Suriye’nin doğusunda Deyr ez-Zor çevresinde SDG ile HTŞ arasında çatışmalar şiddetlenirken, bölgeye takviye birlikler sevk ediliyor. Şam’da art arda patlamalar yaşanırken, Rakka’da aşiret güçleri kritik geçiş noktalarını kapattı.

YDH- Suriye’nin doğusunda bulunan Deyr ez-Zor yakınlarında, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) örgütü ile Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütü militanları arasında şiddetli çatışmalar yaşandığı bildirildi.
Bölgede gerilimin artması üzerine HTŞ ordusunun Deyr ez-Zor’a takviye kuvvetler sevk ettiği öğrenildi.
Yerel kaynaklara göre, HTŞ’ye bağlı gruplar SDG’nin kontrolündeki topraklarda cephe hatlarını güçlendirme ve yeni siperler kazma faaliyetlerini yoğunlaştırdı.
Ayrıca SDG’ye karşı temas hatlarında savaş hazırlıklarının arttığı da ifade ediliyor.
Öte yandan başkent Şam’da, Mezza Dağı bölgesinde bulunan bir tümen karargahı yakınlarında art arda çok sayıda patlama meydana geldi.
Patlamaları takip eden silahlı çatışmanın yaklaşık on beş dakika sürdüğü belirtildi. Olayın sorumlularına ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı.
Ayrıca Rakka ilinde, aşiret güçlerinin Tabka kasabasının giriş noktalarını kapatarak bölgedeki gerilime müdahil olduğu aktarıldı.
Deyr ez-Zor ve çevresinde birçok aktörün mevzilerini tahkim ettiği, olası geniş çaplı çatışmalara yönelik hazırlıklarını sürdürdüğü kaydediliyor.
Lister: SDG-HTŞ uzlaşısı umutları tükeniyor
Suriye’nin kuzeydoğusunda on yılı aşkın süredir ABD desteğiyle varlık sürdüren Kürt liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), HTŞ ile entegrasyona yönelik artan ABD baskılarına rağmen 'mesajı anlamamış gibi görünüyor'.
Mart ayında taraflar arasında bir çerçeve anlaşması imzalanmasına karşın, Lister’a göre SDG ile HTŞ arasındaki görüşmelerde kayda değer bir ilerleme sağlanmadı.
'Güven ortamının son derece kırılgan kaldığını' belirten Lister, kuzeydoğu Halep’teki ateşkesin sürmesine rağmen SDG’nin zaman zaman ağır silah ve birliklerini cephe hatlarına taşımaya çalıştığını, ABD güçlerinin de bu konvoyları geri çevirmek zorunda kaldığını bildiriyor.
Lister’ın aktardığına göre, 19 Haziran’da SDG’nin özerk yönetimi Kamışlı Havaalanı’nda tek taraflı bir “genel idare” kurduğunu açıklayarak HTŞ örgütünü 'kızdırdı'.
Suriye Genel Havacılık Otoritesi bu adımın uluslararası hukukun ihlali anlamına geleceğini duyurdu. Lister bu gerilimi, iki tarafın kapsamlı bir anlaşmaya ne kadar uzak olduğunun göstergesi olarak yorumluyor.
Geçtiğimiz hafta Şam’da düzenlenen ve ABD ile Fransa’nın özel temsilcilerinin de katıldığı kritik zirveden de sonuç çıkmadı. Lister’ın edindiği bilgilere göre, SDG heyeti kendi bağımsız askeri yapısını korumakta ısrar etti. SDG, yalnızca ordunun parçası olmayı kabul edeceğini, eğer kuzeydoğuda kalıcı konuşlanma, kendi komutası ve “SDG” adını muhafaza etme koşullarının sağlanması halinde entegrasyona razı olacağını iletti. Özerk Yönetim de idari yapısının tümüyle korunmasını talep etti.
Lister’a göre bu talepler, HTŞ heyetini 'öfkelendirirken' Amerikalı ve Fransız arabulucuları 'derin bir hayal kırıklığına sürükledi'. SDG’nin, anlaşmanın 2025 sonuna kadar tamamlanması öngörülen takvim için ek süre istemesi, Lister’ın ifadesiyle “gerçek bir uzlaşı niyeti taşımadığının açık işareti” oldu.
Zirve sonrası açıklama yapan ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, SDG’yi “anlaşma gereğini kabullenmekte isteksiz davranmakla” eleştirdi. Barrack’ın “Federalizm işe yaramıyor. Tek yol Şam’a çıkan yol ve zamanımız tükeniyor” ifadeleri, Lister’a göre 'Washington’un sabrının da sınıra dayandığını gösterdi'.
ABD’nin SDG’ye yönelik askeri desteğinin tarihinin en düşük seviyesine gerilediğine dikkat çeken Lister, SDG’ye aktarılan fonların kısıtlandığını da bildirdi.
Trump yönetiminin Suriye masasındaki isimlerden Thomas Barrack’ın daha önce SDG’ye “Ağustos” son tarihini bildirdiğini hatırlatan Lister, son Şam zirvesinde sergilenen tutumun “anlaşma umutlarını neredeyse sıfırladığını” ifade ediyor.
Daha fazla okuyun: HTŞ-İsrail normalleşmesi gerçekçi değil
Daha fazla okuyun: Müzakerelerde tıkanıklık: ABD’nin SDG’ye desteğini çekme tehdidi
Daha fazla okuyun: ABD: HTŞ yarından itibaren terör örgütü olmayacak