İsrail ve IŞİD'den Irak'a yönelik ciddi tehditler

img
İsrail ve IŞİD'den Irak'a yönelik ciddi tehditler YDH

"Suriye'deki bazı kaynaklar, IŞİD'in Suriye'de yeni bölgeleri kontrol altına almak için saflarını yeniden düzenleme girişimleri olduğunu belirtti."




YDH - El-Hanadık haber portalı, Irak'ın İsrail ve IŞİD olmak üzere iki ciddi tehditle karşı karşıya olduğunu ele alıyor. İsrail'in, Iraklı siyasi liderleri tasfiye edip bir Milli Kurtuluş Hükümeti kurarak ülkeyi istikrarsızlaştırmayı ve gelecekteki bölgesel çatışmalarda etkisiz hale getirmeyi planladığı ifade ediliyor. Buna paralel olarak, Suriye'de yeniden faaliyete geçen IŞİD'in, ABD'nin bir aracı olarak Irak'ta istikrarı bozmak ve gerilimi tırmandırmak için kullanılabileceği belirtiliyor.

Irak, en tehlikelisi geçmişteki, şimdiki ve gelecekteki kilit direniş rolü nedeniyle İsrail'den gelen olmak üzere pek çok hassas zorlukla karşı karşıya.

Zira Irak, sahip olduğu coğrafi konum ve bölgedeki rolüyle, Amerika Birleşik Devletleri'nin ve onun arkasındaki İsrail ile diğer tabi devletlerin gerçekleştirmek isteyebileceği her türlü değişikliğin üssü konumunda.

Bu çerçevede Necef Cuma İmamı Sadruddin el-Kubanci bir hutbe verdi. El-Kubanci, "Koordinasyon Çerçevesi liderlerini tasfiye etmeyi ve Irak'ta Milli Kurtuluş Hükümeti ilan etmeyi hedefleyen bir İsrail planı" olduğu konusunda uyardı

El-Kubanci, "Üst düzey kaynaklardan sızdırılan bazı göstergeler ve sırlar, hedefi ilk olarak Koordinasyon Çerçevesi'nin tüm liderlerini tasfiye etmek, ikinci adımda ise Milli Kurtuluş Hükümeti'ni ilan etmek olan bir İsrail planının varlığını ortaya koyuyor," diye belirtti.

El-Kubanci sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu sözler hayal ürünü değil, bilakis göstergeleri var. İsrail'in İran'daki tecrübesi önümüzde duruyor. Orada da önce liderliği tasfiye edip ardından siyasi ve hükümet boşluğunu başka bir yolla doldurarak İran'daki yönetimi ortadan kaldırmak istediler."

El-Kubanci, "Fakat tüm bu denemelerin başarısız olduğuna inanıyorum. Örneğin İran'da liderlerin tasfiyesinin ardından ters tepki başladı, denklem değişti ve İsrail'e füzeler atılmaya başlandı. İsrailliler bundan ders almalı," ifadelerini kullanarak şunları vurguladı:

"Bizim Allah'a ve O'nun yardımına olan güvenimiz tamdır. Halkımızın Hüseyin sevgisi var ve Allah bizi terk etmeyecektir."

Dolayısıyla Irak'ı, Direniş Ekseni'nin diğer cephelerinden daha az tehlikeli olmayan, hatta pek çok nitelik ve özelliğe sahip bir alan olarak gören İsrail'in, bu cepheyi gelecekte doğrudan askeri, güvenlik, siyasi veya iktisadi herhangi bir yolla hedef alması, İsraillilerin bu cepheyi eksenin gelecekteki herhangi bir ihtilafına (Lübnan'a veya hatta İran'a yönelik saldırının yenilenmesi) katılmaktan alıkoymasına olanak tanıyacaktır.

Ayrıca Iraklı direniş örgütlerinin hem nitelik hem de nicelik olarak Hizbullah ve Yemen ordusunun füzeler ve insansız hava araçları konusundaki kabiliyetlerine denk kabiliyetlere sahip olduğu da belirtilmelidir.

Irak'ın Suriye'ye komşu olması da İsrail ve hatta Suriye'deki yeni fiili idare için karadan atılacak adımlar konusunda büyük bir kaygı unsuru teşkil ediyor.

Burada, İsrail-Amerika'nın İran'a yönelik saldırısıyla eş zamanlı olarak Irak hükümetinin Azerbaycan ve diğer kanallar aracılığıyla İsrail ve Amerika'dan tehdit mesajları aldığı artık bilinen bir husustur.

Mesajlarda, Irak topraklarından İsrail'i hedef alan herhangi bir saldırıya karşılık İsrail'in "sert ve acı verici" saldırılar düzenleyeceği belirtildi. Mesajlar, topraklarından kaynaklanacak her türlü saldırıdan Irak makamlarını sorumlu tuttu.

IŞİD: Yenilenen tehdit

İlgili bir bağlamda, Vehhabi terör örgütü IŞİD, Suriye'de bu dönemde artan faaliyetlerinden hareketle Irak'ın güvenliği ve istikrarı için ciddi bir tehlike oluşturmaya devam ediyor.

Faaliyetleri her zaman ABD'nin bölgedeki çıkarlarının bir yansıması olan bu örgüt, Irak'ın istikrarını bozmak, ülkedeki gerilimleri körüklemek ve örgütün Haşd Şabi ile Irak ordusu karşısında aldığı tarihi yenilgiden kışkırtıcı bir unsur olarak faydalanmak için kesinlikle kullanılacaktır.

Suriye'deki bazı kaynaklar, IŞİD'in Suriye'de yeni bölgeleri kontrol altına almak için saflarını yeniden düzenleme girişimleri olduğunu belirtti.

Kaynaklar, Washington'un örgütü isyankâr ülkelere baskı aracı olarak kullandığını ve ihtiyaç anında kullanmak üzere örgüte ait unsurları ve liderleri kendi kontrolündeki hapishanelerde tuttuğunu ekledi.

Örgütün halihazırda bölgedeki direniş güçlerini tehdit etmek için kendini yeniden inşa etmeye çalıştığı da ifade edildi.

IŞİD'i yeniden faaliyete geçirme kararına ilişkin kaygıları artıran bir diğer husus ise Şam'daki geçici idarenin başkanı Ahmed eş-Şaraa'nın (el-Colani) açıklamalarıdır.

El-Colani, bazı grupların kendisinden ayrıldığını, IŞİD'den de tehditler aldığını belirtmiş ve son olarak Şam'daki Mar İlyas Kilisesi'nin bombalanması da dahil olmak üzere pek çok suç ve katliamdan IŞİD'i sorumlu tutmuştu.

Bu durum, Irak'a, Lübnan'a ve hatta Suriye içinde (diğer mezhepsel ve dini Suriyeli unsurlara karşı) yaşanacak herhangi bir olaydan sorumluluktan sıyrılma amacı taşıyor.

Çeviri: YDH