Yemen’deki Ensarullah Hareketi lideri Seyyid Abdulmelik el-Husi, Gazze’deki savaş ve açlık karşısında Arap dünyasının resmi ve halk düzeyindeki tutumunu eleştirerek, ümmetin sessizliğinin Siyonist zulmü büyüttüğünü ifade etti.

YDH- Yemen Ensarullah Hareketi lideri Seyyid Abdulmelik el-Husi, Yemen’in Gazze’ye destek amacıyla başlattığı operasyonların sürdüğünü belirtti. El-Husi, bu hafta içinde 10 füze ve insansız hava aracı (İHA) ile saldırılar düzenlediklerini, bunlardan birinin "Lod Havalimanı" (Ben Gurion) hedef alınarak gerçekleştirildiğini ifade etti.
El-Husi bugün yaptığı konuşmada, Yemen’in operasyonlarında dördüncü aşamaya geçildiğini hatırlatarak, bu aşamanın, İsrail işgaliyle ticari ilişki kuran veya ona kargo taşıyan şirketlere ait gemilerin hedef alınmasını kapsadığını belirtti. “Bu aşama, Gazze’deki vahim duruma karşı kaçınılmaz ve gerekli bir adımdır.” dedi.
“İsrail kamuoyunu aldatıyor”
El-Husi, İsrail'in dünya kamuoyunu yanıltmaya çalıştığını belirterek, “İşgal rejimi, Gazze’deki açlık ve ağır zulüm karşısında yükselen uluslararası öfke karşısında dünyayı kandırmaya çalışıyor.” dedi.
Havadan yardım bırakmaların sahici bir amacı olmadığını belirten el-Husi, bunun yalnızca bir aldatmaca olduğunu söyledi. “Yardımlar karadan ulaştırılabilir; asıl engel, İsrail’in yardım girişini organize bir şekilde dağıtılmasına izin vermemesidir.” ifadelerini kullandı.
“Gazze çocukları, ümmetin yüzüne bir tokat gibi”
İnsani felaketin derinleştiği Gazze'de yaşananlara dikkat çeken el-Husi, çocukların Filistin halkının acısının simgesi haline geldiğini söyledi. “Gazze’deki çocuklar, ümmetin yüzüne çarpan en açık utanç belgesidir. Onların yaşadığı tarifsiz zulüm, İslam dünyasının ve uluslararası toplumun büyük ihanetini ortaya koyuyor.” dedi.
“Ümmet hükümetlere baskı yapmalı”
Gazze’deki soykırım ve açlık karşısında ümmetin tutumuna değinen el-Husi, “Biz Müslümanlar olarak algısal sorunlarımızı çözmeliyiz. Siyonist suçlar büyüyor çünkü onları karşılayan, yalnızca teslimiyet ve körlük.” ifadelerini kullandı.
İki milyarı aşkın Müslümandan oluşan ümmetin güçlü bir duruş sergileyebilecek maddi ve manevi kapasiteye sahip olduğunu vurgulayan el-Husi, “Bazı insanlar Filistin’e sempati duyuyor ama Müslümanların tepkisizliği karşısında şaşkınlık yaşıyor.” dedi.
Arap halklarının kendi hükümetlerine baskı yaparak ortak bir hareket geliştirebileceğini kaydeden el-Husi, “Ancak mevcut durgunluk, devletlerin aldığı resmi kararlardan kaynaklanıyor. Arap halklarının tutumu, büyük ölçüde hükümetlerinin resmi pozisyonlarından etkileniyor. Bu teslimiyet hali, Siyonist zulmün bu derece büyümesine katkı sundu.” diye konuştu.
“ABD’nin sağladığı milyarlar Arap zenginliğinden geliyor”
Washington’un Gazze’ye yönelik saldırıları finanse etmek için İsrail’e sağladığı 22 milyar doların, Arap ülkelerinin sahip olduğu servetten geldiğine işaret eden el-Husi, “Bazı Arap rejimleri, ‘normalleşme’ adını verdikleri ilişkilerle hava sahalarını ve havalimanlarını İsrail düşmanının hizmetine açtı.” dedi.
“Çevre ülkeler sorumluluktan kaçamaz”
El-Husi, İsrail’e komşu olan ülkelerin gerek halk gerek resmi düzeyde sorumluluk taşıdığını belirtti. “İlgisizlik ve sorumluluktan kaçış, ümmeti bu yükten kurtarmaz” dedi. Yemenli din adamlarının geniş ve değerli bir faaliyet yürüttüğünü ifade eden el-Husi, “Tüm Arap ve İslam ülkeleri bu örnekten faydalanmalı.” diye konuştu.
El-Husi, bazı Arap rejimlerinin Kolombiya Cumhurbaşkanı’nın attığı adımı örnek alması gerektiğini ifade etti. “Kolombiya lideri, İsrail’e kömür ihracatını durdurdu, ekonomik ilişkileri kesti. Keşke Arap yönetimleri de bu örneği izlese.” dedi.
“Direniş olmasa Irak’a kadar teslimiyet sürecekti”
El-Husi, “Eğer Filistin ve Lübnan’daki mücahitlerin rolü olmasaydı, Mısır, Ürdün ve Suriye çoktan İsrail kontrolü altına girmişti. Süreç Irak’a kadar devam edecekti. Bu yüzden Filistin ve Lübnan’daki dürüst ve kararlı direniş, ümmetin umududur.” diye konuştu.
Batı ülkeleriyle İsrail arasındaki iş birliklerine değinen el-Husi, “Batılı kaynaklar, bazı Arap rejimlerinin İsrail ile istihbarat ve bilgi paylaşımı düzeyinde iş birliği yaptığını açıkça yazıyor.” dedi.
Avrupa’ya eleştiri ve Hollanda’ya övgü
Avrupa ülkelerinin tutumlarını da eleştiren el-Husi, “Britanya, Filistin devletini tanımayı düşündüğünü söylüyor ama aynı zamanda İsrail’e silah ve çok yönlü destek sağlamaya devam ediyor.” dedi. Fransa ve Almanya'nın da İsrail’e her türlü desteği sunduğunu, Araplara sahte vaatlerde bulunarak açık bir aldatmacaya başvurduğunu ifade etti.
Ancak el-Husi, Hollanda’nın İsrail’i kendi ulusal güvenliğine tehdit oluşturan ülkeler listesine almasını “ileri bir tutum” olarak nitelendirdi.
“İsrail Gazze’de yenildi”
El-Husi, İsrail’in Gazze’ye yönelik kara harekâtının başarısız olduğunu belirtti. “İsrail, yaklaşık dört tümenlik askeri güç kullanmasına rağmen Gazze’yi işgal edemedi ve yenildi.” dedi. İsrail’in Umm el-Raşraş Limanı’nı kapatmaya zorlanmasının, yetkililer tarafından yenilginin kabulü anlamına geldiğini ifade etti.
Suriye hâlâ işgal tehdidi altında
Suriye’ye ilişkin değerlendirmelerde bulunan el-Husi, yapılan bazı taviz içeren anlaşmalara rağmen ülkenin güneyinin hâlâ İsrail işgaline açık bir saha olduğunu söyledi.