Amerikalı analist Mike Whitney, İran'ın 12 gün süren savaşta İsrail'i mağlup ettiğini belirtti. Whitney, Global Research için kaleme aldığı analizde, İran'ın Gerçek Vaat-3 operasyonuyla İsrail'in askeri, istihbari ve endüstriyel tesislerini hedef alarak ağır hasara yol açtığını belirtti.

YDH - Amerikalı siyasi analist Mike Whitney, Global Research'te yayımlanan analizinde, İran'ın 12 gün süren savaşta İsrail'i mağlup ettiğini ve bu gerçeğin Batı medyasında gizlendiğini söyledi.
Whitney'e göre İsrail, İran'ın aralıksız füze saldırıları altında "çöküşün eşiğine geldiği" için ateşkesi kabul etmek zorunda kaldı.
Analist, "Gerçek şu ki, İsrail amansız İran füzesi yağmuru altında çöküyordu ve bu yıkımı durdurmaktan başka çaresi yoktu," ifadelerini kullandı. Whitney, İsrail'in uğradığı hasarın her geçen gün ağırlaşması ve İran'ın geri adım atmaması nedeniyle Donald Trump'tan diplomatik bir çıkış yolu bulmasını istediğini de ekledi.
'Yıkımın boyutları sansürleniyor'
Whitney, Batı medyasının İran'ın balistik füzelerinin yol açtığı büyük yıkımdan hiç bahsetmediğini ve bu haberlerin raporlardan tamamen çıkarıldığını belirtti.
Analist, İsrail'de de benzer bir durumun yaşandığını ve hükümetin savaş anlatısını kontrol etmek için sert sansür uyguladığını ifade etti.
Whitney, "İsrail'de İran füzelerinin hedefi olan bina ve tesislerin fotoğraf veya videolarının yayınlanması yasak. Eğer birisi yanmış harabelerin veya yıkılmış askeri üslerin bir görüntüsünü yayımlamaya cesaret ederse hapse atılır," diye yazdı.
Bu sansüre dikkat çeken İsrail Kanal 13 muhabiri Raviv Drucker'ın sözlerine de yer veren Whitney, Drucker'ın şu ifadelerini aktardı:
"Ülkemize yönelik füze saldırılarına ilişkin haberlerimizin biraz İran koktuğunu itiraf etmeliyiz. Weizmann Enstitüsü'nü kastetmiyorum; çok sayıda füze ordu üslerimize ve stratejik noktalarımıza isabet etti ama biz bunlar hakkında henüz tek kelime etmedik. Sebebi açık ve evdeki herkes nedenini anlıyor. Ancak bu sansür, halkın İranlıların ne kadar hassas hareket ettiğini ve çeşitli yerlere ne kadar büyük zararlar verdiğini bilmemesine neden oldu."
'İsrail'in Pentagonu' küle döndü
Analize göre, Gerçek Vaat-3 operasyonu, birçoğu ilk kez kullanılan en az 22 dalga gelişmiş balistik füzenin fırlatılmasıyla bir fırtına başlattı.
Whitney, bir silah uzmanının bu füzelerin sadece yüzde 5'inin önlendiğini söylediğini aktardı.
İran'ın, "İsrail'in Pentagonu" olarak bilinen Tel Aviv'deki Kirya tesisini yanmış bir harabeye çevirdiği belirtilen analizde, sosyal medyada paylaşılan görüntülerin tesisi bir kül yığını olarak gösterdiği ifade edildi.
Bu merkezin, İsrail ve Amerikan savunma sistemlerinin çok katmanlı korumasına rağmen operasyonun ilk füze dalgasında çöktüğü kaydedildi.
Füzelerin ayrıca, aralarında seçkin casusluk birimleri olan 8200 (sinyal istihbaratı), 504 (insan istihbaratı) ve 9900'ün (coğrafi istihbarat) bulunduğu Aman askeri istihbarat karargahını ve Mossad'ın operasyon merkezini de yok ettiği belirtildi.
Stratejik üsler ve tesisler hedef alındı
Whitney, "sızdırmaz" olarak bilinen Nakab Çölü'ndeki Nevatim Hava Üssü'nün 30'dan fazla balistik füzeyle hedef alındığını ve ağır hasar gördüğünü, ancak medyada buna dair bir haber yer almadığını yazdı.
İsrail'in F-15 ve F-35 savaş uçaklarının bulunduğu bu üste kaç uçağın imha edildiğinin bilinmediği belirtildi.
Tel Aviv yakınlarındaki Tel Nof ve Ben Gurion, Hayfa yakınlarındaki Ramat David, Akdeniz kıyısındaki Palmahim ve Eilat yakınlarındaki Uvda gibi diğer üslerin de hedef alındığı ifade edildi.
Enerji ve sanayi altyapısı vuruldu
Analizde, 16 Haziran'da Hayfa'daki Bazan rafinerisinin vurulduğu belirtildi. İsrail'in benzin ihtiyacının yüzde 60'ını, dizel ihtiyacının yüzde 65'ini ve gaz yağı ihtiyacının yüzde 50'sinden fazlasını karşılayan bu tesisin tamamen devre dışı kaldığı ve İsrail Enerji Bakanı'nın yeniden inşasının en az bir ay süreceğini söylediği aktarıldı.
Ayrıca, 23 Haziran'da Asdud'daki bir elektrik santralinin yakınına füzelerin isabet etmesiyle büyük bir patlama yaşandığı ve yerel elektrik kesintileri olduğu bildirildi. Hadera'da da İsrail'in en büyük elektrik santralinin yakınında patlamalar ve kesintiler bildirildi.
İran'ın hedef aldığı bir diğer noktanın ise Hayfa'nın kuzeyindeki Rafael savunma sanayii tesisi olduğu belirtildi.
Bu tesiste, Demir Kubbe ve Davud'un Sapanı gibi savunma sistemlerinin yanı sıra Spice, Popeye, Rocks, Spike ve Matador gibi seyir füzelerinin üretildiği fabrikalar bulunuyor.
Nükleer programla bağlantılı enstitü de listede
Whitney, mikroişlemci ve ileri askeri teknoloji üretiminin kalbi olan Kiryat Gat sanayi bölgesinin de hasar gördüğünü ve güneydeki Bi'ir Seba yakınlarındaki Gav-Yam Nakab Teknoloji Parkı'nın da hedef alındığını ekledi.
Askeri araştırmaları ve İsrail askeri kurumlarıyla işbirliğiyle tanınan Weizmann Enstitüsü'nün de saldırılardan etkilendiği, kilit laboratuvarlarının yıkıldığı ve enstitü üyelerinin yıllarca süren araştırmaların yok olduğunu söylediği belirtildi.
Analizde, bu enstitünün İsrail'in gizli nükleer programında da rol oynadığı ve Dimona'daki pek çok bilim insanının buradan mezun olduğu veya burada ders verdiği bilgisine yer verildi.
Whitney, analizinin sonunda İran'ın 13-23 Haziran tarihleri arasında vurduğu merkezleri şu şekilde özetledi:
— "İsrail'in Pentagonu" olarak bilinen Kirya tesis
— İsrail'in gizli nükleer programında rol oynayan Weizmann Enstitüsü
— Seçkin casusluk birimlerini denetleyen Aman istihbarat karargahı
— Askeri koordinasyondan sorumlu İçişleri Bakanlığı birimleri
— Mossad operasyon karargahı
— Nevatim ve Tel Nof hava üsleri
— Ben Gurion (birkaç kez), Ramat David, Palmahim ve Uvda havalimanları
— Tel Aviv ve Hayfa'daki ordu ve Mossad komuta merkezleri
— İsrail'in yakıt tedarikinin kalbi olan Hayfa'daki Bazan rafinerisi
— Asdud'daki elektrik santrali
— Askeri donanım üreticisi Rafael tesisi
— İleri teknoloji merkezi Kiryat Gat sanayi bölgesi
— Siber savaş ve yapay zeka alanında faaliyet gösteren Gav-Yam Necef Teknoloji Parkı