IŞİD’in tekfirci ideolojisinin yayılması, militanlar ile diğer grupların savaşçıları arasındaki ayrımı zorlaştırıyor ve örgütün sivil alanlara nüfuz etmesini kolaylaştırıyor. Suriye'de yönetime getirilen Heyet Tahrir eş-Şam'ın sözde bakanlıklarının başarısızlığı nedeniyle güvenlik sistemleri tamamen çöktü.

YDH- Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, IŞİD’in Suriye, Irak ve Afrika’daki faaliyetlerindeki artış konusunda alarma geçerek örgüt içindeki yapısal değişikliklerin, ideolojilerini yaymak ve yeni savaşçılar çekmek amacıyla yapay zekâ teknolojileri de dahil olmak üzere yeni becerileri kullanmaya başlayan genç liderlerin yükselişiyle bağlantılı olduğunu belirtti.
Güvenlik Konseyi Terörle Mücadele Ofisi tarafından hazırlanan ve geçen Çarşamba yayınlanan rapor, eski Suriye rejiminin devrilmesinin ardından grubun kabiliyetlerindeki gelişimi ortaya koydu.
Militanlar, ordunun çöküşünün ardından ağır silah stoklarını (roketler, tanksavar sistemleri ve mermiler) ele geçirirken, yaklaşık 500 kişi de Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) iktidara gelmesinin ardından serbest bırakıldı.
Raporda, IŞİD'in yabancı teröristler veya hoşnutsuz yerel savaşçılar arasından yeni savaşçılar toplamaya çalıştığı ve ikinci grubun saldırılara karşı savunmasız olduğu uyarısı yapıldı.
Ayrıca Badia’da üslenen IŞİD'in Şam da dahil kentsel alanların dış mahallelerine yayılmayı başardığı ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolündeki bölgelerde yaklaşık 90 saldırı düzenlediği kaydedildi.
Raporda, Şam’ın IŞİD’i sorumlu tuttuğu Duveyla semtindeki Mar İlyasKilisesi’ne yapılan intihar saldırısına ilişkin geçiş dönemi yetkililerinin sunduğu anlatı benimsenmezken, savaşçıların bağlantılarının değişken olduğu ve sık sık değiştiği belirtildi.
IŞİD’in yeniden yapılandığı ve yaklaşık 3 bin savaşçıya sahip olduğu Irak sınırındaki varlığı göz önüne alındığında, Suriye’den gelen tehdidin devam edeceği öngörüldü.
Rapor ayrıca, Afrika Sahel’deki IŞİD faaliyetlerinin hız kazandığını ve örgütün bölgesel ile uluslararası sınır ötesi mali destek sağlamaya devam ettiğini ortaya koydu.
Raporun sunumu, ABD güçlerinin Türkiye sınırına yakın İdlib kırsalındaki Atmeh kampında örgütün liderlerinden birine yönelik gerçekleştirdiği güvenlik operasyonuyla aynı zamana denk geldi.
Hedef alınan ev, Irak uyruklu Salah Numan’ın ikamet ettiği yerdi ve operasyon, ABD’nin Suriye’de yeni bir güç gösterisi olarak değerlendirildi.
Rapor, Suriye’deki güvenlik durumunu “kırılgan” olarak nitelendirirken, Savunma ve İçişleri Bakanlıklarının milis gruplarını yeniden yapılandırma ve ilgili kurumlara entegre etme konusundaki başarısızlığı nedeniyle güvenlik ve askeri sistemlerin tamamen çöktüğünü vurguladı.
Bu durum, sahada önemli kontrol sağlayan onlarca aşırılıkçı grup ve yabancı savaşçının varlığıyla birleşince, IŞİD’in artan tehdidini daha da ciddi hâle getiriyor.
IŞİD’in tekfirci ideolojisinin yayılması, militanlar ile diğer grupların savaşçıları arasındaki ayrımı zorlaştırıyor ve örgütün sivil alanlara nüfuz etmesini kolaylaştırıyor.
Tüm bu gelişmeler, IŞİD’in hâlâ “sürpriz” ve “yerelleştirmeme” ilkesine dayanan saldırılarını genişleterek, Washington’un örgütü ortadan kaldırmak için yürüttüğü askeri operasyonlar sırasında Suriye ve Irak’ta binlerce sivilin ölümüne ve onlarca şehir ile köyün yıkılmasına yol açan “İslam Devleti” projesinin yeniden canlandırılması ihtimalini gündeme getiriyor.