Cenevre-3 için güney cephesi

Cenevre-2 Dostlar Grubu açısından yeni bir aşamaya taşınacak savaşın molasıydı ve Koalisyon’a verilen rol de müzakereleri çıkmaza sokarak Dostlara zaman kazandırmaktı.

‘Suriye’de siyasi çözüm’den ne anladıklarını Cenevre-2 müzakereleri sırasında ortaya koyan ABD ve müttefikleri, öngördükleri planın ipuçlarını vermeye başladılar.

10 Şubat’ta başlayan ikinci tur müzakerelerin hiçbir ilerleme sağlanamadan sona ermesi, 18 Temmuz 2012’den beri yürürlükte olan vekalet savaşının sürdürüleceğinin işareti olmuştu.

Peki bu kez nihai hedef ne, nasıl bir plan öngörülüyor ve nasıl bir yol haritası izleniyor?

Bu soruların cevaplarını “Dostlar Grubu’nun Çekirdek üyeleri” olarak nitelenen ülkelerin istihbarat yetkililerinin şubat ortalarında Washington’da yaptığı gizli toplantı verdi.

Toplantının zamanlaması ve alınan kararlar, Cenevre-2’nin ikinci tur müzakerelerinin neden kilitlendiğine ve başarısızlıkla sonuçlandığına da ışık tutuyor.

Toplantıya ev sahipliği yapan ABD istihbaratına göre Suriye yönetimi son bir yılda kontrolü arttırmıştı.

Obama ve diğer Batılı liderler, Cumhurbaşkanı Beşşar Esed’in avantajlı konumu sürdükçe siyasi çözüm ihtimalinin bulunmadığını kabul ediyor, bu yüzden de muhaliflerin taşınabilir uçaksavarlar da dahil olmak üzere ağır silahlarla silahlandırılmasını artık destekliyor.[1]

Dostlar Grubunun istihbarat yetkililerinin Cenevre’deki müzakereler sürerken Washington’da aldığı kararları şu üç maddede özetlemek mümkün.

1- Müzakere ettiğimize bakmayın bizim siyasi çözümden kastettiğimiz şey Beşşar Esed’in gitmesidir.

2- Suriye yönetimi şu an avantajlı durumda olduğu için öngördüğümüz ‘siyasi çözüme’ ulaşmamız mümkün değil.

3- Sahadaki askeri güç dengesinin muhalifler lehine bozulmasını sağlamak ve Şam’ı bizim öngördüğümüz siyasi çözümü kabule zorlamak için daha önce karşı çıkılan tedbirler alınmalıdır.

New York Times’ın içeriği yukarıda özetlenen ve “geçen hafta yapıldı” denen toplantıyla ilgili haberinin tarihi 17 Şubat. Yani toplantı ikinci tur müzakerelerin yapıldığı günlerde gerçekleşmiş.

İkinci tur müzakerelerin hiçbir ilerleme sağlanmadan sona ermesinin sebebi, tarafların müzakere gündemine ilişkin öncelikleriydi.

Suriye yönetimi müzakerelerin Cenevre-1 bildirisindeki sırayla yapılmasını ve önceliğin ‘terörle mücadeleye’ verilmesini istemiş, Ulusal Koalisyon adlı muhalif örgüt ise ‘geçiş hükümeti’ konusuna öncelik verilmesinde ısrar etmişti.

Bir başka deyişle Cenevre-2 görüşmeleri Dostlar Grubu açısından yeni bir aşamaya taşınacak savaşın molasıydı ve Koalisyon’a verilen rol de müzakereleri çıkmaza sokarak Dostlara zaman kazandırmaktı.

Nitekim 22 Ocak’la 15 Şubat arasını kapsayan bu mola Dostlar Grubu’na iki açıdan yeni fırsatlar yarattı.

1- Eylül ayından itibaren kontrol dışına çıkan silahlı grupların yeniden örgütlenmesi,

2- Suriye yönetiminin müzakere masasındaki esneklik limitinin ölçülmesi.

Vekalet sisteminin yeniden inşası

Suriye’ye yönelik vekalet savaşı, 2011’den 31 Ekim 2012 tarihine kadar ABD gözetiminde; ama Katar ve Türkiye’nin liderliğinde yürütüldü.

Siyasi kanatta örgütlenen İstanbul merkezli Suriye Ulusal Konseyi’nde de askeri kanatta örgütlenen Hatay merkezli Özgür Suriye Ordusu’nda da Türkiye ve Katar’ın belirleyiciliği bulunuyordu.

Ancak Türkiye ve Katar’ın geçen bir yıla rağmen siyasi ve askeri grupları hem kendi içlerinde hem de birbiriyle koordineli hale getirmeyi başaramaması, Amerika’yı liderliği doğrudan üstlenmeye mecbur etti.

Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Türkiye ve Katar güdümündeki Ulusal Konsey’i feshetti,[2] ABD müdahalesi ile 11 Kasım’da Ulusal Koalisyon[3], 8 Aralık’ta da bunun askeri kanadı olmak üzere ÖSO genelkurmayı kuruldu.[4]

Amerika’nın Suriye’deki vekalet savaşında doğrudan liderlik üstlenmesi ile Türkiye ve Katar’ın rolleri zayıflarken Suudi Arabistan’ın rolü arttı; bu ise muhalefet cephesindeki aşırı grupların güçlenmesine neden oldu.

Amerika’nın kimyasal silah kullanmakla suçladığı Suriye’ye müdahaleden vazgeçmesi, devrimden umudu kesen silahlı grupları eylül ayından itibaren birbiriyle hesaplaşmaya sevk etti.

Silahlı gruplar arası hesaplaşma aşırılık yanlısı grupların belirleyici olduğu yeni ittifak kombinasyonlarının kurulmasına neden olurken Dostlar Grubu’nun güdümündeki Ulusal Koalisyon ile ÖSO genelkurmayının bu gruplar içerisindeki en zayıf halka olduğu görüldü.

Amerika’yı Cenevre-2 mola istasyonuna taşıyan bu şartlardı.

Ulusal Koalisyon’u herhangi bir ön şart ileri sürmeden Cenevre’ye adeta sürükleyerek götüren Amerika’nın siyasi çözümden Beşşar Esed’in çekilmeye zorlanmasını kastettiği anlaşıldı.

Dostlar Grubu’nun istihbarat yetkililerinin Washington toplantısı, sadece ‘siyasi çözüm’le kastedilen hedefi göstermekle kalmıyor. Bu hedefe ulaştıracak plana ve izlenecek yol haritasına dair de fikir veriyor.

Dostlar Grubu’nun Esed’i Cenevre-3’te çekilmeye zorlama hedefine ilişkin planı, sahadaki askeri dengeyi muhaliflerin lehine bozmak.

Bu planın gerçekleştirilmesi için öngörülen yol haritası ise şöyle:

A- Silahlı grupların yeniden kontrol altına alınması: Washington’daki toplantıda alınan karar doğrultusunda silahlı gruplar üç kategoriye ayrılıyor:

1- Silahlı destek ve başka yardımları alması gerekenler.

2- Açık aşırı bağlantılarından dolayı asla desteklenmeyecek olanlar.

3- Desteklenmeye uygun olup olmadıkları daha fazla tartışılması gerekenler.[5]

Bu tasnifi şöyle okumak da mümkün:

1- Kontrol altındaki ÖSO unsurları,

2- IŞİD ve Nusra gibi el-Kaide bağlantılı gruplar,

3- Daha önce ÖSO genelkurmayı içerisinde yer alan grupların da olduğu İslami Cephe.

Birinci gruptakileri Suriye yönetimine karşı güçlendirmeyi amaçlayan bu tasnif, üçüncü gruptakileri de ‘Sahve’ (Irak’taki Uyanış Konseyleri) rolüne özendirmeyi amaçlıyor.

B- Nitelikli silah desteği: Başta 8 aydır Ürdün’de CIA tarafından eğitilen muhalifler olmak üzere birinci kategorideki grupların ağır ve nitelikli silahlarla donatılması. Bunların hem Suriye yönetimine hem de diğer aşırı gruplara karşı kulanılması.

C- Güney cephesinin açılması: Dera’dan başlamak üzere Şam’da kaybedilen mevzilerin geri alınması için güney cephesinin açılması. Şam’ın muhtemel Cenevre-3’te teslime zorlanması.

Güney cephesi, İsrail desteği ve koordineli pusular

Ulusal Koalisyon Başkanı Ahmed Carba’nın 27 Şubat’taki ‘gizli’ Ürdün ziyareti,[6] izlenen bu yol haritası kapsamında gerçekleşti.

ABD’nin Amman büyükelçiliği, Mursi’nin devrildiği günlerde ABD’nin Kahire Büyükelçisi olan Anne Patterson’la Ahmed Carba arasındaki görüşmenin ayrıntılarını açıklayamayacağını ifade etti.

Ulusal Koalisyon üyeleri de bilgilerinin olmadığını belirterek Carba’nın Ürdün ziyareti ile ilgili ayrıntı vermedi.

Ancak Katar televizyonu el-Cezire, hem ziyaretin güney cephesi ile ilgili boyutunu hem de muhalifler içindeki Katar-Suudi çekişmesini öne çıkardı.

El-Cezire’ye konuşan Yermuk Birlikleri Komutanı Beşşar Zobi, Carba’nın Ürdün ziyaretinden haberi olmadığını belirterek saha komutanlarıyla danışılmaksızın Selim İdris’in alındığı ÖSO genelkurmay başkanlığı görevine Suudilerin adamı olarak bilinen Abdulilah Beşir’in getirilmesini eleştirdi.

Bu örnek, muhalifleri yeniden yapılandırmak ve güney cephesi açmak için öngörülen yeni yol haritasına yönelik iç tehditleri yansıtması bakımından dikkat çekici.

Bununla birlikte vekalet savaşına dair yeni planlamanın ABD ve Suriyeli muhaliflerin müttefiklerinde heyecan yarattığı açıkça gözüküyor.

Ürdün’de eğitilen 1500 militanın İsrail üzerinden Suriye’ye sokulması[7] ve İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun sahra hastanesinde tedavi gören Suriyeli muhalifleri ziyaret ederek destek açıklaması,[8] planın başarısına duyulan güvenden kaynaklanan heyecanı yansıtıyor.

Güney cephesi açma hazırlıklarının sürdüğü bir dönemde Doğu Guta’da 175 militanın bir gün sonra da Doğu Guta ile Kalamun arasında 20 militanın pusuya düşürülerek öldürülmesi ise Suriye ordusuyla müttefiklerinin hazırlığını gösteriyor.

Suriye ordusunun Doğu Guta’da operasyonunda “geniş çaplı koordinasyon” kavramına vurgu yapılırken pusuya dair görüntüleri ilkin el-Menar televizyonunun yayımlaması[9] koordinasyonun muhtemel bileşenleri konusunda fikir veriyor.

İsrail’in Lübnan’da Hizbullah’a ait bir üssü bombalamasını, Hizbullah’ın da uygun zamanda buna cevap vereceğini açıklamasını da Dostların yeni yol haritası çerçevesinde okumak mümkün.

 



[1] Michael R. Gordon, David E. Sanger, Eric Schimitt, New York Times, 17 Şubat 2014. U.S. Scolds Russia as It Weighs Options on Syrian War http://www.nytimes.com/2014/02/18/world/middleeast/russia-is-scolded-as-us-weighs-syria-options.html

[2] NTVMSNBC. 1 Kasım 2012. 'Suriye Ulusal Konseyi feshedilsin' http://www.ntvmsnbc.com/id/25394157/

[3] YDH. 11 Kasım 2012. Doha’dan Koalisyon çıktı. http://www.ydh.com.tr/HD10995_dohadan-koalisyon-cikti.html

[4] Hürriyet. 9 Aralık 2012. Antalya’da çok gizemli Suriye toplantısı. http://www.hurriyet.com.tr/planet/22107261.asp

[5] Karen DeYoung, Washington Post. 21 Şubat 2014. U.S., allies agree on standards for which opposition groups in Syria will receive aid http://www.washingtonpost.com/world/national-security/us-allies-agree-on-standards-for-which-opposition-groups-in-syria-will-receive-aid/2014/02/20/7b5b8b02-9a53-11e3-b931-0204122c514b_story.html

[6] El Cezire. 28 Şubat 2014. هل بحث الجربا بعمان إشعال جبهة جنوب سوريا؟http://aljazeera.net/news/pages/26d25f55-2baf-4a01-88f3-3df137bc3504

[7] Reyu’l- Yovm. 12 Şubat 2014. 1500 مقاتل دخلوا عبر إسرائيل إلى سورياhttp://www.raialyoum.com/?p=51948

[8] Jerusalem Post. 18 Şubat 2014. Netanyahu visits IDF field hospital for Syrians http://www.jpost.com/Defense/Netanyahu-visits-IDF-field-hospital-for-wounded-Syrians-341763

[9] YDH. 27 Şubat 2014. Doğu Guta operasyonunun ayrıntıları. http://www.ydh.com.tr/HD12676_dogu-guta-pususunun-ayrintilari.html