BM Lübnan Özel Koordinatörü Hennis-Plasschaert, Suudi Arabistan'ı ziyaret ederek Riyad'ın Güney Lübnan'daki artan rolü ve 1701 sayılı kararın uygulanmasını görüştü. Ziyaret, Lübnan'a yönelik normalleşme baskıları ve yeniden yapılanmanın Arap Barış Girişimi'ne bağlanması tartışmaları sırasında gerçekleşti.

YDH - Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, geçen pazartesi günü Suudi Arabistan'ı ziyaret etti.
Bu ziyaretin, Suudi Arabistan'ın Güney Lübnan'daki rolünün artması ve BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararının uygulanması çabalarıyla bağlantılı olduğu belirtiliyor.
Ziyaret, Lübnan'a yönelik normalleşme baskılarına karşı koyma ve yeniden yapılanmayı Siyonist rejim ile "normalleşme" bağlama girişimleri bağlamında değerlendiriliyor.
Plasschaert, Suudi Arabistan'a gitmeden önce, İsrail'e yaptığı ziyaretin ardından Lübnan Dışişleri Bakanı Yusuf Recci ile görüştü.
Koordinatörün ofisinden yapılan kısa açıklamada, Suudi Arabistan ziyaretinin "bölgesel ve uluslararası taraflarla sürdürülen istişareler çerçevesinde" gerçekleştiği belirtildi.
Açıklamada, ziyaretin "uluslararası toplumun Lübnan'ın devletin rolünü güçlendirme çabalarına destek olma fırsatlarını ele almaya odaklandığı" ve "1701 sayılı kararın uygulanması için gösterilen çabaları ilerletmeyi amaçladığı" ifade edildi.
Konuya vakıf kaynaklar, el-Ahbar gazetesine, Plasschaert'in ziyaretini "Suudi Arabistan'ın son dönemde ateşkes anlaşmasının uygulanması ve sınırın Lübnan tarafındaki durumun kontrol altında tutulmasını sağlama konusunda üstlendiği rol çerçevesinde" değerlendirdi.
Kaynaklar, Lübnan'a yönelik baskılarla beraber İsrail'le "normalleşmenin" yeniden ön plana çıktığını hatırlattı.
Aynı kaynaklar, "hayali normalleşme haritasının Suudi Arabistan'dan Suriye ve Lübnan'a uzanacağını, tıpkı Birleşik Arap Emirlikleri'nin normalleşme sepetinin Bahreyn ve Sudan'a uzandığı gibi" ima etti.
Yetkililer, kapalı kapılar ardında Batılı çevrelerden "yeniden yapılanmanın normalleşme süreinin uygulanmasına bağlanacağını" duydu.
Bu durumun, Lübnan'ı normalleşmeye zorlama ve İsrail ile diplomatik çalışma grupları kurma girişimlerinin başarısız olmasının ardından geldiği kaydedildi.