Bağdat ile Washington arasındaki güvenlik anlaşmasının uygulanıp uygulanmadığı, egemenlik vurgusu yapan siyasi çevreler ve yabancı güçlerin tamamen çekilmesini isteyen gruplar tarafından sorgulanırken; Erbil’in yeni askeri merkez haline getirilmesi, bölgesel dengeler ve İran’la ilişkiler açısından kritik endişeler doğuruyor.

YDH- ABD güçlerinin Irak’ın Enbar vilayetindeki Ayn el-Esad Üssü’nden ayrılmaya başlaması, “çekilme mi, yoksa yeniden konuşlanma mı?” sorusunu gündeme taşıdı.
Bağdat’taki siyasi partiler, egemenlik vurgusu yaparak yabancı güçlerin çekilme takvimine uymasını talep ederken, açıklanan bu adımın yalnızca ABD’nin askeri varlığını sürdürmeye dönük bir manevra olduğu yönündeki kaygılar giderek artıyor.
Irak’ın batısındaki Ayn el-Esad Üssü’nden ABD askerlerinin Erbil’deki Harir Hava Üssü’ne kaydırılması tartışmalara yol açtı.
Ülkede yaklaşık 2 bin 500 Amerikan askeri bulunurken, bazı uzmanlar bu süreci yalnızca “yeniden yapılanma” olarak değerlendiriyor.
Diğerleri ise bunun, geçen yıl Bağdat ile Washington arasında varılan anlaşmanın uygulanması olduğunu savunuyor.
ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği, terör örgütü IŞİD’e karşı kurulan uluslararası koalisyonun misyonunun sona ermediğini, ancak askeri rolün “ikili güvenlik ortaklığı”na dönüşeceğini açıkladı.
Büyükelçilik, koalisyonun bundan sonra daha geleneksel bir güvenlik işbirliği modeliyle faaliyet göstereceğini duyurdu.
Irak Başbakanı’nın danışmanı Hüseyin Allavi ise Eylül 2025 itibarıyla Ayn el-Esed ve Bağdat’taki koalisyon misyonunun sona ereceğini bildirdi.
Anlaşmaya göre ikinci aşamanın Eylül 2026’da başlayacağı ifade edildi. Irak hükümeti, IŞİD’in etkisinin büyük ölçüde sona erdiğini ve sınır güvenliğinin güçlendirildiğini vurgularken, bazı silahlı gruplar ABD güçlerinin tamamen çekilmesi çağrılarını sürdürüyor.
ABD’nin hâlihazırda Irak’ta 2 bin 500, Suriye’de ise yaklaşık 900 askeri bulunuyor.
Bu gelişmeler, gergin siyasi ve güvenlik ortamında Irak’taki Amerikan varlığını yeniden tartışmaya açtı. ABD güçlerinin bazı bölgelerden çekilip Erbil’e konuşlandırılacağının açıklanması, siyasi çevrelerde soru işaretlerini artırdı.
Washington “yeniden konuşlanma” söylemini öne çıkarırken, gözlemciler bu adımı, yabancı güçlerin Irak’tan tamamen çekilmesi için takvim oluşturulmasını isteyen talepleri boşa çıkarma girişimi olarak değerlendiriyor.
Parlamento Güvenlik ve Savunma Komitesi üyesi Muhammed el-Şammari, el-Malume'ye yaptığı açıklamada, “ABD ile yapılan güvenlik anlaşması açık ve nettir; tüm yabancı güçlerin sadece merkez ve güneyden değil, tüm Irak topraklarından çekilmesini ve Kürdistan Bölgesi’ne yeniden konuşlandırılmasını şart koşmaktadır” dedi.
El-Şammari, Kürdistan Bölgesi’nin Bağdat’tan bağımsız bir devletmiş gibi hareket ettiğini, bunun da ayrılıkları derinleştirdiğini belirtti.
Ayrıca Washington’un çıkarlarını korumak amacıyla, Irak sınırına yalnızca 20 kilometre uzaklıkta Ürdün topraklarında bir askeri üs kurduğunu ileri sürdü.
Siyasi araştırmacı Athir el-Şara ise ABD askerlerinin Erbil’e kaydırılmasını “normal bir önlem” olarak görmediğini belirtti.
El-Şara, bunun güvenlik anlaşmalarının açık ihlali anlamına geldiğini ve özellikle çekilme programının Eylül ayında başlamasının beklendiği bir dönemde bu adımın dikkat çekici olduğunu söyledi.
Erbil’in İran’a yönelik operasyonların merkezi haline gelebileceği uyarısında bulunan el-Şara, bu hamlenin, 2014’te olduğu gibi terörle mücadele bahanesiyle uyuyan hücreleri harekete geçirebilecek taktiksel boyutlar taşıdığına işaret etti.