Trump Koridoru ve bölgesel güvenlik: Uzmanlar ne diyor?

img
Trump Koridoru ve bölgesel güvenlik: Uzmanlar ne diyor? YDH

Mehr Haber Ajansı’nın düzenlediği uluslararası konferansta, Trump Koridoru projesi ve bölgedeki jeopolitik dengeler kapsamlı şekilde ele alındı. Uzmanlar, koridorun sadece ekonomik değil, ABD, NATO ve bölgesel aktörler tarafından İran’a yönelik stratejik bir tehdit olarak planlandığını vurguladı. İran’ın kara bağlantılarının kesilme riski ve bölgedeki büyük güç rekabeti, geleceğin güvenlik ve siyaset haritasında kritik rol oynuyor.




YDH- 5 Ağustos Salı günü Mehr Haber Ajansı konferans salonunda uluslararası “Trump Koridoru: İran’a Yönelik Jeopolitik Tehditler ve Çeşitli Aktörlerin Perspektifleri” konferansı düzenlendi.

Konferansta bölgedeki son gelişmeler ve Trump Koridoru projesi detaylı şekilde ele alındı.

Toplantıya çağdaş dünya çalışmaları enstitüsü başkanı Şuayb Bahman, Kafkasya uzmanı Daryuş Safernecad, üniversite profesörü ve Kafkasya işleri uzmanı İhsan Mohahediyan, Mehr Medya Grubu CEO’su Muhammed Mehdi Rahmeti ile Mehr Haber Ajansı Uluslararası ve Yabancı Haberler Genel Müdürü Muhammed Rıza Muradi katıldı.

Toplantının açılışında Muhammed Rıza Muradi, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmaların merkezinde yer alan Nahçıvan bağlantısı ve Dağlık Karabağ bölgesindeki gelişmeleri özetledi.

Muradi, Azerbaycan’ın üçlü anlaşma kapsamında Karabağ halkının Ermenistan ile güvenli bağlantısını sağlama sözüne rağmen, abluka ve baskılar nedeniyle bölgeden zorunlu göçlerin gerçekleştiğini ve bölgenin nüfusunun büyük oranda boşaldığını vurguladı.

Bu durumun, 2020 tarihli anlaşmanın temel maddelerinden birinin ihlali anlamına geldiğine dikkat çekti.

Muradi ayrıca, Azerbaycan’ın anlaşmanın 9. maddesine dayanarak Ermenistan’ın Nahçıvan’a bir koridor açmayı taahhüt ettiğini iddia ettiğini belirtti.

Azerbaycan’ın bu yöndeki çabalarını son dönemde hızlandırdığına ve Trump Koridoru'nun İran, Ermenistan ve Güney Kafkasya’daki diğer aktörler için ciddi bir güvenlik tehdidi oluşturduğuna dikkat çekti.

İran açısından en kritik riskin, bu koridorun ülkenin Ermenistan ile kara bağlantısını koparabilme ve Avrupa’ya kara erişimini engelleyebilme potansiyeli olduğu kaydedildi.

Konferansta söz alan Mehr Medya Grubu CEO’su Muhammed Mehdi Rahmeti ise bölgesel meselelerde medya aracılığıyla yürütülecek diyalogların önemine işaret etti.

Rahmeti, ortak sorunlar etrafında yaratılacak medya platformlarının ulusal ve uluslararası alanda güçlü etkiler yaratabileceğini belirtti.

Uzmanların sahip olduğu bilgi ve deneyimin paylaşımının, özellikle Trump Koridoru gibi kritik konularda ortak çözümler geliştirmek için hayati olduğunu vurguladı.

Rahmeti, komşu ülkelerin geleceğinin ancak birbirleriyle sağlıklı diyaloglar kurmasıyla şekillenebileceğini, medyanın da bu süreçte anlayış ve iş birliğini artırmada önemli rol oynayacağını ifade etti.

 

'Koridor, NATO, ABD, İsrail ve tekfirci gruplarla yakından bağlantılı'

Kafkasya uzmanı Daryuş Safernecad ise Trump Koridoru’nun 34 yıllık bir Amerikan planı olduğunu açıkladı. Safernecad, ABD’nin “Goble Planı” adıyla geliştirdiği bu stratejinin günümüzde Zengezur adıyla güncellenmiş versiyonunun uygulamaya sokulmaya çalışıldığını belirterek, İran ve Rusya’nın başından beri bu plana karşı çıktığını ve bu nedenle projenin henüz faaliyete geçmediğini söyledi.

Safernecad, ''NATO’nun koridorun en önemli destekçisi olduğunu, ABD, Avrupa, İsrail, Türkiye ve tekfirci grupların da bu plana dahil olduğunu vurguladı. Türkiye’nin rolünün NATO’nun Güneydoğu Komutanlığı’na ev sahipliği yapmasıyla yakından bağlantılı olduğunu, bu nedenle bölgedeki etkisinin artığını'' ifade etti.

Son üç ayda Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Rusya’yı dışlayarak düzenlediği iki toplantının bu sürecin önemli dönüm noktaları olduğunu, bu toplantılarda kurulacak konsorsiyumun koridorun sınırlarını belirleyeceğini anlatan Safernecad, konsorsiyumun Amerikan, Avrupa, İsrail, Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan şirketlerinden oluşacağı bilgisini verdi.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın koridor üzerinde fiili 100 yıllık egemenlik verilmesini kabul ettiğini söyleyen Safernecad, koridorun sadece yol genişliği açısından değil, stratejik anlamda da çok daha kapsamlı bir proje olduğunu belirtti.

Bu koridorun, İsrail’in İran’a karşı 12 günlük savaşında hava sahasının saldırılar için kullanılmasıyla somut güvenlik riskleri yarattığını kaydeden Safernecad şunları dile getirdi:

''Eğer amaç sadece bir yol olsaydı, bunun için 50-70 metre, demiryolu ile birlikte 100 metre yeterli olurdu. Koridorun 5-6 kilometre genişliğinde tahsis edilmesi, bunun sıradan bir ekonomik proje olmadığını, stratejik bir plan olduğunu gösteriyor. Siyonist rejimin İran’a karşı 12 günlük savaşı sırasında, bu koridorun hava sahası, İsrail’in F-35 ve F-16 savaş uçakları tarafından Tahran, Karac ve kuzey bölgelerine düzenlenen saldırılarda kullanıldı.''

Safarnecad, konsorsiyumun iki ay içinde koridorun sınırlarını kesinleştireceğini, ardından Azerbaycan ve Ermenistan’ın BM Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliği’ne başvurarak Dağlık Karabağ barış sürecini sonlandıracağını ve Ermenistan’ın anayasal düzenlemelerle Karabağ’a ilişkin maddeleri kaldıracağını aktardı.

Yönetim sisteminin parlamenter rejimden cumhurbaşkanlığı sistemine dönüşeceğini, 2026 Nisan ayında İstanbul’da önemli liderlerin katılımıyla kapsamlı bir barış anlaşması imzalanacağını, ardından NATO üyeliği süreçlerinin hızlandırılacağını belirtti.

Koridor güvenliğinin konsorsiyum ve NATO tarafından sağlanacağını vurgulayan Safernecad, Paşinyan’ın İran’ın hassasiyetleri nedeniyle toplantılarda ‘Zengezur’ yerine ‘Ermenistan’ın Avrupa’ya transit güzergahları’ ifadesini kullanmayı tercih ettiğini, Ermenilerin ise koridora ‘Syunik Geçidi’ dediğini sözlerine ekledi.

Koridorun ekonomik değil, siyasi ve stratejik amaçlarla tasarlandığını, ABD’nin bu planı taşeronları Paşinyan ve Aliyev üzerinden hayata geçirmek istediğini ifade eden Safernecad şunları söyledi:

“Bu koridor NATO, ABD, Avrupa, Siyonist rejim, Tekfirci hareketler ve Pan-Türkçülük ile bağlantılı. Ekonomi sadece bir bahane. Bugüne kadar ekonomik anlamda engel yaşandı mı? Hayır. İran, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki bağlantıya 30 yılı aşkın süredir serbest izin veriyor. Aras Koridoru da inşa ediliyor, bu güzergahı kısaltacak. ABD, 34 yıl sonra oyununu taşeronları Paşinyan ve Aliyev aracılığıyla hayata geçirmeye çalışıyor.”

 

'Projenin amacı İran’a jeopolitik boğma uygulamak'

Konferansta konuşan Şuayb Bahman, İran’ın çevresinde şekillenen büyük projelerin içinde Trump Koridoru’nun da yer aldığını belirtti.

İran’ın doğusunda Pakistan ve Afganistan’ı Türkmenistan ve Hazar Denizi üzerinden Bakü’ye bağlayacak Lajevard Koridoru gibi projelerin yıllardır gündemde olduğunu, ancak bu güzergahların İran yerine alternatif yollarla tercih edildiğini söyledi.

IMEC Koridoru gibi diğer bölgesel projelerin Fars Körfezi’nin jeopolitik önemini azaltmaya yönelik olduğunu ve Kuzey-Güney Koridoru ile paralel ilerleyen güzergahların İran’ı dışladığını anlattı.

Bahman, Trump Koridoru’nun da kuzeybatıda benzer bir amacı taşıdığını; İran’ın uluslararası ticaret ve transit ağlarından koparılmasının hedeflendiğini ifade etti. Bu durumun İran’ın coğrafi ve ekonomik olarak boğulması anlamına geldiğini söyledi:

“Trump  Koridoru da kuzeybatıda benzer amaç taşıyor: İran’ı transit güzergahlardan çıkarmak. Bu sadece transit meselesi değil, pek çok jeopolitik ve güvenlik boyutu var. Kuzey, batı, doğu ve güneydeki bu dört koridor, İran’ı coğrafi olarak boğacak ve uluslararası ticaret ile transit yollarında görünmez kılacak. İran harita üzerinde var olmaya devam edecek ama ana ticaret arterlerinden tamamen silinecek. Bir ülke küresel ekonomiden dışlanırsa, kolayca yaptırım uygulanır ve hedef haline gelir. Zengezur, İran etrafında kurulan daha büyük bir planın parçası. Bu büyük resmi görmeden Zengezur’u anlayamayız. Siyonist rejimin İran’a karşı düzenlediği 12 günlük savaşta vurgulanan ‘Davud Koridoru’ da bu planın içinde. Bu koridor, Suriye’nin güneyindeki Süveyde’den Fırat’ın doğusuna, Suriye’nin Kürt nüfuslu bölgelerine ve Irak Kürdistanı’na, oradan da İran sınırına uzanıyor. Zengezur’la birleşerek Direniş Ekseni'nin kalbine bağlanıyor.”

Son olarak İhsan Mohahediyan, Kafkasya bölgesinin ABD’nin odak noktasına taşındığını, Bakü’nün bölgesel barış anlaşmalarının yayılacağı bir merkez haline geldiğini belirtti.

Mohahediyan, Azerbaycan’ın Trump Koridoru’nu ekonomik bir proje olarak sunmaya çalıştığını, ancak esas amacın İran’ın güvenliği ve toprak bütünlüğüne yönelik olduğunu söyledi.

Gürcistan üzerinden yıllardır kullanılan bir güzergah varken İran sınırına bu kadar yakın, zorlu bir alandan geçişin ısrarla tercih edilmesinin anlamının sorgulanması gerektiğini vurguladı.

Son olarak Mohahediyan Azerbaycan’ın bölgesel iş birliği değil, İsrail için paralı asker iş birliği yürüttüğünü sözlerine ekledi.

İlgili Haberler