerinin 4 Nisan’daki ‘insanî duyarlılık ve vicdan patlaması’, 7 Nisan’dan itibaren ABD’nin bölgeye ‘muhteşem dönüşünü’ kutlama sevincine, hedef tayin etme hevesine ve rol kapma umuduna dönüştü.

Örneğin 4 Nisan’da Suriye’ye müdahale çağrısı yapan İsrail,[1]  7 Nisan’ı “ABD, bölgedeki liderliği yeniden ve fazlasıyla geri aldı”[2] diye kutladı.

4 Nisan’la ilgili olarak yaptığı müdahale çağrısında "üzerine düşeni yapmaya hazır"[3] olduğunu vurgulayarak rol talep eden Türkiyeise 7 Nisan’la ilgili olarak “olumlu ama yeterli değil”[4] dedi ve Şam’ı hedef tayin etti.

Pentagon, “operasyonun tek seferlik”[5] olduğunu belirterek Suriye’yi cezalandırmak için Şaayrat hava üssüne 59 Tomahawk füzesi atmayı yeterli görmüştü. Ancak Amerika’nın BM Temsilcisi Nikki Haley, "Dün gece çok ölçülü bir adım attık, daha fazlasını yapmaya hazırız ama umuyoruz gerek kalmaz”[6] diyerek yeni saldırılara kapıyı açık bıraktı.

Dolayısıyla Han Şeyhun’daki insanlık dışı cinayet yerine Nikki Haley’in açık bıraktığı kapıdan hareketle ABD’nin Suriye krizindeki yeni rolüne dair umutlar, beklentiler ve hedefler önem kazanmaya başladı.

Hedeflenen sonuç için kapatılmak üzere açılan dosya: Han Şeyhun

Han Şeyhun olayına ilişkin ortaya atılan iddialar, gösterilen kanıtlar ve verilen tepkiler, aslında tüm tarafların olayın bizatihi kendisiyle değil, yaratacağı sonuçla ilgilendiğini gösterdi.

Kimyasal saldırıdan dolayı Şam’ı suçlayanlar için arzulanan sonuç, Suriye’ye askeri müdahalenin gerçekleşmesi; Şam ve müttefikleri için ise arzulanan sonuç, tıpkı 2013’te olduğu gibi müdahalenin önlenmesiydi.

Nitekim Han Şeyhun’a bir kimyasal saldırı yapıldığını ve bu saldırının failinin de Suriye ordusu olduğunu iddia edenler, Şam’ın cezalandırılmasına yönelik bir sonuç üretmeye odaklandıkları için iddialarını kanıtlamak adına çocuk cesetleri gösterip ‘vicdanları’ tahrik etmeyi yeterli gördüler.

Dolayısıyla da izah gerektiren şu durumlar ilgi çekmedi:

1- Kimyasal silahın hedefi olan cesetlere ve yaralılara ilk müdahale, gaz maskesi ve eldiveni olmayan kişilerce yapılmış; ancak diğerlerini öldüren bu kimyasal silah onları etkilememişti.

2- İlk müdahaleyi yapan ve iddiayı dile getirenler Nusra liderleriyle ilişkilerini gizlemeyen ve mizansenleriyle ünlü olan ‘Beyaz Baretliler’ adlı örgüte mensuptu.

3- TC Sağlık bakanlığı "İlk tahlil sonuçlarına göre hastalarda kimyasal maddeye (Sarin) maruz kaldıklarını düşündüren bulgulara rastlanmıştır”[7] tespitinde bulunmuştu. Sarin gazının kokusuz olduğunun bilinmesine rağmen görgü tanıkları saldırı esnasında koku duyduklarını açıklamıştı.[8]

4- Han Şeyhun’da onlarca kişi öldüğüne göre sonradan sahte olduğu ortaya çıkan resimlerin kullanılmasına neden ihtiyaç duyulmuştu?

Saldırının Suriye ordusu tarafından yapılmadığını belirten Şam ve Rusya da aynı şekilde sonuca odaklandığı için Han Şeyhun’daki can kayıplarının Suriye uçakları tarafından vurulan silahlı gruplara ait bir silah deposundaki kimyasal maddelerden kaynaklandığını[9] iddia etmekle yetindi.   

Ancak somut kanıtlar sunulamadığı için yapılan bu açıklama, sadece bir iddia ve karşı suçlama düzeyinde kaldı.

Dolayısıyla Rusya ve İran’ın[10] ısrarına rağmen olayı araştıracak bir BM komisyonu kurulamaması sebebiyle, sadece tarafsız bir uzman kurulun yapacağı bir teknik araştırmayla aydınlatılabilecek olan Han Şeyhun olayı tamamen kapatılmış oldu.

Bir başka deyişle, herhangi bir cinayet davası için geçerli olan sıradan hukuki süreçlerin böylesine insanlık dışı bir saldırının aydınlatılması için işletilmesine izin verilmedi.

El Kaide ile bağlantısını gizlemeyen ‘Beyaz Baretlilerin’ iddianamesini hazırladığı davada ABD Temsilcisi Nikki Haley’nin BM Güvenlik Konseyi’nde gösterdiği ceset resimleri yeterli kanıt sayıldı. Suriye, sanık sıfatıyla ifadesine bile başvurulmadan mahkum edildi. Ceza da ABD Tomahawkları ile Şaayrat hava üssünde infaz edildi.   

2. Perde: Artık iş konuşma zamanı

7 Nisan’da ‘suçlu’ cezalandırıldığına ve ‘vicdanlar’ teskin edildiğine göre doğal olarak artık “ABD’nin bölgedeki liderliği yeniden kazanmasının” Suriye’nin geleceğine nasıl yansıyacağına ya da yansıması gerektiğine odaklanmak gerekiyordu.

Peki Suriye’ye askeri müdahale, gerçekten Amerika’nın bölge liderliğini yeniden kazandığının bir göstergesi mi?

Şaayrat hava üssünü vurmasını ABD’nin bölge liderliğini yeniden kazandığının göstergesi olarak okumanın doğru bir okuma sayılabilmesi için öncelikle şu sorunun açıklık kazanması gerekiyor:

ABD’nin Suriye’ye saldırı kararında salt dış politika kaygıları ve Suriye şartları mı belirleyici oldu; yoksa bu karar Trump’ın başkanlıktan düşürüleceğine dair senaryoların bile gündemde olduğu iç politikada gündem değiştirmeye yönelik bir manevra mıydı?

Şaayrat saldırısı ABD’ye bölge liderliği kazandırır mı?

Aslında hangisi doğru olursa olsun Suriye’de herhangi bir denge değişimine sebep olmayan son derece ‘ölçülü’ bir saldırının ABD’ye ‘yeniden bölge liderliği’ armağan etmeyeceği söylenebilir.

 Zira ne Trump’ın iç politikada gündemi değiştirme manevrasının ne de atılan 59 füzeden 23’ünü isabet ettirebilen[11] bir operasyonun ABD’ye liderlik kazandıramayacağı açık.

Bununla birlikte eğer yukarıdaki sorunun birinci kısmı doğruysa Şaayrat saldırısının Amerika’ya sadece müttefikleri nezdinde yeniden liderlik rolü kazandırabileceğinden söz edilebilir.

Ancak Trump’ın ABD’ye müttefikleri nezdinde yeniden liderlik kazandırabilmesi de müttefiklerin Obama tarafından karşılanmayan taleplerini karşılayabilmesi ile mümkün.

Zira hem müttefikler hem de Trump, Obama yönetimi zayıf kaldığı için ABD’nin liderliği kaybettiğine inanıyor. Dolayısıyla eğer iddia edildiği gibi Trump, Suriye saldırısıyla dünyaya ‘artık kasabada yeni bir şerif var’[12] mesajı vermek istiyorsa öncelikle ‘ödül avcılarının’ beklentilerini karşılayan bir şerif olduğunu göstermesi gerekiyor.  

Ödül avcılarının yeni şeriften beklentileri

Amerika’dan beklediği liderliği göremediği için Astana’da Rusya ve İran’la flörte başlayan Türkiye’nin beklentileri şunlar:

1- PYD ile ilişkine son ver. IŞİD’in bölgelerini olduğu gibi PYD’nin kantonlarını da ortadan kaldıralım.

2- Hem Türkiye’deki mültecileri yerleştirebilmek hem de desteklediğimiz silahlı grupları koruyabilmek için güvenli bölgeler oluşturalım.

3- Eylül 2014 öncesinde olduğu gibi Suriye yönetimini devirme önceliğine geri dön.

Suudilerin talepleri nispeten daha az: 2013’e kadar yaptığın gibi silahlı gruplar konusundaki ‘terörist’ standardını kaldır. En azından 2015’te Fetih Ordusu’na yaptığın gibi bu standardı göz ardı et. Suriye yönetimini devirme önceliğine geri dön.

İsrail’in talebini de Benyamin Netanyahu Şaayrat üssüne yapılan saldırı sonrasında verdiği mesajdan okuyalım:

“İsrail, Başkan Trump'ın bu kararına tam destek vermekte ve Esed rejiminin korkunç eylemlerine karşı verilen bu kararlılık mesajının sadece Şam'da değil, aynı zamanda Tahran'da, Pyongyang'da ve diğer yerlerde de yankılanmasını ümit etmektedir.”[13]

Yani: ‘Suriye’ye dair her türlü planında yanındayım, yeter ki bu, İran ve Hizbullah’ın barınamadığı bir Suriye olsun.’

Yeni şerifin imkanları

Amerika, gerek Obama gerekse Trump dönemindeki tutumuyla Türkiye’nin şartlarını yerine getirmesinin imkansız olduğunu ortaya koydu.

Eğer 21 Mart’ta Şam’ın Cober ve Kabun bölgelerine ve bununla eş zamanlı olarak Hama’nın kuzeyine yapılan büyük saldırı hezimetle sonuçlanmasaydı, Amerika’nın en azından Suudilerin ilk şartına daha büyük bir yatırım yapması mümkün olabilirdi.

Hatta muhtemelen bu saldırılar başarılı olsaydı, Han Şeyhun’a da gerek kalmayabilir; yeni şeriften Şam zaferine liderlik etmesi istenebilirdi.

Ancak Suriye ordusu ve müttefiklerinin Hama’nın kuzeyini süpürerek İdlib’e doğru ilerlemesi ve kimyasal saldırı suçlamasının öncesinde Hama’nın kuzeyine en yakın mesafedeki Han Şeyhun beldesini hedefine koyması sadece Suudileri değil Amerika’yı da kaygılandırıyor olmalı.

Zira Astan’da Nusra’yı terör örgütü olarak kabul edip ateşkes yapan silahlı grupların Hama’nın kuzeyindeki saldırılarına büyük öfke duyan Rusya, Hama’nın kuzeyinden başlayıp İdlib merkezini hedef alan ‘büyük taarruza’ destek veriyor.

Amerika’nın Rakka ile meşgul olduğu bir dönemde İdlib’in ikinci Halep haline gelmesi, sadece Suudileri ve Türkiye’yi değil, Amerika’yı da Suriye oyunundan tamamen düşürebilecek bir adım.

Trump hükümetinin 4 Nisan öncesinde dile getirdiği ‘Suriye’nin geleceğine Suriye halkı karar verir’ şeklindeki tavır değişikliği ya durumun vahametini anlamamaktan kaynaklanan bir ‘naifliği’ ya da oyundan çekilme iradesini yansıtıyordu.

Han Şeyhun Washington’u ‘fabrika ayarlarına’ geri döndürürken[14] ‘kasabaya’ değil; ama ödül avcılarına yeni bir ‘şerif’ armağan etti.

Dolayısıyla Amerika’nın tıpkı 2015’te Fetih Ordusu’na yaptığı gibi silahlı gruplara dair ortaya koyduğu ‘ılımlı’ ve ‘terörist’ ayrımını göz ardı etmesi, yani Suudilerin bir şartını yerine getirmesi mümkün.

İsrail’in şartı ise elbette Amerika’nın da temel önceliği ve nihayetinde Rusya ile oturacağı pazarlık masasında öne süreceği en önemli kozu.

Sonuç

ABD’yi Suriye’deki vekalet savaşından çekilmeye mecbur eden 2014’teki şartlar değişmediği için Washington’un Şam’ı hedef alan bir savaş için liderlik üstlenmesi mümkün gözükmüyor.

ABD’yi vekalet savaşına liderlik etmeye zorlamak için Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar tarafından 2015’te yaratılan ‘Fetih Ordusu’ projesi, Rusya’nın sahaya inmesi sebebiyle başarısız oldu ve aynı projenin başka bir adla tekrarı da başarı vaat etmiyor.

ABD’nin Şaayrat saldırısı, Suriye’ye herhangi bir örgütün verebileceği kadar zarar verebildi. Ne askeri ne de siyasi sahada hiçbir değişim yaratmadı.

Öte yandan Rusya’nın uçuş güvenliğini temin için ABD ile yaptığı koordinasyon protokolünü askıya alması[15] sebebiyle Suriye hava sahası artık ABD ve koalisyonu için güvenli bir alan olmaktan çıktı.

Dolaysıyla ‘yeni şerifin’ Şaayrat’a ateş etmesi, ABD’den bölge liderliği bekleyenler için sadece bir züğürt tesellisi.



[1] Star. 4 Nisan 2017. İsrail'den Suriye'ye müdahale çağrısı http://www.star.com.tr/dunya/israilden-suriyeye-mudahale-cagrisi-haber-1203865/

[2] Karar, 7 Nisan 2017. İsrail İstihbarat Bakanı: ABD bölgedeki liderliği geri aldı http://www.karar.com/dunya-haberleri/israil-istihbarat-bakani-abd-bolgedeki-liderligi-geri-aldi-442549

[3] BBC, 6 Nisan 2017. Erdoğan'dan Trump'a 'Suriye'ye müdahale' desteği: Lafta kalmasın http://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-39521704?ocid=socialflow_twitter

[4] Yeni Şafak. 7 Nisan 2017. Cumhurbaşkanı Erdoğan: Olumlu ama yeterli değil http://www.yenisafak.com/ekonomi/cumhurbaskani-erdogan-olumlu-ama-yeterli-degil-2639980

[5] Karar. 7 Nisan 2017. Pentagon'dan açıklama: Operasyon tek seferlik http://www.karar.com/dunya-haberleri/pentagondan-aciklama-operasyon-tek-seferlik-442159#

[6] Habertürk. 7 Nisan 2017. 'Umuyoruz gerek kalmaz' http://www.haberturk.tv/gundem/haber/1454232-umuyoruz-gerek-kalmaz

[7] DW, 6 Nisan 2017. Türkiye Sağlık Bakanlığı: İdlib’de sarin gazı kullanıldı http://www.dw.com/tr/t%C3%BCrkiye-sa%C4%9Fl%C4%B1k-bakanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-idlibde-sarin-gaz%C4%B1-kullan%C4%B1ld%C4%B1/a-38328777

[8] İHA, 6 Nisan 2017. İdlib kan ağlıyor http://www.iha.com.tr/haber-idlib-kan-agliyor-635566/

[9] BBC Türkçe. 5 Nisan 2017, BM'de Rusya ve Batı arasında kimyasal silah tartışması http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-39500335

[10] İHA, 8 Nisan 2017. İran Cumhurbaşkanı Ruhani'den, kimyasal saldırının araştırılması çağrısı http://www.iha.com.tr/haber-iran-cumhurbaskani-ruhaniden-kimyasal-saldirinin-arastirilmasi-cagrisi-635963/

[11] Star. 7 Nisan 2017. Rusya: “Atılan 59 füzeden 23’ü isabet etti” http://www.star.com.tr/dunya/rusya-atilan-59-fuzeden-23u-isabet-etti-haber-1205071/

[12] T24, Ömer Taşpınar, 7 Nisan 2017. Trump'ın dünyaya mesajı: Kasabada yeni bir şerif var http://t24.com.tr/yazarlar/omer-taspinar/trumpin-dunyaya-mesaji-kasabada-yeni-bir-serif-var,16962

[13] El Cezire Türkçe. 7 Nisan 2017. İsrail ve Suudi Arabistan’dan 'tam destek' http://www.aljazeera.com.tr/haber/israil-ve-suudi-arabistandan-tam-destek

[14] NTV. 5 Nisan 2017. Donald Trump: Suriye ve Esad rejimine tavrım çok değişti http://www.ntv.com.tr/dunya/donald-trumpsuriye-ve-esad-rejimine-tavrim-cok-degisti,tKgqiOjAR0KsP581sss55w

[15] El Cezire Türk. 8 Nisan 2017. Rusya: 8 Nisan'dan itibaren durduruyoruz http://www.aljazeera.com.tr/haber/rusya-8-nisandan-itibaren-durduruyoruz