İngiliz Savunma Bakanlığı (MoD), Kraliyet Donanması’nın nükleer denizaltı filosunda bu yılın başlarında bir “Kategori A” nükleer güvenlik olayı meydana geldiğini bildirdi. Olayın çevreye radyoaktif madde salınımı olasılığı yüksek olarak sınıflandırıldığı, ancak herhangi bir kirlenme olup olmadığına dair bilgi verilmediği ifade edildi.

YDH- Uzman denizcilik haberleri ve analiz sitesi Navy Lookout’ta yer alan habere göre, İngiliz Savunma Bakanlığı (MoD), bu yılın başlarında Faslane’de, Kraliyet Donanması’nın tamamı nükleer enerjili denizaltılardan oluşan filosuna ev sahipliği yapan tesiste, “Kategori A” nükleer güvenlik olayı meydana geldiğini kabul etti.
“A Kategori” olayları, çevreye radyoaktif madde salınımı gerçekleşme olasılığı yüksek veya gerçekleşmiş olaylar olarak tanımlanıyor.
Olayın Ocak–Nisan 2025 döneminde gerçekleştiği ifade edilirken, MoD, herhangi bir kontaminasyon (kirlenme) olup olmadığı konusunda bilgi vermedi.
Uzmanlar, Denizaltı Filosu’nun zaten “zorluklar” yaşadığı bir dönemde bu tür olumsuz haberlerin “istenmeyen sonuçlar” doğurabileceğini belirtiyor ve hataların, Birleşik Krallık’ın nükleer caydırıcılığına karşı kampanya yürüten kesimlere ek argüman sağladığını ifade ediyor.
Savunma Tedarik Bakanı Maria Eagle’ın parlamentoya verdiği yazılı yanıt doğrultusunda, 2025’in ilk dört ayında Faslane’de bir “Kategori A”, iki “Kategori B”, yedi “Kategori C”, dört “Kategori D” ve beş “ölçek altı” olay kaydedildiği bildirildi.
RNAD Culport’ta, yani Birleşik Krallık’ın nükleer savaş başlıklarının saklandığı ve denizaltılara yüklendiği tesiste ise aynı dönemde dört “Kategori C” ve dokuz “Kategori D” olayın gerçekleştiği ifade edildi.
“B Kategori” olaylar, bir denizaltı veya binada sınırlı salınım potansiyeli yüksek olaylar olarak tanımlanırken; “Kategori C” olayların gelecekte sınırlı salınım potansiyeline sahip olduğu, “Kategori D” olayların ise salınıma yol açma olasılığı düşük olsa da olumsuz eğilimleri gösterebileceği bildirildi.
Bu açıklama, HMNB Clyde’da patlayan boru hattı sonrası radyoaktif suyun Loch Long’a sızdığı haberinin ortaya çıkmasından günler sonra yapıldı.
İskoç Çevre Koruma Ajansı, yaklaşık 1.500 borudan oluşan ağın “oldukça bakımsız” olduğunu ve bileşenlerin yaklaşık “yarısının” tasarım ömrünü aşmış şekilde kullanıldığını belirtti.
Yetkililer, bu olayların personel veya halk üzerinde herhangi bir zarar yaratmadığını ve çevreye radyolojik bir etkide bulunmadığını iddia etti.
Çoğu olayın risk ve önemi minimal olsa da uzmanlar bunun Birleşik Krallık’taki nükleer düzenleyici çerçevelerinin dünya genelinde en sıkı standartlardan biri haline gelmiş olmasını yansıttığını belirtiyor.
Bununla birlikte, tekrar eden “küçük çaplı” kazaların topluca olumsuz bir izlenim yarattığı ve nükleer altyapı bütçelerinin geçmişte erozyona uğramasının karmaşıklığını ortaya koyduğu kaydedildi.
MoD, Nükleer Tesis Olay Raporlarının (NSER) ekipman arızalarından, insan hatasından, prosedürel eksikliklerden veya neredeyse kaza ile sonuçlanan olaylardan ders almayı amaçlayan “sağlam bir güvenlik kültürünü” yansıttığını bildirdi.