‘İslami Cephe’ ve Suriye’deki vekalet savaşının geleceği

‘Irak İslam Devleti’ kurarak tüm Sünnilerden biat isteyen el-Kaide’ye karşı Sünni aşiretlerin kurduğu Uyanış Konseyleri rolünün, Suriye’de İslami Cephe’ye verildiği anlaşılıyor

Suriye’de 25 Eylül’de Ulusal Koalisyonu tanımadıklarını ve hedeflerinin bir İslam devleti kurmak olduğunu açıklayan silahlı gruplar,[1] 22 Kasım’da İslami Cephe adlı bir koalisyon oluşturdular.[2]

Yeni İslami Cephe

‘İslami Cephe’ ile ‘İslami Kurtuluş Cephesi’nin birleşmesinden oluşan yeni ‘İslami Cephe’, öncekilerin aksine kendisini sadece bir askeri yapı olarak değil, “askeri, siyasi ve sosyal birimleri olan bir yapı”[3] olarak tanımladı.

İslami Cephe’de Sukuru’ş Şam Komutanı olan Ahmet İsa eş-Şeyh Şura Meclis Başkanı, Ahraru’ş Şam Komutanı Hasan Abbud Ebu Abdullah el-Hamavi, Siyasi Kurul Başkanı ve İslam Ordusu Komutanı Zehran Alluş ise Askeri Kurul Başkanı olarak seçildi.

İslami Cephe kaynaklarına göre 15 Kasım’da öldürülen Tevhid Tugayı Komutanı Abdulkadir Salih’in Cephe’de “Askeri Kurul Başkanı” olması bekleniyordu.

Ulusal Koalisyon’a alternatif olduğunu ima eden bu örgütlenme yapısında İslami Cephe’nin ‘meclis başkanlığı’ rolünün Sukuru’ş- Şam’a, ‘başbakanlık’ rolünün Ahraru’ş- Şam’a, ‘genelkurmay başkanlığı’ rolünün de İslam Ordusu’na verildiği, Abdulkadir Salih’in ölümüyle birlikte Tevhit Tugayları’nın Cephe içindeki ağırlığının azaldığı anlaşılıyor.

Ahmed İsa eş-Şeyh tarafından 22 Kasım’da yapılan görüntülü açıklamada, Cephe’nin hedefinin Suriye’deki yönetimi devirmek ve yerine İslam Devleti kurmak olduğunu söyledi. Eş-Şeyh, el-Cezire’ye yaptığı açıklamasında da Özgür Suriye Ordusu’yla koordinasyonun süreceğini söyledi.

İslami Cephe: Suriye’nin Uyanış Konseyleri

El-Hayat gazetesinin kaynaklarına göre Irak-Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) günden güne artan etkisinden sonra Cephe’yi kuran askeri örgütlerin birleşmesi için bölgesel baskı yapıldı.

Cephe’nin Esed yönetimi kadar IŞİD’e karşı mücadele etmek gibi bir görevinin de olduğunu belirten gazete, bölgesel güçlerin Cephe’den ÖSO’yla koordinasyonunu sürdürmesini, Koalisyon ve Ahmet Tuma hükümetine karşı alternatif olduğu gibi bir ilanda bulunmamasını istedi.

El-Hayat’ın iddiasına göre Nusra lideri Muhammed el-Colani de Cephe’ye girmek istedi; fakat Birleşmiş Milletler ve Amerika’nın terör listesine eklendiği için Nusra’nın İslami Cephe dışında kalmasında; ancak sahada ortak hareket edilmesinde ittifaka varıldı.[4]

El Hayat’ın aktardığı bu veriler, Irak’ta el-Kaide’ye karşı mücadele modelinin Suriye’de tekrar edilmek istendiğini düşündürüyor.

Yani, ‘Irak İslam Devleti’ kurarak tüm Sünnilerden biat isteyen el-Kaide’ye karşı Sünni aşiretlerin kurduğu Uyanış Konseyleri rolünün, Suriye’de İslami Cephe’ye verildiği anlaşılıyor.

ÖSO-İslami Cephe ilişkisi

ÖSO Sözcüsü Luey Mikdad, ÖSO olarak alandaki silahlı örgütlerin birleşmelerini kutladıklarını söyledi. İslami Cephe Şura Meclis Başkanı Ahmed İsa eş-Şeyh ve Askeri Kurul Başkanı Zehran Alluş’un Selim İdris komutasındaki Yüksek Askeri Konsey’in birer üyesi olduğunu hatırlatan Mikdad, Cephe’yle ÖSO arasında işbirliğinin süreceğini ifade etti.

El-Cezire televizyonunun sorularını yanıtlayan Mikdad, siyasi birimini kuran Cephe’nin Suriye Ulusal Koalisyonu’nda temsil edilmesi gerektiğin söyledi.[5]

Katar’dan yayın yapan el-Cezire’nin önemli bir gelişme olarak sunduğu bu birleşme, Suudi medyasında aynı heyecanı yaratmadı.

Şarku’l Avsat gazetesi, İslami Cephe’ye Suriye yönetimine karşı mücadele veren büyük askeri örgütlerin katıldığını teslim etmekle birlikte Halep’teki “Festakım Kema Umiret Tugayı” gibi Cephe’ye katılmayan; ama sahada ağırlığı olan örgütlerin de bulunduğuna[6] dikkat çekti.

Katar’dan Suudi nüfuzu altındaki Ulusal Koalisyon’a operasyon

Suriyeli muhalif gazetecilerden Behiye Mardini, 28 Eylül’de İlaf’taki köşe yazısında Suriyeli cihatçıların koalisyonu tanımadığını ilan etmesinin arkasındaki gücün Katar olduğunu iddia etmişti.

Mardini’nin muhalif kaynaklara dayandırdığı iddiasına göre Katar, özellikle de ‘Arap Baharı’ sonrasında bölgede oynadığı rolün görmezden gelinmesine ve ayaklarının altındaki halının çekilmesine öfkelenerek, Suriye’deki İslamcı kartını oynadı.

13 Cihatçı örgütün Koalisyonu ve geçici hükümeti tanımadığını açıklaması ve İslam şeriatıyla hükmedecek bir yönetimin inşası için birlik çağrısında bulunması, Katar’ın öfkesinin sonucuydu.

Mardini’ye göre Katar, Gassan Hito’nun hükümeti kurmakta başarısız olmasından, 14 Eylül’deki seçimde Ahmet Tuma’nın hükümeti kurmakla görevlendirmesinden sonra başta Halep olmak üzere Suriye içerisindeki örgütlerle irtibatını kesmedi.

El-Cezire’nin 25 Eylül’deki 13 cihatçı örgütün yaptığı açıklamaya geniş yer vermesine dikkat çeken Mardini, geç saatlere kadar askeri ve sivil şahıslarla yaptığı telefon bağlantılarıyla açıklamanın propagandasını yaptığını söyledi.

Mardini, yazısının devamında “Katar, Özgür Halep Şehir Konseyi”ne para desteğinde bulunduktan sonra Halep Konseyi Başkanı Yahya Na’na, Ulusal Koalisyon ve geçici hükümet karşıtı açıklamalar yapmaya başladı.”[7] dedi.

Katar, Suriye’deki liderlik rolünü geri istiyor

Londra’da yayımlanan el-Arab gazetesine göre de Katar, Suriye ve bölgede oynadığı rolü geri kazanmak istiyordu.

El-Cezire’nin el-Kaide lideri Eymen Zevahiri’nin, Irak-Şam İslam Devleti’ni ilga ettiği yönündeki açıklamasını yeniden yayımlaması da bunun bir göstergesiydi.

Gazetenin iddiasına göre Katar, Amerikalı yetkililerden gelen istek üzerine Zevahiri’nin IŞİD lideri Ebubekir el-Bağdadi ve Nusra Cephesi lideri Muhammed el-Colani’ye hitaben yaptığı konuşmayı gündeme getirerek, IŞİD’in Suriye’deki ilerleyişini durdurmak istedi.[8]

ÖSO’yu güncelleme ihtiyacı

Yukarıdaki veriler yeni kurulan İslami Cephe ile ilgili olarak şu hususları gündeme getiriyor.

1- Katar’ın oyuna dönme hevesi: İslami Cephe, Suriye’deki vekalet savaşında liderlik rolünü Suudi Arabistan’a kaptıran Katar’ın sahayı toparlama çabası olarak gözüküyor. Katar bu adımla sahayı iki amaçla toparlamaya çalışıyor:

a) Başta IŞİD olmak üzere el-Kaide bağlantılı grupların ÖSO’yu hem askeri hem de ideolojik alanda etkisizleştirdiği görülüyor ve ‘Suriye’de sivil demokratik bir devlet kurma’ hedefiyle ‘Batılılarla işbirliği yapan muhalif’ görüntüsü ile sahadaki el-Kaide nüfuzuna karşı koymanın imkanı bulunmuyor. Bu sebeple de ÖSO’nun İslamcı bir imajla yeniden güncellenmesi gerekiyor.

b) Silahlı gruplar arasında yaşanan iç savaşın hem askeri hem de ideolojik olarak ‘aşırı’ gruplar lehine gelişmesi Dostlar Grubu’nun Batılı üyelerini tedirgin ediyor ve onları siyasi çözüme yakınlaştırıyor. Dostlar Grubu’nun siyasi çözümden uzaklaştırılması ve vekalet savaşı seçeneğine geri döndürülmesi için ÖSO’nun İslamcı bir imajla dahi olsa yeniden güncellenmesi gerekiyor. Zehran Alluş liderliğindeki İslam Ordusu’nun da İslami Cephe’ye katılması, Cenevre-2’ye karşı olduğunu hiç gizlemeyen Suudi Arabistan’ın da bu seçeneği desteklediğini gösteriyor.

2- Ortak düşmanlara karşı güç birliği: ÖSO içerisinde yer alan ‘İslami Kurtuluş Cephesi’ ile el-Kaide’ye biat etmeyi reddeden ‘İslami Cephe’ tek başına hem el-Kaide’ye hem de Suriye ordusuna karşı savaşabilecek güçte olmadığını görüyor.

Silahlı gruplar arasında el-Kaide, toplamda ise Suriye yönetimi lehine gelişen iç savaş dengesinde üçüncü bir güç olarak varlığını koruyabilmenin tek yolunun ittifak kurmak olduğunu düşünüyor.

3- Üçüncü bir güç olma arzusu: Hem Ulusal Koalisyon’un hem de ÖSO’nun sahadaki liderliği son derece sınırlı olduğu için 22 Kasım’da kurulan İslami Cephe, cihatçılara hem Ulusal Koalisyon’da hem de ÖSO’da belirleyici olma fırsatı sunuyor.

Ulusal Koalisyon’un kendisini tanımayan İslami Cephe’yi suçlayıcı veya dışlayıcı bir tavır takınmaktan sakınması, ÖSO Sözcüsü Luey Mikdad’ın ise İslami Cephe’nin kuruluşunu kutlamak zorunda kalması bunu teyit ediyor.

4- Koalisyon’da temsil talebi: İslami Cephe, kendini sadece bir askeri örgüt değil ‘siyasi ve sosyal birimleri de olan bir yapı’ şeklinde tanımlayarak Dostlar Grubuna da Ulusal Koalisyon’a da mesaj vermiş oluyor.

Ulusal Koalisyon’da ve Koalisyon tarafından kurulan Ahmet Tuma hükümetinde güçlü bir şekilde temsil edilme talebi içeren bu mesajda bu talebin dikkate alınmaması halinde İslami Cephe’nin Koalisyon’un alternatifi olacağı iması yer alıyor.

İslami Cephe Şura Meclis Başkanı Ahmed İsa Şeyh’in de ÖSO Sözcüsü Luey Mikdad’ın da Cephe ile ÖSO arasındaki koordinasyonun süreceğini açıklaması ve Mikdad’ın Ulusal Koalisyon’da Cephe’ye temsil hakkı talep etmesi bunu doğruluyor.

Dostlar’ın İslami Cephe’ye karşısındaki muhtemel tepkileri

Katar’ın el-Kaide’yi dizginlemek ve Batılı Dostlar’ı vekalet savaşı seçeneğinde tutmak için attığı bu ‘İslami Cephe’ adımı konusunda Batılı başkentlerden henüz bir tepki gelmedi.

Bununla birlikte başta ABD olmak üzere Dostlar Grubu’nun Batılı üyelerinin bu gelişmeyi şu iki ihtimale göre değerlendireceği söylenebilir:

1- Batılı Dostlar, İslami Cephe’yi sahadaki askeri ve ideolojik belirleyiciliğin cihatçılar lehine gelişmeye başlaması olarak yorumlayıp siyasi çözüme daha fazla yönelebilir.

2- El-Kaide’yi dengeleyici rolünden dolayı İslami Cephe tanınabilir. Sahadaki ‘aşırıların’ ancak daha az ‘aşırılar’la kontrol altına alınabileceği gerçeğini kabullenen Batılı Dostlar, vekalet savaşını sürdürebilmek açısından İslami Cephe’nin Ulusal Koalisyon’da temsil edilmesine yeşil ışık yakabilir.

 



[1]YDH. 25 Eylül 2013 Silahlı gruplardan Ulusal Koalisyon’a darbe http://www.ydh.com.tr/HD12444_suriye-deki-cihatcilar--islami-cephe-de-birlesti.html

[2]YDH. 22 Kasım 2013, Suriye’deki cihatçılar ‘İslami Cephe’de’ birleşti http://www.ydh.com.tr/HD12444_suriye-deki-cihatcilar--islami-cephe-de-birlesti.html

[3]Şarku’l Avsat. 23.11.2013, اندماج كبرى الفصائل المقاتلة بسوريا في «الجبهة الإسلامية» http://aawsat.com/details.asp?section=1&issueno=12779&article=751187, https://www.youtube.com/watch?v=LdLx0Ayj01c

[4]El-Hayat, 23.11.2013, كتائب إسلامية تتوحد ضد النظام... و «داعش» http://alhayat.com/Details/574867

[5]Youtube. 22.11.2013. لؤي المقداد على قناة الجزيرة معلقا على تشكيل الجبهة الاسلامية الموحدةhttp://www.youtube.com/watch?v=C-m1q7KJrY0

[6]Şarku’l Avsat, 23.11.2013, كبرى الفصائل الإسلامية المعارضة في سوريا تندمج في «الجبهة الإسلامية» http://aawsat.com/details.asp?section=4&issueno=12779&article=751231

[7]İlaf. Bahiya Mardini, “Muhalif kaynaklar: Katar, Suriye’deki İslamcı kartını oynuyor” 28 Eylül 2013. http://www.elaph.com/Web/news/2013/9/838893.html

[8]El-Arab. 9 Kasım 2013, تصريحات الظواهري.. محاولة لتوحيد 'الجهاديين' وإنقاذ دور قطرhttp://www.alarab.co.uk/?id=8004