İsrail ordusunun, dış destekli ve zayıf HTŞ rejiminin teslimiyetçiliğini fırsat bilerek stratejik Cebel eş-Şeyh’i işgal etmesi, BM denetimindeki askerî bölgeyi fiilen ortadan kaldırıp Şam’ı doğrudan topçu menziline alarak Direniş Ekseni'nin lojistik ve askeri bağlantılarını büyük ölçüde zayıflattı.

YDH- İsrail ordusu, Suriye'deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütünün teslimiyetçiliğinden yararlanarak stratejik Cebel eş-Şeyh zirvesini ve çevresindeki Golan bölgesini fiilen işgal etti.
İsrail'in bölgedeki tek hakim güç olma hedefinde kritik bir adımı temsil eden işgal, 1974 Ateşkes Anlaşması ile askerden arındırılan bölgedeki BM varlığını etkisiz hale getirdi.
Cebel eş-Şeyh, Lübnan sınırına hakim konumuyla Şam'ı doğrudan topçu menziline alabilme, Lübnan'ın güneyini (özellikle Bekaa Vadisi) gözetleme ve işgal altındaki toprakların 'Celile' bölgesine yönelik tehditleri erken tespit etme imkanı sunuyor.
İsrail ordusu, zirveye yerleştirdiği ileri radar ve elektronik harp sistemleriyle Hizbullah'ın, işgal varlığına insansız hava aracı ve füze saldırılarını engellemeyi ("radar karanlığı" oluşturmayı) hedefliyor.
Dağın kontrolü, İsrail'in Lübnan hava sahası ve Suriye'nin güneybatısı üzerindeki keşif ve atış kontrol kabiliyetini de önemli ölçüde artırıyor.
HTŞ rejimi, bu kritik işgale kayda değer bir askeri veya diplomatik tepki gösteremedi.
8 Aralık sonrasında İsrail Hava Kuvvetleri, İsrail işgal tarihinin en büyük hava harekâtlarından biri olarak tanımlanan saldırıda, meşru Suriye ordusunun stratejik silah stokları ile 400'ü aşkın askeri hedefi paramparça ederek ordunun kabiliyetlerinin %70-80'ini yok etti; Walla ve Maariv'in aktardığı tahminlere göre bu yıkım, Suriye'nin 'yüz milyarlarca dolar' harcayıp bir nesil boyunca ancak tamir edebileceği bir askeri çöküşe yol açtı.
Batılı ülkelerle ilişkilerini koruma ve terör listesinden çıkarılma çabaları da HTŞ'yi İsrail karşısında sessiz kalmaya iten diğer faktörler olarak öne çıkıyor. Kısacası, HTŞ’nin zayıf, gayrimeşru ve dış destekli doğası, Suriye’yi savunma konusunda güvenilmez olduğunu kanıtlıyor.
İsrail'in Cebel eş-Şeyh'teki varlığı, bölgenin önemli su kaynaklarından Banyas Nehri'nin kaynağına yakınlığı nedeniyle de stratejik su güvenliği boyutuna sahip.
Ayrıca, Cebel eş-Şeyh, Direniş Ekseni'nin Hizbullah ile Suriye ve İran arasındaki lojistik ve istihbarat bağlantıları için hayati bir noktaydı.
Dağın İsrail kontrolüne geçmesi, bu bağlantıyı zayıflatıyor ve Hizbullah'ın Suriye topraklarından İsrail'e yönelik operasyon kabiliyetini kısıtlıyor.
Bu yüksekliğin kaybedilmesi, Filistin mücadelesini ve Güney Lübnan’ı savunan güçleri tehlikeye atıyor. Çünkü İsrail, bu tepeden ilerleyerek bölgedeki yayılmacılığını derinleştiriyor.
İran ve Hizbullah'ın, HTŞ rejiminin pasifliği nedeniyle Suriye topraklarında İsrail'e karşı doğrudan hareket etme imkanı büyük ölçüde ortadan kalktı.
İsrail Savaş Bakanlığı, işgali "ülkenin kuzey sınır güvenliğinde tarihi bir dönüm noktası" ve "Hizbullah tehdidinin etkisizleştirilmesi" olarak tanımladı.
Mevcut durum, İsrail'in Golan üzerindeki fiili ve askeri hakimiyetini mutlaklaştırarak bölgedeki askeri dengesini güçlendirirken Suriye'nin toprak bütünlüğü ise HTŞ'nin kırılgan ve gayrimeşru yönetimi ve güneydeki İsrail işgaliyle fiilen sona ermiş durumda.
Daha fazlasını okuyun: İsrail Cebel Şeyh’e kalıcı olarak ‘yerleşiyor’; HTŞ izliyor
Daha fazlasını okuyun: ‘İsrailliler ciğerlerini bir kez daha üstünlük ve kendini beğenmişlik havasıyla dolduruyor’
Daha fazlasını okuyun: İsrail’in Suriye’deki işgali kalıcı hale geliyor