Israel Hayom: Colani barışa açık, İsrail sert tepki verdi

img
Israel Hayom: Colani barışa açık, İsrail sert tepki verdi YDH

Israel Hayom’daki analizde, İran’a karşı duran ve Golan konusunda sessiz kalan Colani’nin “cihadist” değil, İsrail’le barışa açık bir lider olduğu savunuldu. İsrail’in sert müdahaleleriyle onu savaş tehdidine ittiği, ancak diplomasi çağrısının hâlâ geçerli olduğu ifade edildi.




YDH- Israel Hayom’da yayımlanan bir analizde, HTŞ rejimi Colani’nin İsrail kamuoyunda sıkça “cihadist” olarak etiketlendiği, ancak bu sıfatın onun “gerçek kimliğini yansıtmadığı” iddia edildi. Analize göre, “Colani’nin geçmişi ve bugünkü politikaları, bu tür basitleştirici tanımlamaları geçersiz kıldı.”

Mısırlı gazeteci Darin Halife’nin 2020 yılında, savaşın sürdüğü dönemde Colani ile yaptığı görüşmeye yer verilen analizde, o dönemde Colani’nin halen Heyet Tahrir eş-Şam’ın lideri olduğu hatırlatıldı. Halife’nin gözlemlerine göre, Colani, “çevresinden ayrışan bir çizgi” izledi ve IŞİD ile ciddi çatışmalara girdi. IŞİD’in kendisini birkaç kez öldürmeye çalıştığı, buna karşın “Colani’nin küresel cihad yerine Suriye’nin özgürlüğüne odaklandığı” öne sürüldü. Halife’nin, "Onu bir Suriye vatanseveri olarak tanımlamak mümkün. Geçmişi ve beyanları, onu küresel cihadın parçası olmaktan uzaklaştırıyor" dediği aktarıldı.

Analize göre, Colani’nin son sekiz ayda attığı adımlar da bu yorumu destekledi.

Colani’nin devlet başkanlığı döneminde “İsrail ile barışa işaret eden çok sayıda adım attığı, bu süreçte herhangi bir askeri ya da söylemsel tehditte bulunmadığı” kaydedildi. Tam aksine, “İsrail’e karşı dostane tutum sergilediği, örneğin geçtiğimiz hafta Suriye’de 1948’den bu yana mülteci statüsünde yaşayan binlerce Filistinlinin vatandaşlığa alındığı” bilgisi paylaşıldı. Analiz, bu adımın, Arap dünyasında "geri dönüş hakkı" söylemini doğrudan sorguladığına dikkat çekti.

Colani’nin “İran silah sevkiyatlarına sınırlarını kapattığı, İsrail’in Hermon Dağı’nı ele geçirmesine ve Golan Tepeleri üzerindeki fiili kontrolüne sessiz kaldığı, hatta bazı dış kaynaklara göre İsrail ile normalleşme görüşmelerine girdiği” belirtildi. Bu süreçte “İsrail’e yönelik herhangi bir düşmanca söylemde bulunmadığı” ifade edildi.

Analizde, ABD’de geçtiğimiz hafta yapılan bazı kapalı görüşmelerde “İsrail Başbakanı Netanyahu ve ekibinin, Suudi Arabistan’dan önce Suriye’yi potansiyel bir barış ortağı olarak değerlendirdiği” belirtildi. Yazara göre, bu görüşmelere bizzat katıldı ve iyimser bir hava hissedildi. “Neden Suriye ile barış?” sorusuna verilen yanıtlar arasında; savaşın barışa göre daha maliyetli olduğu, Suriye’nin ekonomik ve diplomatik desteğe ihtiyaç duyduğu ve İsrail’in bu alanlarda destek vererek “ortak çıkarlar” yaratabileceği ifade edildi.

Colani’nin daha önce el-Kaide’den sembolik de olsa ayrıldığı, radikal dini söylemleri terk ettiğini belirttiği, IŞİD ile çatıştığı ve geçmiş cihadist eğilimlerinden pişmanlık duyduğunu söylediği aktarıldı.

Bununla birlikte, Colani’nin ordu yerine milis güçlere dayandığı ve bu yapıların zaman zaman “sert” yöntemlere başvurduğu; ayrıca geçmişte Kudüs’ü “fethetme” yönünde ifadeler kullandığı hatırlatıldı. Analiz, yine de Colani’nin “bu yönleriyle yüzleştiğini ve reform vaat ettiğini” iddia etti.

Söz konusu analizde, İsrail’in bu süreçte “hatalar” yaptığı görüşüne yer verildi. Colani’nin “net ve istikrarlı” yaklaşımına rağmen, İsrail’in önce onu "takım elbiseli terörist" olarak nitelendirdiği, sonra “barış ortağı” gibi yaklaştığı, ardından Süveyda’daki olaylar nedeniyle yeniden "terörist" tanımına döndüğü belirtildi. Analiz, bu çelişkili yaklaşımın, “İsrail’in Colani’nin kimliğini kavrayamadığını” gösterdiğini savundu.

İsrail ordusunun Esad yönetiminin devrilmesinin hemen ardından Suriye ordusunu dağıttığı ve Hermon’un zirvesiyle bazı stratejik noktaları ele geçirdiği belirtildi. Bunun “İran’a yönelik planlanan hava saldırıları için bir fırsat penceresi” yarattığı ifade edildi. Ancak analize göre, “İsrail’in Colani’nin Sinvar olmadığını fark edememesi büyük bir stratejik hata” oldu.

“İsrail’in Süveyda’daki Dürzilere askeri koruma taahhüdünde bulunmasının gerçekçi olmadığı, bu müdahalenin Dürzi toplumu içinde bile talep edilmediği ve İsrail'in kendi iç sorunları varken, Suriye'deki karmaşık toplumsal çatışmalara taraf olmasının yanlış olduğu” belirtildi.

Analize göre, son Bedevi-Dürzi çatışması bir adam kaçırma olayıyla tetiklendi ve Colani, merkezi hükümet sorumluluğu çerçevesinde bu çatışmayı “durdurmaya” çalıştı. İsrail’in ise bu süreçte Colani’nin güçlerini bombaladığı, ancak aynı anda Dürzileri korumasını beklediği ifade edildi. “Bu çelişkinin, Colani’nin kamuoyu önünde küçük düşmesine ve İsrail’i bir tehdit olarak görmesine yol açtığı” ileri sürüldü.

Colani’nin dün gece “ilk kez” İsrail’e karşı savaş imasında bulunduğu aktarıldı. Bu çıkışın, İsrail’in son dönemde onun genelkurmay binasını bombalaması ve başkanlık sarayını hedef almasının ardından geldiği bildirildi. Analize göre, “İsrail bu saldırılarla Colani’ye dış düşman rolünü oynama fırsatı sundu.”

Analiz şu soruyla devam etti: “Ortalama bir Suriyeli şu an ne düşünüyor olabilir? ‘Esad’ı devirdik ama İsrail, gerçekten dedikleri gibi sert ve saldırgan bir ülkeymiş. Dün neden devlet televizyonumuzun yayınlarını kesti?’”

Elde, Colani’nin Dürzileri hedef aldığına dair bir kanıt bulunmadığı, aksine çatışmaları durdurmak için asker gönderdiğine dair bulguların olduğu iddia edildi. Ancak İsrail’in onun bu adımlarını da bombalayarak etkisiz hale getirdiği savunuldu.

Analiz, “İsrail’in güvenlik ve diplomatik çıkarlarını zedelediğini” belirterek sona erdi. Yazar, "Gerçek şu ki, Colani Kasım 2024’ten bu yana barış elini uzattı, biz ise reddettik" dedi. Hâlâ geç olmadığını belirten analiz, “İsrail’in politikalarını gözden geçirerek Colani ile iletişimi yeniden kurması gerektiğini” savundu. “Hem Dürzilere hem de Şam yönetimine net mesajlar verilmesi gerektiği, Dürzilerin güvenliğini garanti etmenin mümkün olmadığı, İsrail’in Suriye’ye yönelik aşırı güç kullanımını sınırlandırması gerektiği” ifade edildi.

Analize göre, “akılcı diplomasi Colani’yi İsrail’e yakınlaştırabilir ve normalleşmenin yolunu açabilir.” Ancak bunun için sezgisel değil, mantıklı hareket edilmesi gerektiği vurgulandı.



Makaleler

Güncel