‘Vizyoner diplomasi’, IŞİD yangını ve Cidde toplantısı

Vizyoner diplomasi, dumanı Ankara'dan bile gözüken Musul'daki IŞİD yangınını fark edemedi.

Türkiye’nin Cidde toplantısı sonrası ortaya koyduğu IŞİD stratejisi, Başbakan Davutoğlu’nun 2011’de söz konusu ettiği “vizyoner diplomasi”nin ciddi bir evrim geçirdiğine işaret ediyor.

Davutoğlu, dışişleri bakanlığı döneminde Türkiye’nin 180 ülkedeki büyükelçisini “Vizyoner diplomasi: Türkiye’nin perspektifinden küresel ve bölgesel düzen” başlıklı bir konferansta toplamış, doğrudan sahayı ve uygulamayı ilgilendiren bir vizyon çizmişti.

Davutoğlu’nun bu konferansta ortaya koyduğu ‘vizyoner diplomasi’ ile diplomatlara “nerede bir yangın varsa söndürmek için oraya koşan bir itfaiye eri” misyonu yüklemiş ve “küresel ve bölgesel düzendeki Türkiye perspektifini” de şu başlıklarla özetlemişti:

- (Türkiye için biçtiğimiz yeni rol) 'akil ülke' rolüdür; dünyada, küresel olaylarda sözü dinlenen, olayları önceden gören, o olaylara tedbir oluşturan, o olaylar için alternatif çözüm üreten akil bir ülke.

- Biz önümüzdeki dönemde sadece itfaiye erleri istemiyoruz. İtfaiye erleri gibi her yere koşturacak dinamizmde bir bakanlık istiyoruz ama daha fazlasını da istiyoruz. Diplomatlarımızı yangın çıkmasını engelleyecek şehir planlamacısı olarak da görmek istiyoruz.

- Artık sadece krizleri engelleyen, krizlere tepki veren bir diplomasi ile yetinemeyiz.

- Bununla yetinen, kriz çıktığında tepki veren bir ülke konumunda kalabilirdik belki, hayatımızı bu şekilde idame ettirebilirdik. Şimdi rahatsızlık doğuran bununla yetinemeyiz. Hayır bununla yetinmeyeceğiz.[1]

Davutoğlu’na göre “küresel düzenin yeniden yapılanmasında en fazla katkıda bulunabilecek aktörler sıralaması yapılsa, dünyanın kanaat önderlerine bu soru sorulsa, 'ilk 10 ülke yazın' diye, eminim hemen hemen bütünü Türkiye'yi yazacaktır.”

Dumanı Ankara’dan bile görülen yangın ve vizyoner diplomasi

“Dünyanın kanaat önderlerinin” Türkiye’nin ilk 10 ülke içindeki yeriyle ne kadar ilgilendikleri meçhul; ancak aynı kanaat önderlerinin şu an dünyadaki en büyük 10 yangın sıralamasında IŞİD’i 1 numaraya yerleştireceğinden kimsenin kuşkusu yok.

Terörle mücadele için kurulduğu öne sürülen uluslar arası koalisyona katılan ülke sayısının 40’ı bulması,[2] yangının adresini de büyüklüğünü de gösteriyor.   

Dışişleri bakanlığı döneminde yangınları söndürmekle de yetinmeyip önceden fark etmeyi ve daha çıkmadan engellemeyi öngören bir dış politika vizyonu çizen Davutoğlu, şu an başbakan olarak bu vizyonu uygulayabilecek en yetkili isim.

IŞİD yangını başladığında ‘vizyoner diplomasi’ sahibi Ahmet Davutoğlu, dışişleri bakanıydı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani ile Musul Valisi Esil Nuceyfi’nin uyarılarından[3] ve basında yer alan haberlerden[4] anlaşıldığı kadarıyla, Musul’da daha yangın başlamadan dumanının Ankara’dan bile gözüktüğü anlaşılıyordu.

Yangında ilk kurtarılacak: ‘Exxon Mobil Bölgesi’

Musul’da konsolosluk görevlileri rehin alınan tek ülkenin Türkiye olması, Irak ve Kürdistan Bölgesi’nden sonra IŞİD yangınından en çok zarar gören ülkenin Türkiye olduğunu gösteriyordu.

Ancak beklenenin aksine en çok zarar gören Türkiye’nin aksine yangına ilk müdahale eden Amerika ve İran oldu.

Aralarında Hıristiyanların da olduğu yüzbinlerce kişiyi mülteci durumuna düşüren bu yangına seyirci kalan Amerika, Kürdistan Bölgesi’ni bir başka deyişle ‘Exxon Mobil bölgesini’ tehdit etmeye başladıktan sonra yangına müdahale etti.

IŞİD’in Erbil’e 25 kilometre yaklaşması üzerine Amerika havadan müdahale ederken, İran da Türkmen kasabası Emirli’nin kurtarılmasına karadan destek verdi;[5] Kürdistan Bölgesi’ne askeri yardımda[6] bulundu.[7]

Cidde toplantısı Ankara’nın IŞİD stratejisi

Bağdadi, Musul’u ele geçirdikten sonra ‘İslam Devleti’ (İD) ilan etmeyip sadece ‘Irak-Şam İslam Devleti’ olarak kalsa ve Kürdistan Bölgesi, Suudi Arabistan ve Ürdün sınırına saygılı olduğunu açıklasa, acaba terörle mücadele için bir uluslar arası koalisyon fikri oluşur muydu?

ABD Başkanı Obama’nın Suudi Arabistan Kralı Abdullah’la telefon görüşmesi yaptıktan sonra açıkladığı İD karşıtı stratejisinin ayrıntıları bu soruya olumlu cevap vermeyi zorlaştırıyor.

Obama’nın dört maddelik İD stratejisi,[8] özetle şöyle:

1- IŞİD’e yönelik hava saldırıları devam edecek.

2- IŞİD’e karşı mücadele için Irak’ta Irak hükümeti, Suriye’de ise ‘ılımlı muhalifler’ desteklenecek.

3- Müttefik ülkelerle birlikte terörün finans kaynaklarının kesilmesi ve istihbarat gücünün arttırılması yönünde çalışılacak.

4-Terörden zarar gören yerlere insani yardımlar yapılacak.

Cidde toplantısından çıkan sonuca göre, Ebu Bekir Bağdadi liderliğindeki ‘Irak İslam Devleti’ örgütünün ‘Irak-Şam İslam Devleti’ şeklinde upgrade edilmesine neden olan Suriye krizi, ‘Suriye’nin Dostları Grubu’nun zaten 3 yıldır denediği ‘ılımlı muhaliflerin’ desteklenmesi formülüyle çözülecek.

Irak krizi ise zaten Haydar el-İbadi hükümetiyle çözümlendiği için Irak ordusu ve Peşmerge güçlerinin hava operasyonlarıyla desteklenmesi ‘İslam Devleti’ ile mücadele için yeterli.

İran ve Suriye ile koordinasyonu reddeden ve ‘Suriye’nin Dostlar Grubu’nun çekirdek üyeleriyle birlikte Cidde’de hazırlanan terörle mücadele planı, Obama’nın 4 maddelik stratejisinde rol dağıtımından ibaret.

Bu rol paylaşımında ABD ve Batılı müttefiklerine hava operasyonları yapma, Körfez ülkelerine finans ve istihbarat desteği sağlama rolü düşüyor.

Bir NATO müttefiki bölge ülkesi olarak Türkiye’den ise Batı ülkeleriyle Körfez ülkelerinin üstlendiği rolün karması olan bir rol bekleniyor.

Ankara, Cidde bildirisini imzalamamasını, askeri operasyonlara katılma dışındaki diğer yükümlülükleri Suriye konusunda zaten yerine getirdiğini söyleyerek anlayış bekliyor.[9]

ABD basınında Ankara’nın müttefikliğinin sorgulanmasına[10] neden olsa da Türkiye, konsolosluk görevlilerini IŞİD’e rehin bırakan tek ülke olmaktan kaynaklanan ‘özel durumunun’ anlayışla karşılanacağından da emin gözüküyor.

Yangına müdahale etmemek için sebeplerini tartışmak

Davutoğlu, gerek dışişleri bakanlığı gerekse başbakanlığı döneminde IŞİD’in kendisiyle ve yarattığı tehditle değil, ortaya çıkış sebepleriyle ilgili gözüktü.

Davutoğlu’na göre “Irak ve Suriye’deki otoriter yapılar, kitlesel patlamalar meydana getirdi, Sünniler kendilerini yalnız hissetti”[11] ve IŞİD de bunların bir sonucu olarak ortaya çıktı. Suriye’de Esed, Irak’ta da Maliki, Davutoğlu’nu dinleyip devrilseydi, bütün bunlar olmayacaktı.

Ankara’nın Sünni federal bölge kurmaları konusunda destek verdiği Iraklı müttefiklerinin IŞİD analizi[12] ile Davutoğlu’nun analizleri arasındaki benzerlik dikkat çekici olsa da IŞİD’le savaş seçeneğini göz ardı etmeyen Sünni müttefiklerinin aksine Ankara ‘özel durumuna’ dikkat çekerek savaştan söz etmekten özenle kaçınıyor.

Bu ise Ankara’nın IŞİD’e karşı herhangi bir adım atmamak için konsolosluk görevlilerini kasıtlı olarak rehin bıraktığı gibi son derece aşırı yorumların yapılmasına neden oluyor.

Muhtemelen Musul konsolosluğu konusunda Sünni müttefiklerinin verdiği garantilere aşırı güvenden dolayı yangının ciddiyetini anlayamayan ‘vizyoner diplomasi’ meclisten kaza eseri çıkmayan 31 Mart 2003 tezkeresinin PR’ına umut bağlıyor.

Ancak Irak’ı işgal eden ABD ordusuyla (istemeden) işbirliği yapmamak ile 40 ülkenin şeklen dahi olsa terörle mücadelesiyle Maliki ve Esed’i suçlayarak işbirliği yapmamak aynı PR sonuçlarını doğurmaz.



[1]Habertürk. 3 Ocak 2011. Davutoğlu'dan büyükelçilere http://www.haberturk.com/dunya/haber/587583-davutogludan-buyukelcilere

[2]BBC Türkçe. 14 Eylül 2014. IŞİD'e karşı koalisyona katılan ülkeler 40'a yaklaştı http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2014/09/140914_isid_koalisyon.shtml

[3]CNNTürk. 16 Haziran 2014. Baskın gecesi Davutoğlu Neçirvan Barzani'yi aramış! http://www.cnnturk.com/haber/dunya/baskin-gecesi-davutoglu-i-necirvan-barzaniyi-aramis

[4]Murat Sabuncu. T24. 7 Temmuz 2014. http://t24.com.tr/yazarlar/murat-sabuncu/fidan-konsoloslugu-bosaltmaliyiz-davutoglu-hayir-dogru-olmaz,9686

[5]Rudaw. 5 Eylül 2014. İranlı General Kasım Süleyman Amirli'de. http://rudaw.net/turkish/middleeast/iraq/030920142

[6]YDH. 11 Ağustos 2014. Barzani’den Ruhani’ye mektup http://www.ydh.com.tr/HD13109_barzaniden-ruhaniye-mektup.html

[7]YDH. 26 Ağustos. 2014. Zarif, Erbil’de de Irak’ın toprak bütünlüğünü vurguladı http://www.ydh.com.tr/HD13164_zarif-erbilde-de-irakin-toprak-butunlugunu-vurguladi.html

[8]Tolga Tanış, Hürriyet. 11 Eylül 2014. Obama ABD'nin IŞİD'le mücadele planını açıkladı http://www.hurriyet.com.tr/dunya/27181597.asp

[9]Star, 13 Eylül 2014. Türkiye IŞİD stratejisini açıkladı: Asker yok yardım var http://haber.stargazete.com/politika/turkiye-isid-planini-acikladi/haber-939285

[10]Hürriyet. 14 Eylül 2014. WSJ: Ankara artık ABD müttefiki değil. http://www.hurriyet.com.tr/dunya/27197474.asp

[11]Milliyet. 13 Eylül 2014. Davutoğlu'dan canlı yayında önemli açıklamalar. http://www.milliyet.com.tr/davutoglu-canli-yayinda-sorulari/siyaset/detay/1939398/default.htm

[12]Yeni Şafak. 2 Temmuz 2014. Erbil Şartı. http://www.yenisafak.com.tr/dunya/erbil-sarti-663219



Makaleler

Güncel