Direnişe Vefa İttifakı üyesi Milletvekili Hasan İzzeddin, Lübnan'ın 'Amerikan himayesine girmeyeceğini veya İsrail yerleşkesi olmayacağını' vurguladı. İzzeddin, düşmanların sahada başaramadıklarını siyaset yoluyla elde edemeyeceklerini de ekledi.

YDH - Hizbullah'ın Lübnan meclisindeki grubu Direnişe Vefa İttifakı üyesi Milletvekili Hasan İzzeddin, "Lübnan, Amerikan himayesine girmeyecek veya İsrail yerleşkesi olmayacak," diyerek düşmanların sahada başaramadıklarını siyaset yoluyla elde edemeyeceklerini ifade etti.
El-Ahbar gazetesinin aktardığına göre Saint Therese bölgesinde düzenlenen bir anma töreninde konuşan İzzeddin, ABD ve "himayesindeki İsrail'in" bölgeye egemen olduğunu söylemenin henüz mümkün olmadığını, zira mevcut durumun henüz nihai bir şekil almadığını belirtti.
'Bölgenin zenginliklerini hedef alıyorlar'
İzzeddin, bu durumun ABD'yi bölgenin "kültürel ve medeni kimliğini, tüm zenginliklerini, kaynaklarını ve sahip olduğu her şeyi" boyunduruk altına almaya ve bunlara el koymaya ittiğini savundu.
Düşmanların sahada başaramadıklarını, "gerek içerideki bazı gruplar gerekse bazı Arap veya yabancı ülkeler tarafından uygulanan siyasi oyunlar, hileler, yanıltmalar, pazarlıklar ve baskılar yoluyla" elde edemeyeceklerini vurguladı.
'Direniş halkın bir parçasıdır'
Lübnan'daki direnişin kimliği, kültürü, davranışları ve günlük yaşamıyla bu halkın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini belirten İzzeddin, "Dolayısıyla sadece mevcut anı ele alamayız; tarihsel sürece, başarıların nasıl biriktiğine ve zaferlerin nasıl kazanıldığına bakmalıyız," diye konuştu.
İzzeddin ayrıca, "Savunma hakkı meşru bir haktır ve kimseden izin veya danışma gerektirmez," ifadelerini kullandı.
'İran yeni bir denklem oluşturdu'
İsrail'in İran'a yönelik saldırganlığına da değinen İzzeddin, bu saldırının hedefinin "İran'daki İslami rejimi sona erdirmek, İran'ın füze kapasitesini ve barışçıl nükleer programını yok etmek" olduğunu kaydetti.
İzzeddin, İran'ın saldırıya hızlı bir şekilde karşılık vererek çatışma sürecinde yeni bir denklem oluşturmayı başardığını ve bu savaştan "kimsenin kendisini ve bölgedeki rolünü göz ardı edemeyeceği, güçlü, muktedir ve yetenekli bir bölgesel devlet olarak çıktığını" sözlerine ekledi.