Biden ve Batı’nın İkinci Türkiye denemesi

img
Biden ve Batı’nın İkinci Türkiye denemesi YDH

Ankara ile yeniden yakınlaşma ve derin ilişkiler, Akdeniz’i, Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetiminde daha güvenli bir yer haline getirecektir.




YDH- İsrail’in Israel Hayom gazetesinde ‘Alp Sevimlisoy’ ve ‘Peter Woodard’ imzasıyla yayımlanan yazıda Türkiye’deki yeni anayasa çalışmaları ile Amerika ve Batı ittifakı çerçevesinde üstlenmeye hazırlandığı jeopolitik rol arasında doğrudan bir ilişki kuruluyor.

***

 

ABD Başkanı Joe Biden, önceki yönetimden kendisine miras kalan dış politikanın önemli bir kısmını yeniden değerlendiriyor. 

Biden’ın tepsisinde üst sıralarda Amerika’nın Doğu Akdeniz politikası bulunuyor. Türkiye’nin anayasasının temel maddelerini yeniden yazmak gibi bir değişime gitmesi ve bunun bölgesel bir güç olarak kendisini çekici bir değer ve müttefik haline getirmesi ise iyi haber. 

Yakın geçmişteki dalgalı ilişkileri göz önünde bulunduran Biden ve diğer Batılı liderler, Türkiye ile ilişkileri değerlendirirken daha dikkatli olacaktır. Zira Ankara ile yeniden yakınlaşma ve derin ilişkiler, Akdeniz’i, Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetiminde daha güvenli bir yer haline getirecektir.

İsrail için, Batılı güçler arasında tekrar yer alma iddiasındaki bir Türkiye, doğal bir müttefikin geri dönüşünü ve Akdeniz’de Yahudi ve Türk halkları arasındaki derin tarihi birlikte yaşama tecrübesi üzerine bizim Süleyman İttifakı adını verdiğimiz paktı kurma fırsatını temsil etmektedir. 

ABD, Birleşik Krallık ve AB, Doğu Akdeniz’de çok büyük bir değişimin yaşanmakta olduğunun farkındadır. Bu değişim, kullanıma uygun devasa doğal gaz sahalarının keşfi, Suriye iç savaşının ve sonucundaki mülteci krizinin süren trajedisi, Çin’in ticari fırsatçılık yoluyla genişleyen nüfuzu ve Rus askeri gücünün hem açıktan hem de vekil güçler aracılığıyla görünmesini içermektedir.

Diğer yandan, 1952 yılından bu yana bir NATO üyesi olan Türkiye, son yıllarda Batı’nın bölgedeki en güvenilir müttefiki olarak görülmemektedir.

Açıkça görüldüğü gibi Türkiye’nin Rus S-400 hava savunma sistemini satın alması ABD Kongresi’nin yaptırımlarıyla karşılaşmış ve gelişmiş F-35 savaş uçaklarının Ankara’ya satışı iptal edilmiştir. 

Batılı güçler NATO dışındaki askeri güçlerle bu yakınlaşmadan ve Türkiye’nin sekülerizme tarihi bağlılığı pahasına İslam’ı benimsediği algısından endişelidirler.

İsrail ile yeninden yakınlaşma

Peki Amerika’nın bölgedeki diğer önemli müttefiki olan İsrail hakkında ne söylenebilir? Son on yıldır Türkiye ile İsrail yeni bir yakınlaşma içindedir ve bu durum en çok istihbarat paylaşımında kendini göstermektedir. 

Ankara, İsrail ile angajmanının önümüzdeki yıllarda sürdürmeyi ve derinleştirmeyi planlamaktadır. İki ülke de Suriye savaşından yayılan devlet dışı aktörlerin yarattığı riski azaltmak istemektedir.

Türkiye’nin sağcı partisi MHP, on yıllardır İsrail’in sağlam bir müttefiki olmuştur. İran militarizminin MHP’li politikacı ve seçmenlerini daha fazla endişelendirmeye başlaması ile birlikte bu parti de Türkiye Meclisi’nde İsrail – Türkiye ulusal güvenlik iş birliğinin bir seçenek değil zorunluluk olduğuna inandığını dillendirmeye devam edecektir.

İsrail – Türkiye ittifakı: Süleyman İttifakı

Türkiye ile İsrail, Doğu Akdeniz’deki en doğal ve karşılıklı fayda içeren bir ortaklığı temsil etmektedir. Türkiye – İsrail paktı, yüzyıllar öncesine dayanan tarihi bir mirasın devamı olacaktır.

Bu ortaklığa, Kudüs’ün duvarlarını inşa eden ve 15. Yüzyılda İberya’dan kaçan Yahudilere yasal özgürlükler veren, 16. yüzyılda yaşamış sultana atıfla Süleyman İttifakı adını veriyoruz.

İki ülke de iyi donanımlı ve kendi sınırlarında milis bulunduran İran’dan gelen aynı büyük tehditle karşı karşıyadır. 

İran’ın askeri nükleer bir güce sahip olması yakın göründüğünden Kudüs ve Ankara, Biden’ın, Obama’nın Tahran ile P5+1 nükleer mutabakatına dönme arzusuna karşı ortak şüpheye sahiptir.

İsrail – Türkiye ticari iş birliği için İran sopaysa, Doğu Akdeniz’in altındaki gaz sahaları da bunu teşvik eden havuçtur.

 

İsrail ayrıca Golan Tepeleri bölgesindeki sivil ve askeri güvenliği sağlamak istemektedir. Gerek Türkiye gerekse İsrail’in askeri yapıları kendi güvenlik çıkarlarının giderek daha fazla içi içe geçtiğini görmektedir.

Süleyman İttifakı yakın gelecekte, Suriye ve bölgesel güvenliğin tehdit altında olduğu Akdeniz civarındaki diğer sıcak noktalarda konuşlanmış İsrail – Türkiye ortak üslerinin kurulmasını içerebilir.

Bu, NATO ortak operasyonlar ileri operasyon üslerini model alabilir. Bu durum hem iki ülkenin kuvvetlerini İran tehdidine karşı güçlendirirken hem de iki tarafın savunma şirketlerinin kendi yeteneklerini başka sahnelerde göstermesine imkân tanıyacaktır. 

Bu ittifak içinde, bölgesel tehditlere karşı durabilmek için daha büyük bir nükleer caydırıcılık geliştirmek üzere daha ileri seviyede iş birliği ise iki ülkenin ortak güvenliği için bir anahtar olacaktır.

Ticari fırsatlar

Türkiye’nin Atlantikçiliği yeniden benimsemesi ticari olarak muazzam fırsatlar sunacaktır. Britanyalı mühendisler Doğu Akdeniz’deki devasa gaz sahalarının keşfi ve bu kaynakları kullanmak için gerekli mühendislik altyapısının kurulması için halihazırda bir süredir çalışmaktadır. Amerika’nın enerji devleri Exxon ile Ovintiv, bu sahalarda çalışmak için TPAO ile ortaklık yapmış durumdadır.

İsrailli enerji şirketleri Noble Energy, Isramco ve Modiin Energy de Türkiye ile iş birliği için fırsat kollamaktadır. 

Bank Leumi ve Bank Mizrahi-Tefahot gibi İsrail bankaları da kar elde etmek için benzer fırsatlar peşindedir. Türkiye Doğu Akdeniz ile Kuzey Afrika’daki mevcut ticaret yollarının güvenliğini sağlamak için giderek daha artan biçimde sorumluluk almak zorunda hissettikçe Batılı şirketlerin gözündeki ticari önemi de büyüyecektir.

Yeni anayasa ve Atlantikçilik

Türkiye’nin anayasasındaki önemli değişiklikler ve Türkiye’nin bölgesel ve jeopolitik çıkarlarıyla ilgili değerlendirmeleri, Atlantikçiliğin de güçlenmekte olduğu anlamına gelmektedir.

Aslında Türkiye daimî NATO üyeliğini yeni anayasasının merkezine, yani 4+1 değiştirilemez maddelerin arasına koymayı planlamaktadır. 

Yeni anayasaya göre ayrıca eski NATO generali ve Atalantikçiliğe bağlı Hulusi Akar’ın mevcut Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halefi olmasının da yolunu açmaktadır.

Akar, Cumhur İttifakı’nın iki ortağı olan AKP ve MHP’nin her ikisinin de desteğine sahip yetenekli bir yöneticidir. 

Türkiye’nin birden fazla başkan yardımcısı içeren sistemi Akar’a yönetim için geniş ve istikrarlı bir zemin sağlayabilir. Diğer başkan yardımcılarının ise TBMM’nin mevcut sözcüsü Mustafa Şentop ile merkez eğilimli eski başkanlık adayı Muharrem İnce olması beklenmektedir.

Türkiye’deki muhalefet muhtemelen İstanbul ve Ankara’nın merkez/merkez-sol eğilimli belediye başkanları etrafında şekillenecektir. Bu politikacılar Türkiye’nin sayıları hızla artan ve demografik önem arz eden genç kesimi için oldukça çekicidir.

Türkiye’nin Atlantikçi referansları, ilk kez Kuzey ya da Güney Amerika dışındaki bir ülkenin NAFTA serbest ticaret anlaşmasına dahil olma müzakerelerinde ilerleme kaydetmesiyle güçlenmiştir. 

Askeri olarak ise, S-400 yaptırımlarına rağmen geleneksel güçleri ile İHA kuvvetlerini, geçenlerde yaşanan Azerbaycan – Ermenistan savaşında görüldüğü üzere, Rusya Federasyonu sınırına konuşlandırabilecek kadar kendine yeten bir askeri güce sahiptir.

Türkiye’deki anayasal düzenleme, özellikle Türkiye’nin Doğu Akdeniz’in değişen bölgesel manzarasında faaliyet gösterebilmesini ve diğer büyük güçleri dengeleyebilmesini temin edecek şekilde evrilmektedir. 

Örneğin Çin, Yunanistan’ın önemli limanları olan Pire ve Selanik’te tamamen ya da çoğunluk hissesi alarak Avrupa Birliği aleyhine çıkarlarını genişletme peşindedir.

Türkiye’nin yeni anayasası yerel meselelerde de büyük bir yenilik ve esneklik sağlayacaktır.

Ege’de Türkiye’ye yakın bazı adalar turizm, ticaret ve hayati ikmal malzemeleri açısından Türkiye’nin hükümeti ya da özel sektörüne bağımlıdır. 

Osmanlı İmparatorluğunun eski bir kurumu olan Eyalet sistemi yeniden tesis edilmektedir. Bu sistem bir adanın, yönetimle ilgili işlerinin büyük oranda bağımsız bir yerel hükümet tarafından yönetilirken tam bağımsızlığı Ankara’ya verecek şekilde yarı devlet gibi davranmasına imkân vermektedir.

Türkiye’nin Azerbaycan ile tarihi bağları Türk nüfuzunu Rus etki alanının derinlerine kadar götürmüştür ve Türkiye’nin Kuzey Afrika’daki Libya’da kendi baskı gücü vardır. Türk anayasasındaki yeniliklerin esnekliği, Türkiye’nin Ege, Kafkaslar ve Levant’ta istikrarın bölgesel garantörü olabileceği anlamı taşımaktadır.

Daha güneyde de Türkiye ve Mısır, istihbari ve askeri işbirlikleri sayesinde ilişkilerini on yıldır görülmemiş şekilde güçlendirmektedir. Ankara, 2021 yılı Mart ayında iki ülkenin de münhasır ekonomik bölge ve bu bölgelerdeki doğalgaz rezervlerinin sınırlarının belirlenmesi için Kahire ile yaklaşan bir anlaşmanın sinyallerini vermiştir.

Sekülerizm: Dengeleyici bir etki

Türkiye’nin çoğunluğu Müslüman bir ülke olarak uzun bir seküler tarihi olması da başka bir değerdir. Sekülerizm, derinden saygı duyulan merkezi bir ulusal değer olup Türkiye’deki muhafazakârlar ile liberaller onun huzuru sağladığını düşünmektedir.

Giderek sayılar artan Türk’ün İslam’ı benimseyerek dini yaşam ve uygulamalarla güçlendirilmiş bir hayat tercih ettikleri doğrudur. 

Batılı bakış açısına göre bu, İslamcılığın Türkiye’de köklenmesi riskini getirmektedir. Ancak Türkiye’nin İslam algısı hoşgörü ve modernliğin kabul edilmesi karakterini taşımaktadır. 

Bu yüzden Türkiye’deki İslam, İslam dünyasının diğer bölgelerindeki daha aşırı ya da yalıtılmış İslam anlayışları için çekici bir alternatiftir.

Bölgedeki komşu Müslüman ülkeler açısından Türkiye, küresel sistem ve kurumlara entegre olup onlardan faydalanılmasının mümkün olduğunu göstermektedir. Türk İslam’ı, bölgedeki istikrarsızlaştırıcı güçlerle karşılaşmaya hazırlanan Biden’ın Dışişleri bakanlığı için ihraç edilebilirliği yüksek ve değerli bir varlıktır.

Türkiye: yakın gelecek

Türkiye, mevcut kaos ve değişim döneminden yükselen yeni dünyaya anayasal olarak hazırlığını teminat altına almaya çabalıyor. Bunu yaparak NATO’nun güneydoğu kanadını koruyan kalkan pozisyonunu güçlendirecektir.

Türkiye ile İsrail zamanla istihbari, askeri ve ticari ilişkilerini derinleştirecek ve böylece süregelen nükleer İran tehdidine rağmen bölgesel istikrarı güvence altına alacaktır.

Ankara’dan kaynaklanan değişimler Amerika’nın bu tarihsel NATO müttefiki ile ilişkilerini resetleyebilmesi için verimli bir zemin sağlayacaktır. Rusya ve Çin’in kullanmak istediği jeopolitik boşluğu Türkiye, sadece Türkiye doldurabilir.

Batı ile anayasal uyumu ve bağlılığı ile Türkiye, büyüyen bir bölgesel güçtür. Diğer bir ifade ile Türkiye, Başkan Joe Biden ile Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın yeni bir nazarını hak etmektedir.

Çeviri: Gürkan BAYIR



Makaleler

Güncel