Amerikan küreselleşmesi çağında Arap Maşrık'ı

img
Amerikan küreselleşmesi çağında Arap Maşrık'ı YDH

"Gerçekleştirilmesi istenen maddeleri okuduğumuzda, bu maddelerin yirmi yılı aşkın süre önce yazılmış olmasına rağmen yaşadığımız savaşın gerçekleriyle ne denli örtüştüğünü görerek hayrete düşüyoruz!"




YDH - Bereketli Hilal bölgesi, stratejik konumu nedeniyle geçmişten bugüne sürekli işgal ve saldırılarla karşı karşıya kaldı. Son yirmi yıldaki savaşların nedenleri arasında ABD'nin stratejik politikaları, ekonomik küreselleşme ve toplum mühendisliği önemli yer tutuyor. Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla ABD, Orta Doğu'da İsrail'in bölgeye hakimiyetini sağlayacak "Önceki Politikalardan Kopuş" adında bir plan geliştirdi. Akademisten Safiye Anton Saade'in hatırlattığı üzere söz konusu plan, Irak ve Suriye gibi ülkelerdeki direnişi kontrol altına almayı, İsrail ile Arap devletleri arasındaki barış görüşmelerini reddetmeyi ve vekil güçler kullanarak iç savaşları kışkırtmayı amaçlıyor. Neo-con'lar, bu planı 11 Eylül sonrası dönemde uygulamaya koyarak Amerikan askeri müdahalesi olmadan hedeflere ulaşmayı kolaylaştırdı.

Bereketli Hilal bölgesi, kadim zamanlardan beri kah doğudan kah batıdan gelen, ardı arkası kesilmeyen istila, işgal ve saldırılara maruz kalmıştır. Zira bu bölgenin Akdeniz kıyılarındaki konumu, geçmişte ve günümüzde tedarik, iletişim ve ticaret hatlarını kontrol etmek isteyen herkes için büyük stratejik öneme sahiptir.

Bu bölgedeki savaşın son yirmi yıldaki nedenleri de bu durumdan farklı değildir. Ancak ben, kendine has özelliklerini üç başlık altında sıralayacağım: Amerika Birleşik Devletleri'nin stratejik politikası, ekonomik küreselleşme ve zayıf toplumların mühendisliği.

ABD'nin stratejik politikası

1990'da Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla birlikte Amerika Birleşik Devletleri'nin Orta Doğu'da artık eli kolu bağlı değildi. Bu durum, önde gelen stratejik araştırma merkezlerinin, İsrail'i durağan konumdan Arap Maşrıkına hâkim konuma taşıyacak planlar geliştirmelerinin önünü açtı.

Bu planlar, George H. W. Bush başkanlığından bugüne kadar harfiyen uygulandı ve hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat başkanlar bu planlara dâhil oldu (1).

Gerçekleştirilmesi istenen maddeleri okuduğumuzda, bu maddelerin yirmi yılı aşkın süre önce yazılmış olmasına rağmen yaşadığımız savaşın gerçekleriyle ne denli örtüştüğünü görerek hayrete düşüyoruz!

Richard Perle (2), "Önceki Politikalardan Kopuş" (A Clean Break) başlıklı yeni politika oluşturulmasıyla ilgilenen stratejik araştırma merkezi başkanlarından oluşan gruba başkanlık etti.

Bu çalışma, o dönem İsrail Başbakanı olan Benyamin Netanyahu'ya sunuldu (3). 2002'den beri Surakiya'yı** kasıp kavuran olaylar, Surakiya devletlerini sistemler, ordular ve toplumlar olarak sistematik şekilde yok etmeyi amaçlayan Amerikan "Önceki Politikalardan Kopuş" planının pratik ve titiz uygulamasından başka bir şey değildir.

Bu plan aşağıdaki hususları içermektedir:

— Birincisi, İsrail ile Arap devletleri arasında "kapsamlı ve adil barış" tesis etme çabalarına son verilmesi, bunun yerine Irak, Suriye ve Lübnan'daki Direniş'i kontrol altına almak için Türkiye ve Ürdün ile işbirliği yapılması, ardından bu devletlerin istikrarsızlaştırılarak geri çekilmeye ve içe kapanmaya zorlanması.

— İkincisi, Siyonist varlık ile Filistinliler arasındaki ilişkinin, Filistinlilerin kendi bölgelerinde dahi takip edilmeleri ve Yasir Arafat'tan kurtulunması doğrultusunda değiştirilmesi.

— Üçüncüsü, "barış karşılığında toprak" sloganı altındaki müzakerelerin reddedilmesi ve bunun yerine, İsrail'in Arap devletleriyle caydırıcı denge kurarak güvence altına alacağı "barış karşılığında barış" sloganının benimsenmesi.

— Dördüncüsü, İran ve Suriye'nin Güney Lübnan'daki direnişi desteklemesi nedeniyle, İsrail'den kuzey sınırlarında İran, Suriye ve Hizbullah ile askeri olarak yüzleşmesinin talep edilmesi.

— Beşincisi, Lübnan'ın faydalanabileceği herhangi maddi gelirden mahrum bırakılması ve Suriye'nin de bundan faydalanabileceği düşüncesiyle Lübnan'da esrar ekimine karşı kampanya yürütülmesi (4).

— Altıncısı, Suriye'de Amerikan veya İsrail güçleri yerine vekil güçler kullanılarak savaş çıkarılması.

— Yedincisi, uluslararası platformlarda İsrail'in "diktatör" bir Suriye rejimiyle muhatap olamayacağının, Suriye'nin kitle imha silahlarına "sahip olduğu" bir dönemde işgal altındaki Golan Tepeleri'nin iadesi konusunun tartışılamayacağının ve dolayısıyla Suriye, ABD ve Siyonist varlık tarafından kontrol altına alınmadan hiçbir müzakerenin yapılmayacağının vurgulanması.

— Sekizinci olarak, Suriye'nin şu adımlarla kontrol altına alınabileceği: a) İsrail için Ürdün ve Türkiye ile yakın işbirliği yoluyla uygun stratejik ortamın yaratılması. b) Saddam Hüseyin'in devrilmesi; çünkü onun devrilmesi Suriye'nin bölgesel rolünü sınırlar, ayrıca Irak'ın yıkımı da güç dengesini İsrail ve Türkiye lehine değiştirir. c) Önleyici savaşlara başvurulması ve sadece misilleme operasyonlarına güvenilmemesi.

Neo-con'lar, bu planı 2002 yılında, yani 11 Eylül olaylarından sonra uygulamaya başlayabildiler. Zira George W. Bush'un başkanlığı döneminde, liderlerinin ezici çoğunluğu Amerikan yönetiminin kilit noktalarında bulunuyordu.

Savunma Bakan Yardımcısı olarak Paul Wolfowitz, bu planın uygulanmasında ve Başkan George Bush'u Irak'ı işgal etmeye ikna etmede kritik rol oynadı. ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld (2001–2006), Wolfowitz'in Irak'ın işgali konusunu 11 Eylül 2001'den hemen sonra gündeme getirdiğini ve Bush'un Irak politikasının baş mimarı olduğunu belirtiyor (5).

Wolfowitz'in, 1980'de Ronald Reagan başkanlığı döneminde ABD Dışişleri Bakanlığı'nda genel müdürlük görevine geldiği zamandan beri İsrail'in en ateşli destekçilerinden biri olduğu biliniyor.

Böylece, neo-con'ların planladıklarının ABD başkanları tarafından benimsendiğini görüyoruz: George H. W. Bush, ardından oğlu George W. Bush, Bill Clinton ve Barack Obama. Bu plan, söz konusu başkanlara cazip geldi çünkü hedeflerine ulaşmak için Amerikan askerlerinin doğrudan müdahil olmadığı paralı asker ordularına dayanıyordu.

Böylece ABD başkanları, halkları veya Kongre tarafından herhangi hesap sorma durumuyla karşılaşmayacaktı. Ayrıca bu çatışmaları, İsrail veya ABD'nin dahli olmayan iç savaşlar ya da Araplar arası savaşlar gibi gösteriyordu.

***

(*) Üniversite öğretim üyesi

(**) Surakiya, Antun Saade'nin Bereketli Hilal bölgesi için kullandığı bir isimdir. Zira Bilad eş-Şam ve Irak, kadim zamanlardan beri ekonomik-sosyal bir bütünlük teşkil etmiş ve ancak Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda bölgenin İngiliz-Fransız işgaliyle mezhepçi devletçiklere bölünmüştür.

Kaynaklar:

(1) A Clean Break: A New Strategy for Securing the Realm. Institute for Advanced Strategic and political Studies, Temmuz 2006.

(2) Richard Perle, 1987'den 2004'e kadar Savunma Bakan Yardımcısı olarak görev yapmıştır.

(3) ABD ve İsrail için yeni stratejinin oluşturulmasına katılanlar şunlardır:

Richard Perle, American Enterprise Institute

Douglas Feith, Feith and Zell Associates.

David Wurmser, Institute for Advanced Strategic and Political Studies.

Meyrav Wurmser, Johns Hopkins University

Jonathan Torop, Washington Institute for Near East Policy.

Robert Loewenberg, President of Institute for Advanced Strategic and Political Studies.

Charles Fairbanks Jr. Johns Hopkins University, SAIS.

James Colbert, Jewish Institute for National Security Affairs. Bu listeden, katılımcıların çoğunun, Amerikan hedefleriyle İsrail'in amaçları arasında fark görmeyen Yeni Muhafazakârlar ve katı Siyonistler olduğu anlaşılmaktadır.

(4) Amerika Birleşik Devletleri, esrarı, kullananın veya ticaretini yapanın yasalarca cezalandırılmadığı meşru madde olarak kabul etmektedir. (5) Donald Rumsfeld'in 8 Şubat 2011'de Fox kanalına verdiği mülakat.

Çeviri: YDH



Makaleler

Güncel