İsrail medyası, İran'ın İsrail hedeflerine yönelik misilleme saldırısının İsrail ve ABD'nin stratejik caydırıcılığını yitirdiğine dair net bir hatırlatma olduğu değerlendirmesinde bulundu.
YDH- İsrail medyası, İran'ın İsrail hedeflerine yönelik misilleme saldırısının Orta Doğu'daki jeopolitik durumu değiştirmek için bir fırsat yarattığını söyledi.
Konuyla ilgili olarak İsrail gazetesi Israel Hayom, İran'ın İsrail hedeflerine yönelik misilleme saldırısının İsrail ve ABD'nin stratejik caydırıcılığını yitirdiğine dair net bir hatırlatma olduğu değerlendirmesinde bulundu. Israel Hayom, bunun Orta Doğu'daki jeopolitik durumu değiştirmek için bir fırsat yarattığını vurguladı.
Gazete, İran'ın kendisi için uygun görünmeyen bir zamanda bile kendisini İsrail ile doğrudan karşı karşıya getirdiğini ve ABD Başkanı Joe Biden'ın yapmaması yönündeki “uyarısına rağmen” hareket ettiğini belirtti.
Israel Hayom, İran'ın "sofistike bir strateji oluşturduğunu ve sabırla, durmaksızın İsrail'in varlığının sadece bir teori değil, bir soru işareti haline geldiği bir gerçeklik yaratmaya çalıştığını" öne sürdü.
Gazete başka bir yerde de İsrail'in caydırıcılığı yeniden tesis etmek amacıyla İran'ın saldırısına karşı büyük bir Batı ittifakıyla birlikte ABD'yi harekete geçirme çabalarına öncelik vermesi ve odaklanması gerektiğini vurguladı.
Konuyla ilgili olarak İsrail haber sitesi Walla bir güvenlik yetkilisine dayandırdığı haberinde İran'ın misilleme saldırılarına İsrail'in vereceği yanıtın askeri altyapı ve silah depolarının hedef alınmasını ve yetkililere yönelik suikast operasyonlarına kadar uzanabileceğini belirtti.
Güvenlik yetkilisi, tahminlerin İranlıların henüz son sözlerini söylemediklerini gösterdiğini ekleyerek, asıl savaş alanının Gazze Şeridi'nde olacağına ve bu nedenle "İran'ın çıkarlarına yönelik geniş çaplı saldırılar beklemememiz gerektiğine" işaret etti.
İranlı yetkililer, İsrail'in 1 Nisan'da Suriye'nin başkenti Şam'da ki konsolosluğunu hedef alan saldırısına karşılık olarak İran güçleri tarafından başlatılan Gerçek Vaat Operasyonu'nun ardından İran'ın herhangi bir İsrail saldırısına karşı koymaya hazır olduğunu açıkça ifade etti.
Eski İsrail İçişleri Bakanı Uzi Baram, İsrail’in "uluslararası izolasyon" yaşadığını ve Tel Aviv temelden farklı bir politika benimsemedikçe bu durumun sona ermeyeceğini öne sürdü.
İsrail gazetesi Haaretz'de yayınlanan bir makalesinde Baram, İsrail'in ABD ve bazı müttefikleriyle işbirliğini mümkün kılan şeyin, İran'ın Rusya, Çin ve Kuzey Kore gibi ülkeleri içeren bir eksenin parçası olması olduğunu söyledi.
Ancak bu işbirliğinin "sadece küresel krizler sırasında ortaya çıktığını ve her zaman mevcut olmadığını" belirten Baram, İsrail rejiminin bu işbirliğine her zaman güvenebileceğini düşünerek kendini kandıramayacağını, özellikle de İsrail'in dünyanın birçok yerinde "meşru devlet" statüsünü hızla kaybettiğini vurguladı.
Baram, Arap boykotlarının daha önce İsrail’e yönelik düşmanlığı ifade ettiğini ve birçok büyük küresel şirketi İsrail’le ilişkilerini kesmeye zorladığını, ancak İsrail rejimine karşı küresel kamuoyuna hakim olmadığını ve Mısır ve Ürdün ile normalleşme anlaşmalarından sonra azaldığını hatırlattı.
Ancak Baram'a göre bugün İsrail'in izolasyonu, dünyanın birçok ülkesindeki insanların "direniş ve düşmanlığının" bir sonucu olarak ortaya çıktığı için farklıdır.
Eski İsrailli bakan, İsrail'in mevcut izolasyonunun gerçek bir boykot kampanyasından kaynaklandığını da sözlerine ekledi ve birçokları için İsrail'in her ürününün ya da kültürel üretiminin gayrimeşru olduğunu söyledi.
Bakan, "Siyonizm de onlara göre bir baskı ve ırkçılık hareketi haline gelmiştir." dedi.
Baram ayrıca, "bir yanda stratejik bir ittifak, diğer yanda derin bir izolasyonla karşı karşıya olan İsrail'in, İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvanlik Bakanı Itamar Ben-Gvir gibi isimlerin savaş çığırtkanlığı yapan açıklamalarına ihtiyacı olmadığına" belirtti.