İranlı milletvekili Emir Hüseyin Sabiti, Cumhurbaşkanı Mesud Pizişkiyan’ı Tucker Carlson’a verdiği röportajda ABD’ye karşı pasif ve uzlaşmacı bir tutum sergilediği gerekçesiyle sert bir dille eleştirdi.

YDH- İran Cumhurbaşkanı Dr. Mesud Pizişkiyan’ın ABD’li gazeteci Tucker Carlson’a verdiği röportaj, ülke siyasetinde yankı uyandırdı. Reformist çizgideki Pizişkiyan’ın, Washington ile olası müzakerelere yeşil ışık yakan ifadeleri, özellikle muhafazakâr kanattan sert tepki aldı. İran Meclisi milletvekili Emir Hüseyin Sabiti, açık bir mektupla Cumhurbaşkanı’nı “pasif, edilgen ve ulusal uzlaşıdan kopuk” bir tutum sergilemekle suçladı.
Sabiti, yayınladığı sert metinde, Pizişkiyan’ın röportaj sırasında ABD politikalarına karşı yeterince net duruş sergilemediğini ve hatta Amerikan kamuoyuna yönelik “romantik” ifadeler kullandığını belirterek, “Siz bu halkın cumhurbaşkanısınız, bir sanık gibi savunma yapmak yerine, bu milletin öfkesini yansıtmalıydınız.” ifadelerini kullandı.
“Ulusal uzlaşının gerisinde kaldınız”
Mektubun başında Sabiti, Pizişkiyan’ın Amerikan muhabire verdiği tepkisiz ve yumuşak cevapların, mevcut ulusal duygu iklimiyle taban tabana zıt olduğunu savundu.
Sabiti’ye göre, halkın büyük bir bölümü özellikle son aylarda ABD’ye karşı öfke dolu bir tutum sergilerken, Cumhurbaşkanı’nın müzakere çağrısı yapması halkla olan duygusal bağı zayıflatıyor.
Sabiti bu bağlamda şu eleştirileri dile getirdi:
“Amerika’nın İsrail’e verdiği destekle bölgede başlattığı savaşa karşı, İran halkı siyasi görüş farkı gözetmeksizin tepki gösteriyor. Ancak siz, bu ortak uzlaşıya rağmen hâlâ müzakere çağrısı yapıyorsunuz.”
“Bu tuzak daha önce de kuruldu”
Pizişkiyan’ın “Amerika ile yeniden müzakere masasına oturulabilir” yönündeki açıklamasını “akılsızca” ve “onursuzca” olarak nitelendiren Sabiti, geçmişte Umman üzerinden yürütülen müzakerelerin ABD’nin İran’ı oyalama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.
Milletvekili, Axios’un ifşa ettiği belgelere atıfla, İran’a yönelik saldırı planlarının, müzakere döneminde bile Trump ve Netanyahu koordinasyonuyla hazırlandığını belirtti:
“Siz hâlâ müzakereye dönmekten söz ediyorsunuz. Bu durumda soruyoruz: Gerçekten ABD’nin İran’a taviz vereceğine mi inanıyorsunuz? Geçmiş yıl yaşananlardan hiçbir ders çıkarmadınız mı?”
Snapback ve KOEP uyarısı
Sabiti, Pizişkiyan’ın dış politikadaki iyimser yaklaşımının, 2015’te imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) sonrası yaşanan hayal kırıklığını yeniden gündeme getirdiğini savundu.
İranlı milletvekili, eylül ayında aktifleşebileceği iddia edilen “snapback” mekanizmasıyla İran’ın yeniden ağır yaptırımlara maruz kalabileceğine dikkat çekti. Pizişkiyan’ın bu olasılığı görmezden geldiğini öne süren Sabiti, “Sizi destekleyen seçmenlerin çoğu bile bu aşağılanmayı kabul etmiyor. Halk müzakere değil, direniş bekliyor.” dedi.
“‘Trump barışı getirir’ sözü affedilemez”
Sabiti’nin en sert tepkilerinden biri, Pizişkiyan’ın röportajda sarf ettiği “Amerika’nın başkanı bölgeyi barış ve güvenliğe götürebilir diye düşünüyorum.” ifadesine oldu. Bu sözlerin, 2020 yılında ABD tarafından Bağdat’ta öldürülen Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’nin mirasına ve İran’ın dış politika çizgisine aykırı olduğunu ifade eden Sabiti, Trump’ın “barış umudu” olarak anılmasının İran halkının hafızasına hakaret anlamına geldiğini savundu.
“Şehit Süleymani’nin amacı Amerika’yı bu bölgeden tamamen kovmaktı. Rehber-i Muazzam da, 'Amerika bölgeden kovulduğunda intikam alınmış olur' demişti. Siz ise onunla barış hayali kuruyorsunuz.”
“‘Amerika’ya ölüm’ sloganı kime?”
Sabiti, Pizişkiyan’ın “‘Amerika’ya ölüm’ sloganı Amerikan halkına ya da yetkililerine yönelik değildir.” şeklindeki ifadesine de itiraz etti. Bu söylemin anlamının muğlak ve tehlikeli olduğunu ifade eden milletvekili, bu tür ifadelerin ABD’ye yanlış mesajlar verdiğini belirtti:
“Bu slogan, Trump ve diğer Amerikan yetkililerine değilse, New York’taki bir memura mı? Bilim insanlarımızın ve komutanlarımızın suikast talimatlarını verenler onlar. Bu gerçeği neden yumuşatıyorsunuz?”
“Meclis’in hükümete karşı tutumu değişebilir”
Sabiti’nin mektubundaki en dikkat çekici bölümlerden biri de açık tehdit niteliğindeki son kısımdı. Milletvekili, Pizişkiyan hükümetinin dış politikada rotasını değiştirmemesi halinde Meclis’in hükümete karşı tutumunun sertleşeceğini ima etti:
“Hükümetin dış politika alanındaki son bir yıldaki çizgisi değişmediği takdirde, Meclis’in ilişkisi de köklü biçimde değişecektir.”
Cumhurbaşkanlığı cephesinden yanıt yok
Cumhurbaşkanı Pizişkiyan’dan ya da ofisinden, milletvekili Sabiti’nin bu sert eleştirilerine karşı henüz bir açıklama yapılmış değil. Ancak mektubun ardından İran kamuoyunda ve siyasetinde Pizişkiyan’ın dış politika çizgisine yönelik tartışmaların daha da alevlenmesi bekleniyor.