Hizbullah’ın silahsızlanması ve Suriye ile ilişkilerin yeniden tanımlanması taleplerine karşı çıkan Lübnan hükümeti, ABD’nin reform baskısıyla karşı karşıya. Washington’un ağır yaptırım uyarılarına rağmen direniş kanadı silah bırakmayı “intihar” olarak nitelendirirken, ekonomik desteklerin akıbeti belirsizliğini koruyor.
YDH- Lübnan hükümetinin ABD Özel Temsilcisi Thomas Barrack’a sunmak üzere hazırladığı ve Hizbullah'ın silahları, reformlar ile Suriye ilişkilerini kapsayan cevabın tamamlandığı bildirildi.
Ancak hükümeti temsil eden komitenin görüşmeleri sürerken, cevabın “ABD’nin beklentilerinin tam tersi olabileceği” dile getiriliyor.
Bilgili kaynaklar, Hizbullah’ın tutumunu henüz Meclis Başkanı Nebih Berri’ye iletmediğini, ancak silah bırakmanın “intihar” anlamına geldiğini savunarak, hiçbir koşulda teslimiyet planlamadığını vurguladı.
ABD’nin “adım karşılığı adım” formülünün, Hizbullah’ı güney ve Bekaa’ya sıkıştırmayı hedeflediği; Litani ile Avali arasındaki bölgenin boşaltılması ve ağır silahların teslimi gibi talepler içerdiği kaydediliyor.
Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım ise, “Silahlarımız İsrail’e karşıdır. Haklarımızdan vazgeçmeyiz,” diyerek teslimiyeti kesin bir dille reddetti.
Öte yandan Barrack’ın gündeme getirdiği belgede Şebaa Çiftlikleri’nin statüsünün yeniden tartışmaya açılması, eski İlerici Sosyalist Parti lideri Velid Canbolat'ın itirazına yol açtı.
Canbolat, bu toprakların Lübnan’a ait olduğunun 2006’da oybirliğiyle teyit edildiğini hatırlattı.
ABD tarafı, ekonomik ve finansal reformlarda ilerleme sağlanmamasından da rahatsızlık duyarken Barrack’ın Lübnan hükümetini “eski politikalara dönüş” konusunda uyardığı, aksi halde üst düzey isimlere yaptırımlar uygulanabileceği belirtildi.
Ayrıca IMF ile iş birliğinin sekteye uğramasının yeni kredi ve yardımları riske atacağı ifade ediliyor.
