ABD Donanması'na ait SM-3 önleyicisinin üçüncü kademe roket motorunun İran'da keşfedildiği bildirilirken görseller, bulunan parçaların MK136 TS motoruna ait olduğunu doğruluyor.

YDH- İran’da yayımlanan görsellerde, ABD Donanması’na ait bir SM-3 (Standard Missile-3) anti-balistik füzesinin kalıntılarına ulaşıldığı bildirildi.
Elde edilen bilgilere göre, söz konusu füzenin üçüncü aşamasına ait parçalar – güçlendirici (booster) dahil – İran topraklarına düşmüş durumda.
SM-3 (Standard Missile-3), ABD Donanması'na ait Arleigh Burke sınıfı destroyerlerden dikey fırlatma sistemleriyle ateşlenen, çok kademeli ve atmosfer dışı önleme kapasitesine sahip bir savunma sistemi.
ABD üretimi olan SM-3 yüksek irtifada balistik füze önleme amacıyla kullanılan ve sadece ABD ile bazı vekillerinin envanterinde bulunan bir sistem. Saldırı amaçlı değil, savunma ve önleme amaçlı kullanılıyor.
Füzenin üçüncü aşamasının, yüksek irtifa ve uzun menzilli hedeflere ulaşma kapasitesi sayesinde, Doğu Akdeniz açıklarından fırlatıldıktan sonra balistik bir rota izleyerek İran hava sahasına kadar ulaşmış olabileceği öne sürüldü.
Yayınlanan iki görselde, SM-3 Block IA/B varyantına ait MK136 TSRM (Third Stage Rocket Motor) motoru ve bu aşamaya bağlı minyatür yönlendirme iticileri net bir şekilde görülüyor.
İranlı askerî ve savunma sanayi uzmanları, füzenin bu bölümüne erişimin, İran’ın balistik füze önleme teknolojilerinin geliştirilmesi açısından önemli bir teknik veri sunduğunu belirtiyor.
Bu tür kalıntılar üzerinden yapılacak mühendislik analizlerinin, yerli savunma sistemlerinin modernizasyonuna katkı sağlayabileceği de değerlendirmeler arasında.
Uçağın enkazı, Amerikan gemilerinin, İsrail'e doğru gelen İran füzelerini havada ve atmosfer dışında durdurmaya çalıştığını ve böylece paramparça olduğunu gösterirken İsrail işgal varlığına yönelik meşru saldırılarda Amerikan müdahalesini doğruluyor.
Müdahale, ABD'nin Körfez'deki gemileri veya Aegis Ashore üssü (örneğin Romanya’daki) üzerinden yapılmış olabilir.
ABD ve NATO devletlerinin, İsrail soykırım, devletlerin varlıklarını hedef alma ve sivil katliamı düzenleme çabalarına lojistik desteği, işgal varlığı için sadece elzem değil aynı zamanda hayati önemde; bu destek, temelleri 2011 Libya savaşında ortaya çıkan yeni bir doktrine göre gizli kalıyor.
Örneğin, Malatya Kürecik’teki NATO radar üssü, özellikle X-band radar sistemiyle donatılmış olan AN/TPY-2 tipi bir erken uyarı radarına ev sahipliği yaparak İran gibi ülkelerden fırlatılan balistik füzeleri çok erken aşamada tespit ediyor.
Bu verileri Akdeniz'deki ABD Donanması gemilerine, İsrail, Avrupa'daki NATO üsleri ve özellikle ABD'nin füze savunma komuta merkezlerine ileten Kürecik radar sistemi, füzelerin menzilini, rotasını ve hedefini saniyeler içinde analiz edebiliyor.
Malatya Kürecik'in ABD-İsrail'e iletmekle görevlendirildiği bu bilgi, örneğin Aegis savaş gemilerinde bulunan SM-3 füze sistemleriyle önleme yapılabilmesi için kritik.
Doğu Akdeniz'de konuşlanmış ABD Donanması muhripleri de İsrail güçlerine destek olarak, Tahran'a yönelik son İsrail saldırganlığına karşı misillemede İran tarafından fırlatılan çok sayıda balistik füzeyi durdurmaya çalışıyor.
İsimsiz kalmak koşuluyla konuşan savunma kaynaklarına göre 14 Haziran'da Amerikan muhriplerinden biri İran'ın uzaydaki balistik tehditlerini etkisiz hale getirme çabaları için tasarlanmış bir gemi fırlatmalı önleyici olan Standart Füze-3 (SM-3) kullanarak İran füze salvolarıyla mücadele etti.
Videoda, SM-3 tipi füzesavarların balistik füzeleri engellediği an gösteriliyor; bu füzesavarlar muhtemelen bölgede konuşlandırılmış ABD Donanması Arleigh Burke sınıfı muhriplerinden fırlatıldı. İran'ın İsrail'e şafak vaktine doğru fırlattığı balistik füzeler, Dubai üzerinde uçan bir sivil uçaktan yakalandı:
ABD Donanması'nın katılımının yanı sıra, bölgeye konuşlandırılan Terminal Yüksek İrtifa Alan Savunma (THAAD) sistemleri de İsrail'i her gün ve her gece hedef alan, çoklu dalgalar halinde fırlatılan yıkıcı İran balistik füzelerini engellemeye çalışıyor.
Deniz desteğine ek olarak, Amerikan savaş uçakları ABD kuvvetlerini ve önemli altyapıyı korumak için Orta Doğu üzerinde hava muharebe devriyeleri yürütüyor.
Amerikan savaş makineleri göğü devriye gezse de Demir Kubbe'nin de çabaları ile beraber kurulan bu çok katmanlı savunma hattı, İran'ın stratejik hesaplarla gönderdiği ağır savaş başlıkları karşısında günlerdir delinmeyi sürdürüyor.
Uzmanlar, İsrail füze önleyici stokları ve sensör performansının zamanla düşeceğini öngörüyor.
Öngörüler arasında, İran'ın Kasım 2023'te tanıttığı çok hızlı ve gelişmiş bir füze olan Fettah-2'nin yapabilecekleri de var. Fettah-2, İran’ın hava savunma sistemlerini aşmak ve stratejik hedefleri vurmak için geliştirdiği en sofistike füze.
Fettah-2'nin, İsrail’in Arrow-3, ABD’nin SM-3, ve Japonya'nın Aegis BMD gibi sistemleri tarafından durdurulamadığı biliniyor.
Hipersonik glide başlık taşıdığı için, klasik balistik füzeler gibi "kavis çizerek" gitmeyen Fettah-2, hedefe inerken yön değiştirebilir, bu yüzden onu vurmak çok zordur.
Fettah-2'nin AN/TPY-2 Amerikan radar sistemini devre dışı bırakma gücü sayesinde İsrail'in füzeleri erkenden fark edip durdurması daha çok zorlaşır.