Riyad, direnişe karşı iş başında: Canbolat 5 Mayıs hatasını tekrarlayacak mı?

img
Riyad, direnişe karşı iş başında: Canbolat 5 Mayıs hatasını tekrarlayacak mı? YDH

Lübnan'da, Suudi Arabistan'ın öncülük ettiği girişimle Hizbullah'ın silahsızlandırılmasına yönelik baskılar artıyor. Velid Canbolat ve Semir Caca'nın da dahil olduğu siyasi aktörlerin, hükümeti bu yönde karar almaya zorladığı belirtilirken, bu durum 2008'deki 5 Mayıs krizinin tekerrür edip etmeyeceğini gündeme getirdi.




YDH - Ağustos ayının arifesinde Lübnan, Fuad Sinyora'nın gayrimeşru hükümetinin 5 Mayıs 2008'de aldığı iki uğursuz kararla direnişe ve silahına yönelik saldırıların başlangıcını hatırlatır bir atmosfere büründü.

O dönemde, Dürzilerin temsilcisi olan İlerici Sosyalist Parti lideri Velid Canbolat'ın da heyecanla desteklediği bu kararlar, içeride Amerika destekli bir darbe girişimiydi.

Mevcut durumda da benzer bir senaryonun tekrarlanmasını olası. Canbolat, Lübnan Kuvvetleri lideri Semir Caca, Cumhurbaşkanı Jozef Aun, Başbakan Nevaf Selam ve iktidardaki diğer taraflar arasında, silahların rolünü ortadan kaldıracak ve tasfiyesi için takvim belirleyecek bir hükümet oturumu düzenlenmesi için temaslar sürüyor.

Canbolat ile Caca arasında bir süre önce gerçekleşen toplantıda bu konunun ele alındığı, özellikle Canbolat'ın Suudi yönetiminin desteğini kazanmaya çalıştığı ortaya çıktı.

ABD'den orduyu direnişle karşı karşıya getirme hamlesi

Bu girişimler, ABD'li elçi Tom Barrack'ın Beyrut'a yaptığı son ziyarette dile getirdiği tehditlerden bağımsız değil. Barrack, Lübnanlı yetkililerden "Hizbullah'a baskı yapmak için içeride gereken her şeyi yapmalarını" açıkça talep etmişti.

Barrack ve diğer Amerikalı yetkililer, sonuçları ne olursa olsun Lübnan ordusunu direnişle karşı karşıya getirmek için alenen kışkırtmaya devam ediyor.

Amerika'nın tehditlerini pazarlamakla görevli Lübnan ana akım medyası, günlerdir Lübnan'a silah dosyasıyla ilgili tanınan sürenin sonuna gelindiğini ve devletin bu konuda görevini yapmamasının alternatifinin İsrail'in gerilimi tırmandırması olacağını iddia eden bilgiler sızdırıyor.

Bu mekanizma, Lübnan'ı "ya uygula ya da bedelini öde" seçenekleriyle karşı karşıya bırakan dış mesajlar ve iç siyasi hareketlilikle eş zamanlı olarak, silah konusunda karar alınması için hükümetin acilen toplanması yönünde baskı yapıyor.

Hükümet oturumu ve muhtemel senaryolar

Çelişkili havanın ardından Başbakan Selam, perşembe günü yapılması planlanan bakanlar kurulu toplantısının, çarşamba günkü yasama oturumu ve hükümetin bu oturuma katılımı nedeniyle gelecek salı gününe ertelendiğini duyurdu. Bu toplantının sonuçlarının ne olacağı henüz belirsiz.

Hükümetin, silahların münhasıran devlette olmasını teyit eden ancak zaman sınırı belirlemeyen ve İsrail'den ateşkes garantileri talep eden bir kararla yetinip yetinmeyeceği merak konusu.

Böyle bir karar, direnişi hedef alan kesime dahil olan güçleri tutumlarını sertleştirmeye ve hükümetten çekilme tehdidinde bulunmaya itebilir.

El-Ahbar gazetesine konuşan konuya aşina kaynaklar, Canbolat'ın Hizbullah ile karşı karşıya gelmekte ileri gitmek istemediğini doğruladı. Bu durum, hükümetin ne karar alacağı tartışmasını açıyor: Baskıları kontrol altına alıp akılcı mı davranacak, yoksa silahların belirli bir takvimle teslimini talep ederek ülkeyi başka bir seviyeye mi taşıyacak?

Emel Hareketi ve Hizbullah ikilisinin hükümetten çekilmesi, hükümetin meşruiyetini kaybetmesine veya direnişin tutumunu sertleştirmesine yol açabilir. Zira işgal devam ederken ve Lübnan ile bölge hassas bir süreçten geçerken, kendilerine karşı komplo kurulması kabul edilebilir değil.

Cumhurbaşkanı Aun'un beklenen konuşması

Ancak hükümet oturumu, Lübnanlıların ülkenin izleyeceği yolu belirlemek için beklediği tek durak değil. Diğer bir durak, Cezayir ziyaretinden döndükten sonra Cumhurbaşkanı'nın Lübnan halkına hitap etmesi beklenen Lübnan ordusunun kuruluş yıl dönümü. 

El-Ahbar gazetesinin edindiği bilgilere göre, Cumhurbaşkanı'nın Hizbullah karşıtı danışmanlarından biri, bazı medya kuruluşlarına "Lübnanlıların, Aun'dan söylemini ve yeminini teyit eden, yüksek perdeden bir konuşma duyacağını ve bunun Hizbullah'a karşı sert bir tutum içerebileceğini" ima eden bir hava yaydı.

Fakat kaynaklar, "Aun'un zaman sınırı belirlemeyeceğini ve henüz Hizbullah ile bağları koparma noktasına gelmediğini, bilakis sivil barış ve diyalog gerekliliğini vurgulamaya devam ettiğini" teyit etti.

Ayrıca, garantiler ve Lübnan'ın bedel alma hakkı konusunda da bir inanca sahip olduğu belirtiliyor.

"İsrail koruması" vaadi

Aun'un iç istikrarı bozmamaya özen gösterdiği belirtilirken kaynaklar, "dış güçlerin bazı Lübnanlı siyasi taraflara, Hizbullah dosyasıyla başa çıkmada ileri gitmenin, bazılarının iddia ettiği veya uyardığı gibi bir iç savaşa yol açmayacağına dair güvenceler verdiğini" açıkladı.

Hatta bazı güvenlik çevreleri, "Hizbullah'ın içeride başkalarına karşı herhangi bir hareketinin, Suriye'de olduğu gibi İsrail'in koruma müdahalesiyle karşılanacağına dair Batı'dan tavsiyeler" olduğunu ima etti. Buna göre, "Lübnanlılar yalnız bırakılmadıklarını bilmeli."

Görünüşe göre Washington ve Tel Aviv, Lübnanlıları birbirine düşürerek iç sahayı sabote etmekte ısrarcı. Suudi Arabistan da onlara katılıyor, hatta dosyanın en kısa sürede çözülmesi için kışkırtmada onlardan daha ileri gidiyor.

Konuya aşina kaynaklar, "Riyad'ın, olumsuz bir atmosfer yaratmak için Lübnan kanallarının yürüttüğü ücretli psikolojik savaşın arkasında durduğunu" ortaya koydu.

Kaynaklar, "Krallığın, Barrack'ın Meclis Başkanı Nebih Berri ile yaptığı ve olumlu bir havanın sızdığı görüşmeden memnun kalmadığını, bu nedenle bu sonuçları boşa çıkarmak ve gerilimi yeniden tırmandırmak için gizli faaliyetlerine yeniden başladığını" belirtti.

Ayn et-Tine'ye yakın kaynaklara göre bu durum, "anlaşmayı teyit etmek için Berri'nin danışmanı Ali Hamdan ile ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Lisa Johnson arasında temasa" yol açtı.

Zira Barrack, Berri ile görüşmesinden saatler sonra ve Suudi yetkili Yezid bin Ferhan ile görüştükten sonra, Berri'nin fikirlerini reddettiğini Hamdan'a bildirmişti.



Makaleler

Güncel