Hizbullah: Çağrı cihazı komplosunu İsrail patlatmadan önce çözmek üzereydik

img
Hizbullah: Çağrı cihazı komplosunu İsrail patlatmadan önce çözmek üzereydik YDH

Hizbullah Siyasi Konseyi Başkan Yardımcısı Mahmud Kamati, İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırganlığının devam ettiğini ve ABD'nin bu duruma ortak olduğunu belirtti. Kamati, Hizbullah'ın direnişini sürdüreceğini ancak Lübnan'ın istikrarı için iç diyaloğa açık olduklarını, çağrı cihazı saldırılarının İsrail tarafından düzenlendiğini ve Türkiye'nin yardımıyla daha büyük bir felaketin önlendiğini ifade etti.




YDH - Hizbullah Siyasi Konseyi Başkan Yardımcısı Mahmud Kamati, İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırganlığının ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararını ihlallerinin sürdüğünü belirterek, ABD'nin bu saldırganlıkta İsrail'in "tam ortağı" olduğuna dikkat çekti.

LebanonOn kanalına mülakat veren Kamati, Hizbullah'ın Lübnan'ı savunma stratejisinin bir parçası olduğunu, direnişin silahının pazarlık konusu edilemeyeceğini ancak ülkenin istikrarı için iç diyaloğa açık olduklarını vurguladı.

Kamati ayrıca, İsrail'in Nebatiye'deki son saldırılarını kınayarak, bu eylemlerin Lübnan'ı istikrarsızlaştırma ve Lübnan ordusunun rolünü engelleme çabası olduğunu ifade etti.

Kamati, İsrail'in günlük saldırılarının sadece direnişi değil, Lübnan halkını, ordusunu, devletini ve hatta uluslararası güçleri hedef aldığını söyledi.

"Amerika, İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırganlığında ve İsrail'in baskı, Amerikalıların ise siyaset yoluyla Lübnan'da hedeflerine ulaşma stratejisinde tam ortaktır," diyen Kamati, bu hedeflerin Lübnan'da normalleşmeyi dayatmak ve direnişi ortadan kaldırmak olduğunu belirtti.

Kamati, ABD'nin Lübnan ordusuna yardım etme iddialarını "yalan ve ikiyüzlülük" olarak nitelendirdi.

"Suudi Arabistan bir keresinde Lübnan ordusunun silahlandırılması için 3 milyar dolar teklif etti ve silahların Fransız malı olması şart koşuldu. Ordu heyeti Fransa'dan hava savunma sistemi talep ettiğinde, ABD'nin 'İsrail güvenliğini ihlal edeceği' gerekçesiyle bu talebi reddettiği ortaya çıktı," ifadesini kullanan Kamati, Lübnan ordusunun savaşma iradesine sahip olduğunu ancak etkili bir şekilde savunma yapacak silahlara sahip olmasının engellendiğini vurguladı.

Hizbullah'ın Lübnan devletinin bir parçası olduğunu ve devletin de savunma stratejisinin bir parçası olduğunu ifade eden Kamati, 1701 sayılı karara bağlı olduklarını ancak İsrail'in bu karara uymadığını söyledi.

Kamati, "Biz güçlü bir konumdayız, zayıf değiliz. Direnişin silahı Lübnan'ın gücüdür ve bu, Lübnan'ın çıkarları doğrultusunda iç diyalogla ele alınacak bir konudur," şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı tarafından önerilen diyalog masasını reddedenleri eleştiren Kamati, bu tutumun Lübnan'ın çıkarlarına hizmet etmediğini belirtti.

Yetkili, Lübnan'da iç çatışmaya izin vermeyeceklerini belirterek, "Tayune'deki olaylarda Lübnan Kuvvetleri fitne çıkarmaya çalıştı ama başaramadı. Her türlü iç çatışma girişimini boşa çıkaracağız," dedi.

Çağrı cihazı saldırılarına da değinen Kamati, Hizbullah'ın bu komployu İsrail'in cihazları patlatmasından hemen önce ortaya çıkarmak üzere olduğunu dile getirdi.

Kamati, "İsrail, durumun ortaya çıkacağını anlayınca (cihazları) erken patlatma kararı aldı. İstanbul üzerinden gelecek yeni bir sevkiyat hakkında bilgi edindik ve Türkiye makamlarını bilgilendirdik. Onlar da egemenlikleri ve güvenlikleri çerçevesinde gerekeni yaptılar," bilgisini paylaştı.

Kamati, olayla ilgili iç soruşturmaların sürdüğünü, fakat bunun bir ihanet sonucu değil, belki bazı prosedürlerdeki eksikliklerden kaynaklanmış olabileceğini belirtti.

Suriye'deki duruma da değinen Kamati, Suriye'nin birliğinden yana olduklarını ve iç işlerine karışmayacaklarını söyledi.

Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejiminin lideri Ebu Muhammed el-Colani'nin (şimdiki adıyla Ahmed eş-Şaraa) İsrail ile dolaylı müzakereler yaptığına dair açıklamaları değerlendirirken, "Biz herhangi bir Arap ülkesinin İsrail ile normalleşmesine karşıyız. Toprakları işgal altındayken bir düşmanla normalleşme yapılamaz," ifadelerini kullandı.

Lübnan'daki Suriyeli sığınmacılar konusuna dikkat çeken Kamati, uluslararası toplumun sığınmacıların Lübnan'da kalması için baskı yaptığını ve bunun Lübnan üzerinde büyük bir yük oluşturduğunu ifade etti.

Kamati, "Avrupalılar ve Amerikalılar neden Suriyeli sığınmacıların Lübnan'da kalması için ısrar ediyor? Niyetleri kesinlikle kötü," dedi.

Gazze'deki durumla ilgili olarak İsrail'in saldırılarını kınayan Kamati, direnişin devam edeceğini belirtti ve ABD Başkanı Donald Trump'ın bölgeyle ilgili yeni bir girişim açıklayabileceğine dair beklentilere işaret etti.

Kamati, "Direniş bizim için bir tercih değil, bu topraklara yerleştirilen bu varlık (İsrail) karşısında bir zorunluluktur," diyerek sözlerini tamamladı.