İsrail medyası: Ordu, drone teknolojisi yarışında geride kaldı

img
İsrail medyası: Ordu, drone teknolojisi yarışında geride kaldı YDH

İsrail ordusunun drone kullanımında teknik ve operasyonel eksikliklerle karşı karşıya kaldığı, eğitim ve komuta-kontrol entegrasyonundaki aksaklıkların ölümlü kazalara yol açtığı bildirildi.




YDH- İbranice yayınlanan “The Marker” gazetesinde yer alan haberde, İsrail ordusunun Gazze’deki soykırım savaşının başlarında el bombası atmak üzere tasarlanmış saldırı dronelarını kullanmaya başladığı, ancak ilk dönemde çeşitli “teknik arızalar ve operasyonel sorunlarla” karşılaşıldığı belirtildi.

Haberde, bazı durumlarda drone üzerindeki el bombasının ateşlenemediği, bunun drone operatörünü aracı hemen geri getirmeye zorladığı kaydedildi.

Diğer vakalarda ise dronenin ateşleme mekanizmasının çalıştığı ancak kontrolün kaybedildiği, bunun üzerine çevredeki askerlerin hızla güvenli alanlara geçmeleri gerektiği ifade edildi. Böyle bir patlayıcı taşıyan dronenin kontrolsüz bir şekilde havada kalmasının askerler için “büyük tehlike” yarattığı haberde vurgulandı.

Drone teknolojisinin savaşta kullanılması sürecinde sorunların devam ettiği bildirildi. İsrail ordusundaki kaynakların aktardığına göre, bomba atan droneların kullanımı sırasında yanlışlıkla bazı patlayıcılar İsrail askerlerinin yakınına düştü. Bu durum üzerine, özellikle Gazze ve Lübnan’da görev yapan 98. Tugay gibi birimlerde, droneların saldırı amaçlı kullanımı sınırlandırıldı.

Haberde ayrıca, 21 Temmuz’da Han Yunus’ta silahlandırılmış bir dronenin patlaması sonucu asker Amit Cohen’in öldüğü, ancak kazanın detaylı soruşturmasının henüz ailesine iletilmediği ve patlama mekanizmasındaki arızanın türünün bilinmediği belirtildi.

Daha önce sivil kullanımda hobi amaçlı ya da amatör fotoğrafçılıkta kullanılan droneların, mevcut savaşta ölümcül silahlar olarak kullanıldığı, piyade, zırhlı birlikler, topçu ve mühendislik birimlerinde yer aldıkları haberde yer aldı.

İsrail ordusu, savaşın başından aylar sonra drone eğitim okulunu kurdu. Burada drone operatörlerine kısa süreli eğitimler veriliyor ancak operatörlerin gerçekten etkili drone uçurabilmeleri için kapsamlı eğitim ve pratik gerektiği aktarıldı.

Habere göre, İsrail ordusu son aylarda havadan hedeflere ateş açabilen dronelar üzerinde çalışsa da bu drone’lar operasyonel ölçekte kullanılmıyor. Bunun temel nedeni, bu tür drone’ların hem pahalı hem de büyük olması, ayrıca ateşleme sırasında sabit kalmaları gerektiği için teknik zorlukların yaşanması. Bu nedenle İsrail ordusu halen bomba atan dronelar ve “intihar drone” olarak adlandırılan, hedefe çarpıp patlayan droneları kullanmaya devam ediyor.

İsrail Savunma Bakanlığı’nın, savaşta geri kalındığını fark ederek, sivil drone’ları askeri saldırı amaçlı kullanmak üzere dönüştürdüğü belirtildi.

The Marker’a göre, bakanlık tarafından beş ay önce açılan ihaleyle, kullanıcıların drone’un kamerasından “birinci kişi bakışı” ile sahneyi görmesini sağlayan FPV drone’lardan 5.000 adet alınması planlanıyor. İhalenin toplam maliyeti yaklaşık 100 milyon şekel olarak açıklandı. İhalenin genişletilmesi durumunda bu sayı 15 bine kadar çıkabilecek.

Şu anda İsrail ordusunda, 12 kişilik her takıma bir drone verilmesi istenirken, ordunun henüz bu talebi karşılamaya hazır olmadığı ve maksimum taarruz drone’larının tugay seviyesinde dağıtıldığı ifade edildi.

Haberde, İsrail drone pazarında birçok yeni ve yenilikçi ürünün bulunduğu ancak bunların bütüncül bir sistem olarak entegre edilmediği, standartlaştırılmadığı, güvenlik, iletişim ve siber koruma normlarına tam uyum sağlamadığı vurgulandı. Drone’ların mevcut komuta-kontrol sistemlerine bağlı olmaması, veri akışlarının manuel olarak entegre edilmesi ordudaki ciddi eksiklikler arasında gösterildi.

Rusya-Ukrayna savaşında drone savaşlarının önemli bir evrim geçirdiği, her iki tarafın milyonlarca drone ürettiği ve bu droneların zırhlı araçlar, yapılar ve savunma sistemlerine karşı etkili olduğu belirtildi. Ancak İsrail ordusunun benzer bir meydan okumaya hazırlanmadığı, olası bir benzer çatışmada “ağır kayıplar” yaşayabileceği değerlendirildi. Rusya-Ukrayna çatışmasında drone operatörlerinin hedeflenmesi için büyük çaba harcandığı ancak “başarı oranının düşük kaldığı” aktarıldı.

Haberde, İsrail’in drone karşıtı elektronik harp yöntemlerinin, optik fiberle donatılmış yeni drone’lar nedeniyle etkinliğini yitirdiği, küçük boyutlu droneların tespit ve engellenmesinin teknolojik olarak zor olduğu belirtildi. Drone karşıtı operasyonların başarı oranının düşük olduğu, gelecekte üstünlüğün gelişmiş drone kalitesi ve teknolojisine bağlı olacağı ifade edildi.

İsrail ordusunun drone alanında merkezi bir yapı kurmadığı, her birimin drone kullanımını bağımsız yürüttüğü ve bu durumun koordinasyon ve etkinliği düşürdüğü bildirildi.

Drone teknolojisinin askeri operasyonlara sistematik şekilde entegrasyonunun geciktiği, savaş alanında drone kullanımının komuta-kontrol sistemlerine tam olarak bağlanmadığı, bilgi akışının manuel olarak sağlandığı belirtildi.

Bir İsrailli drone üreticisi, tankların önünde dört drone taşıyacak ve her hareket öncesi drone ile bölgeyi tarayacak bir yapının hedeflendiğini ancak bunun ne kadar hızlı hayata geçirileceğinin belirsiz olduğunu söyledi.

Operasyonel anlamda drone sayısının artması halinde bir askerin birden fazla drone’u aynı anda kontrol edemeyeceği, bu nedenle otomasyon ve kontrol sistemlerinin geliştirilmesinin zorunlu olduğu kaydedildi. İsrailli start-up firmalarının pil ömrü ve drone hassasiyeti konularında çalıştığı ancak kontrol ve komuta sistemlerinde genel olarak pazarın devrimle karşılaşmadığı belirtildi. Bu alandaki büyük dönüşümün ancak gelecek savaşta yaşanacağı değerlendirildi.