Kızıldeniz kıyısındaki küçük Afrika ülkesi Eritre, son dönemde Batı ile olan ilişkilerinde keskin bir dönüş yaparak Çin, Rusya ve İran ile stratejik ortaklıklar geliştiriyor. Lübnan merkezli The Cradle haber portalında yer alan analize göre, bu durum ABD ve İsrail'in bölgedeki kontrol planlarını tehdit ederken, Eritre'yi yükselen Avrasya merkezli çok kutuplu dünya düzeninde kritik bir aktör konumuna getiriyor.

YDH - Lübnan merkezli The Cradle haber portalında yayımlanan analize göre, Kızıldeniz'deki stratejik konumuyla bilinen Eritre, Batı'nın bölgesel hakimiyetini sarsacak bir eksen kayması yaşıyor.
Bir zamanlar İsrail ile yakın ilişkileri bulunan Eritre, son yıllarda Çin, Rusya ve İran ile derinleşen ortaklıklar kurarak ABD ve İsrail'in Kızıldeniz'deki kontrol planlarına meydan okuyor.
Bu durum, Tel Aviv'in Kızıldeniz'de bir ortağını daha kaybetmesi anlamına gelirken, Eritre'yi yükselen Avrasya merkezli çok kutuplu dünya düzeninde kritik bir oyuncu haline getiriyor.
Batı'nın artan endişesi ve rejim değişikliği çağrıları
Eritre'nin bu stratejik dönüşümü, Batı'da ciddi bir panik yaratmış durumda. The Cradle'a göre, Batılı bazı düşünce kuruluşları ve medya organları, Eritre Devlet Başkanı Isaias Afwerki yönetimine karşı "insan hakları" gerekçesiyle rejim değişikliği çağrılarını artırıyor.
American Enterprise Institute (AEI) uzmanlarından Michael Rubin, Eritre'yi "Afrika'nın Kuzey Kore'si" olarak nitelendirirken, İsrail'den Haaretz ve Ynet gibi yayınlar ülkeyi İran'ın bir vekili ve ABD için tehdit olarak tanımlıyor.
Ancak analize göre, bu eleştirilerin asıl nedeni insan hakları değil, Batı'nın Kızıldeniz üzerindeki kontrolünün zayıflıyor olması.
Eritre'nin Avrasya güçleriyle yeni ittifakı
Eritre'nin 1993'teki bağımsızlığından bu yana ABD ile ilişkileri genellikle gergin bir seyir izledi. Washington'un Eritre yerine Etiyopya'yı tercih etmesi ve sonrasında uygulanan yaptırımlar, Asmara yönetimini farklı arayışlara itti.
The Cradle'ın aktardığına göre, 2020'den itibaren bu yönelim belirgin bir şekilde Çin, Rusya ve İran'a doğru kaydı.
Bu süreçte Çin, Eritre'nin en önemli ekonomik ortaklarından biri haline geldi. Pekin, Kuşak ve Yol Girişimi (KYG) kapsamında Eritre'de madencilik ve altyapı projelerine büyük yatırımlar yapıyor.
İkili ticaret rekor seviyelere ulaşırken, Eritre ithalatının üçte birini, ihracatının ise üçte ikisini Çin ile gerçekleştiriyor.
Rusya ile ilişkiler de özellikle askeri alanda gelişiyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un 2023'teki Asmara ziyareti ve Rus donanmasının 2024'te Massava Limanı'na demirlemesi, bu yakınlaşmanın somut göstergeleri olarak öne çıkıyor.
İki ülke arasındaki ticaret hacmi henüz mütevazı olsa da hızla artıyor.
İran ile canlanan stratejik bağlar
Eritre'nin dış politikasındaki en dikkat çekici değişim ise İran ile yeniden canlanan ilişkiler oldu. Geçmişte Yemen'deki Ensarullah hareketine karşı Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile aynı safta yer alan Eritre, şimdi Ensarullah'ın Kızıldeniz'deki eylemlerini kınamaktan kaçınıyor.
Eritre Dışişleri Bakanı Osman Salih'in İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın yemin törenine katılması ve Hamas lideri İsmail Heniyye'nin Tel Aviv tarafından suikasta uğramasını kınaması, bu yeni dönemin işaretleri olarak değerlendiriliyor.
The Cradle'a göre Tahran'ın Eritre'ye insansız hava araçları ve diğer askeri teknolojileri tedarik etmeyi kabul ettiği bildiriliyor.
İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) stratejik Assab Limanı'na yeniden erişim sağlaması durumunda, İran'ın hem Kızıldeniz'in iki yakasından Ensarullah'a destek verme hem de Filistin direniş gruplarına silah transferini hızlandırma kapasitesine ulaşabileceği belirtiliyor.
Bu durum, Eritre'yi bir kez daha bölgesel bir askeri merkez haline getirebilir; ancak bu kez Abu Dabi için değil, Tahran'ın stratejik hedefleri için.
Afrika Boynuzu'nda değişen dengeler
Eritre'nin bu hamlesi, Afrika Boynuzu'ndaki genel bir eğilimin parçası. Sudan'ın Rusya ve İran'a Port Sudan'da askeri erişim izni verdiği, Cibuti'nin ise Çin ile işbirliğini artırdığı biliniyor.
Etiyopya'nın da Çin, Rusya ve İran ile ilişkilerini güçlendirmesi ve BRICS üyesi olması, bölgedeki denklemi daha da karmaşıklaştırıyor.
The Cradle analizinde, Washington'un bölgedeki etkisinin giderek azaldığına dikkat çekiliyor. Cibuti'nin ABD'nin Ensarullah'a yönelik hava saldırılarına izin vermemesi ve Sudan'ın İran-Rusya eksenine kayması, ABD'nin Kızıldeniz'deki seçeneklerini daraltıyor.
Batı'nın Eritre'ye yönelik artan baskısı ve rejim değişikliği söylemleri, bu zayıflayan nüfuzun bir yansıması olarak görülüyor.
Ancak analize göre, Eritre'ye yönelik olası bir müdahale, bölgede daha büyük bir istikrarsızlığa yol açabilir ve ABD'nin aleyhine sonuçlar doğurabilir. Eritre'nin Çin, Rusya ve İran ile kurduğu ittifakın, Kızıldeniz'deki güç dengelerini kalıcı olarak değiştirme potansiyeli taşıdığı vurgulanıyor.