Foreign Policy: Trump, Suriye'de kendi politikasıyla çelişiyor

img
Foreign Policy: Trump, Suriye'de kendi politikasıyla çelişiyor YDH

Foreign Policy dergisinde yayımlanan makaleye göre, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye politikası 'Trump Trump'a karşı' durumu yaratıyor.




YDH - Foreign Policy dergisinde Aron Lund imzasıyla yer bulan makalede, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye politikasının kendi içinde derin bir çelişki barındırdığı ve "Trump'ın Trump'a karşı" savaştığı bir tablo ortaya koyduğu belirtildi.

Makaleye göre Trump, Suriye'deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejimine "büyüklük için bir şans" vermek istediğini söylese de ABD'nin dış yardım mekanizmalarına yönelik saldırısı, sahada elde edilen her türlü ilerlemeyi tehdit ediyor.

Beşşar Esed hükümetinin devrilmesinin ardından Suriye'de, Trump şaşırtıcı bir şekilde gerçekçi ve pragmatik bir tutum sergiledi.

Yıllardır devam eden yaptırımları mayıs ayında kaldıran Trump, Suriyelilere iktisadi toparlanma için bir yol sunmak istediğini açıkladı.

Ancak bu istikrar odaklı politika, hikâyenin sadece bir yarısını oluşturuyor. Makalede, Trump'ın Suriye'deki mirasının, yaptırımların kaldırılması ya da diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasıyla değil, çok daha önce aldığı bir kararla, yani ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'nın (USAID) kaotik bir şekilde yok edilmesiyle tanımlanabileceği vurgulandı.

'Suriye'ye büyüklük için bir şans vereceğim'

Trump, 13 Mayıs'ta Riyad'da şaşkın bir dinleyici kitlesine, "Suriye'ye büyüklük için bir şans vermek amacıyla yaptırımların durdurulması talimatını vereceğim," ifadelerini kullandı ve ayakta alkışlandı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın şahsi ricasını gerekçe gösteren Trump, daha sonra HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani'nin (şimdiki adıyla Ahmed eş-Şaraa) elini sıktı.

Görüşmenin iyi geçtiği ve Trump'ın Colani'den hoşlandığı belirtilen makalede, Trump'ın Colani için "Sert adam, çok güçlü bir geçmişi var," dediği ve daha sonra "O pozisyona bir kilise korosu üyesini mi koyacaksınız? Sanmıyorum. Orası tekin olmayan bir mahalle," diye düşündüğü aktarıldı.

ABD'nin yeni pragmatik rotası

Trump, Suriye dosyasını emlak sektöründen dostu ve Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack'e devretti.

Barrack, hızla Şam'a giderek Amerikan bayrağını göndere çekti ve normalleşme süreci hızla ilerletmeye devam ediyor.

Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Colani'nin örgütünü terör örgütü tanımından çıkararak bir başka engeli daha ortadan kaldırdı.

Makalede, Trump idaresinin Suriye'nin eski cihatçı liderini coşkuyla kucaklamasının ne tartışmasız ne de risksiz olduğu belirtildi.

Colani'nin sorunlu bir geçmişi olduğu ve Suriye'deki iç gerilimlerin tehlikeli derecede yanıcı olduğu, mart ayında HTŞ militanlarının Alevileri katletmesiyle görüldü. Ancak Lund'a göre, "Suriye'nin iç sorunlarını daha da kötüleştirmeyecek başka bir eylem planı tasavvur etmek zor."

Yeni ABD politikası, Colani'nin ülkedeki tek aktör olması nedeniyle Suriye'nin istikrar için en iyi umudu olduğu varsayımına dayanıyor.

Bu istikrar, ABD'nin Suriye'de görmek istediği yeniden imar, mülteci geri dönüşü, terörle mücadele ve nükleer silahların yayılmasının önlenmesi işbirliği, ABD ordusunun sorunsuz bir şekilde çekilmesi ve İsrail ile bir tür yumuşama için gerekli görülüyor.

İstikrar bahsinin önündeki devasa engeller

Ancak makaleye göre, Trump'ın Suriye istikrarı üzerine oynadığı kumar, yine Trump'ın diğer politikalarının yarattığı devasa engelleri aşmak zorunda.

14 yıllık vekalet savaşının ardından Suriye son derece yoksul, parçalanmış ve huzursuzlukla dolu bir ülke. Halep, Humus ve Rakka'nın büyük bölümleri harabeye dönmüş durumda ve ciddi bir yeniden imar faaliyeti yok.

Elektrik şebekesi günde birkaç saat enerji sağlıyor ve altyapı çöküyor. BM, 2025'te nüfusun üçte ikisinin dış yardıma ihtiyaç duyacağını tahmin ediyor.

Milyonlarca mülteci, dönecek bir iş, okul, hastane ya da ev olmadığı için sınırlarda bekliyor.

Durumu daha da vahimleştiren ise Suriye'nin son 60 yılın en kötü kuraklığını yaşaması ve BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün 16 milyon insanın gıda güvensizliğiyle karşı karşıya kalabileceği uyarısı.

Trump'ın USAID'i yok etmesinin yıkıcı sonuçları

Colani rejiminin bu sorunlarla başa çıkabilmesi için ciddi dış desteğe ihtiyacı var. Fakat kaderin acı bir cilvesi olarak, dış yardımcılar yardım harcamalarını artırmak yerine geri çekiyor.

Makalede, "Bu trajik sonucun arkasındaki asıl sorumlu ise Suriye'nin sözde kurtarıcısı Trump," denildi.

Trump'ın USAID'i yok etme kararının ideolojiden çok, ajansın "radikal solcu kaçıkların" yuvası olduğu yönündeki tuhaf iddialarla beslenen bir gösteriş merakından kaynaklandığı belirtildi.

2012-2024 arasında 18 milyar dolardan fazla yardım sağlayan ve geçen yıl Suriye'ye yönelik küresel yardımın yaklaşık dörtte birini yöneten ABD, bu kış Trump'ın hamlesiyle bu rolünü terk etti.

Sonuçlar ise şimdiden görülmeye başlandı. Fonları kesilen sivil toplum kuruluşları personel çıkarıp projeleri sonlandırırken, Suriye genelinde insanlar gıda desteği, sağlık hizmetleri ve içme suyuna erişimini hızla kaybediyor.

Mercy Corps, 118 bin Suriyeliye temiz su dağıtımını durduracağını, Save the Children ise 50 beslenme programından 20'sini kapattığını ve 400 binden fazla çocuğu ciddi yetersiz beslenme riskiyle karşı karşıya bıraktığını açıkladı.

Refugees International tarafından yayımlanan rapor, 1 milyon Suriyelinin su ve hijyen desteğini kaybettiğini ve bu kesintilerin yeni mülteci dalgalarını tetikleyebileceği uyarısında bulundu.

Makale, "Suriye'de durum, Trump Trump'a karşı şeklinde özetlenebilir. Bir yanda ABD başkanı, pragmatik bir rota çizerek ve benzeri görülmemiş yaptırım muafiyetleri tanıyarak Suriye'yi uçurumun kenarından çekmeye çalışıyor. Diğer yanda ise Trump'ın pervasız yardım kesintileri, Suriye'nin istikrarının ve iç barışının sosyoekonomik temellerine darbe vuruyor," tespitiyle son buldu.



Makaleler

Güncel