Yüksek Alevi İslami Konseyi Başkanı Şeyh Gazal Gazal, Suriye'deki mevcut siyasi gerçekliğin toplumu parçaladığını ve aşırı ideolojilerin nefreti körüklediğini söyleyerek farklı inanç ve etnik grupların hedef alındığını, temel hak taleplerinin ise sistematik şekilde görmezden gelindiğini vurguladı.

YDH- Suriye ve yurt dışındaki Yüksek Alevi İslami Konseyi Başkanı Şeyh Gazal Gazal, Suriyelilere zorla dayatılan mevcut gerçekliğin devam etmesine karşı uyarılarda bulundu.
Şeyh Gazal, “Aşırı-tekfirci ideoloji yalnızca nefreti körüklemekle kalmadı aynı zamanda çarpıtılmış dini bir maske altında ulusal dokuyu parçaladı” ifadelerini kullandı.
Gazal, akşam saatlerinde yaptığı konuşmada, aşırı-tekfirci ideolojinin hakimiyetiyle birlikte karanlığın yayıldığını ve toplumun saflarının bölündüğünü belirtti:
“Bu ideoloji, herkese dışlayıcı bir bakış açısını dayattı, farklı düşünenlere karşı suçlamalar ve hakaretlerde bulundu, muhaliflerin düşmanlığını, servetini, onurunu ve kanını meşru kıldı”.
Suriyelilerin çeşitli gruplar halinde en aşağılayıcı etiketlerle tanımlandığını dile getiren Gazal, Alevilerin ‘Nusayri sapkınları’, Dürzilerin ‘hain ajanlar’, Kürtlerin ‘ateist ayrılıkçılar’, Hristiyanların ‘komplocular’, Ermenilerin ‘mülteciler’, Şiilerin ‘Zerdüştçüler’ ve hatta ılımlı Sünnilerin dinsizler olarak nitelendirildiğini vurguladı.
Muhalefetin ise devrime ihanet edenler ve münafıklar olarak tanımlandığını kaydetti.
Gazal, temel taleplerin halen görmezden gelindiğine dikkat çekerek, yargısız tutulan tutukluların serbest bırakılmadığını, kaçırılanların akıbetinin açıklanmadığını, cinayetler, gözaltılar ve haksız yer değiştirmelerin ise devam ettiğini söyledi.
“Biz hiçbir zaman dini veya mezhepsel bir devlet talep etmedik. Aksine, başından beri din ile siyasetin ayrıldığı, çoğulculuğa saygı gösteren, hakları güvence altına alan laik veya sivil bir devlet arzu ettik. Bugün yaşananların tam tersine” ifadesini kullandı.
Siyasi yerelleşmenin, uluslararası iletişim kanallarını açarak ve uluslararası koruma ile uzlaşı çerçevesinde gayretlerin sürdürülmesinin temel sabitlerden biri olduğunu kaydeden Gazal, yaptırımların kaldırılması gibi halkın çıkarlarını gözeten tutumları da takdir ettiklerini belirtti:
“Yüklerimizi hafifletmekten öte, hayatlarımızı kurtarmak ve onurumuzu korumak için yoğun çabalara ihtiyaç var. Bu ancak siyasi bir yol haritası ve uluslararası toplumun, özellikle Birleşmiş Milletler’in denetiminde, anayasayı oluşturacak yapının adil, şeffaf ve meşru uluslararası standartlara uygun biçimde uygulanmasının garanti altına alındığı net ve hızlı bir zaman çizelgesinin oluşturulmasıyla mümkün olabilir.”
Gazal ayrıca, fiili otorite altında iş olanaklarının liyakat yerine bağlılık ve itaat esasına göre dağıtıldığını, “kim bizimle, kim karşıt” kriterinin geçerli olduğunu belirterek uyarıda bulundu:
“Terörizm ve dışlama üzerine kurulu bir ülkede güvenlik ve emniyet sağlanamaz, insanlar korku içinde yaşar.”
Son olarak Şeyh Gazal, “Eğer Suriye'ye zorla dayatılan bu gerçeklik değişmezse, gelecek daha karanlık ve adaletsiz olacaktır” dedi.