Avrupa Birliği’nde yapılan hukuki bir inceleme, İsrail’in bazı ticari avantajlarının tüm üye ülkelerin onayı gerekmeksizin, çoğunluk kararıyla sona erdirilebileceğini ortaya koydu.

YDH- Israel Hayom’un bildirdiğine göre, Avrupa Birliği'nde (AB) yapılan hukuki bir inceleme, İsrail’e tanınan bazı ticari ve diplomatik ayrıcalıkların, tüm üye ülkelerin oybirliği olmadan da askıya alınabileceğini ortaya koydu.
Haberde yer alan bilgilere göre, AB dışişleri bakanlarının 15 Temmuz'da yapacağı toplantı öncesi hazırlanan bu inceleme, İsrail’e sağlanan gümrük muafiyetleri ve bazı ticari kolaylıkların, nüfusun en az %65’ini temsil eden 17 ülkenin oluşturduğu nitelikli çoğunlukla iptal edilebileceğini öngörüyor.
Israel Hayom, söz konusu gelişmenin, İsrail'in Gazze'deki soykırımı nedeniyle artan diplomatik baskıların ortasında gerçekleştiğini belirtti.
Habere göre, İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, bazı AB ülkelerinin desteklediği olası yaptırım adımlarını engellemek amacıyla “kapsamlı bir diplomatik girişim” başlattı.
Gazetenin aktardığına göre, AB içerisindeki mevcut kurallar, AB-İsrail Ortaklık Anlaşması'nın tamamen askıya alınması veya insan hakları ihlalleri nedeniyle doğrudan yaptırım uygulanması için tüm üye ülkelerin oybirliğini şart koşuyor. Ancak yeni hukuki değerlendirme, gümrük ve tarife avantajları gibi bazı önemli ticaret imtiyazlarının yalnızca nitelikli çoğunlukla geri alınabileceğini ortaya koyuyor.
Haberde, “Açık Semalar” havacılık anlaşması, bilimsel-teknolojik ortaklıklar ve vize kolaylıkları gibi alanlardaki ayrıcalıkların da bu kapsamda değerlendirilebileceği ifade edildi. Israel Hayom, bu tür adımların İsrail ekonomisi üzerinde “ciddi etkiler” doğurabileceği değerlendirmesine yer verdi.
Raporun, Hollanda Dışişleri Bakanı Hanke Bruins Slot’un öncülüğünde ve aralarında İspanya, İrlanda, Slovenya ve Fransa’nın da bulunduğu 18 ülkenin desteğiyle hazırlandığı aktarıldı. Söz konusu raporun, İsrail’in Gazze’deki eylemlerinin insan hakları ihlali teşkil edip etmediğini ve AB anlaşmalarını ihlal edip etmediğini irdelediği belirtildi. İsrail tarafı ise raporun “taraflı” olduğunu iddia etti.
Haberde, AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’ın, İsrail’e doğrudan yaptırım çağrısında bulunmasa da “artan baskılar nedeniyle bazı seçenekleri değerlendirmeye açık” olduğu bildirildi.
Israel Hayom’a göre, Kallas’ın 15 Temmuz’daki toplantıda “çeşitli yaptırım senaryolarını” gündeme getirmesi bekleniyor.
Israel Hayom, hukuki incelemenin bazı alanlarda “oybirliği” şartının devam ettiğini de vurguladı. Örneğin, Ortaklık Anlaşması'nın tamamen askıya alınması, silah ambargosu, Horizon araştırma programı ve Erasmus öğrenci değişim programı gibi başlıklar için halen “tam mutabakat” gerektiği ifade edildi. Ancak gümrük avantajlarının, “Açık Semalar” anlaşmasının ve bazı bilimsel iş birliklerinin yalnızca “nitelikli çoğunlukla” sona erdirilebileceği belirtildi.
Gazetenin diplomatik kaynaklara dayandırdığı bilgiye göre, İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın çabaları “bazı sonuçlar” vermeye başladı. Slovakya'nın yaptırımlara destek vermeyeceğini belirttiği, Avusturya’nın ise “Almanya’nın desteğiyle” geri adım attığı bildiriliyor. Ayrıca Almanya, İtalya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti’nin olası bir “blokaj cephesi” oluşturabileceği ifade edildi.
Haberde, İsrail ile AB arasında son anda varılan “insani yardım” anlaşmasının, İspanya ve İrlanda gibi yaptırımı savunan ülkelerin baskısını “hafiflettiği” belirtildi.
Sürecin İsrail açısından “şimdilik” atlatılabileceğini iddia eden Israel Hayom, ancak alınan hukuki kararların “uzun vadede önemli bir emsal teşkil ettiğini” vurguladı.
Gazeteye konuşan bir AB yetkilisi, konseyin yaz tatiline girmesinin “İsrail’e zaman kazandırdığını” söyledi, ancak ortaya çıkan bu yeni emsalin, gelecekte İsrail’e karşı adım atmak isteyen ülkeler için “süreci kolaylaştıracağı" değerlendirmesinde bulundu.