Filistinli rehinelerin İsrail toplama kamplarında sistematik işkence ve cinsel şiddete maruz kaldığına ilişkin tanıklıklar ve belgeler uluslararası gündeme taşındı. Rehinelerin uğradığı ağır ihlallerin, tek tek insanların yanı sıra toplum üzerinde de derin yaralar açtığı belirtiliyor.
YDH- Filistin yanlısı kaynaklara göre, İsrail’in toplama kamplarında Filistinlilere yönelik cinsel şiddet iddiaları artış gösterdi.
Çeşitli insan hakları örgütleri, rehinelerin cinsel saldırı, fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz kaldığını belgeledi.
Bu uygulamaların mağdurların yanı sıra aileler ve toplum üzerinde derin yaralar açtığı vurgulandı.
Uzmanlar ve avukatlar, Birleşmiş Milletler önünde İsrail’in sistematik biçimde cinsel şiddet kullandığını belirterek, tecavüz tehditleri ve saldırıların uluslararası hukuka aykırı olduğunu ifade etti.
BM Genel Sekreteri de bu suçlara ilişkin belgelenmiş bilgiler üzerine İsrail’e uyarı mektubu gönderdi.
İsrail’in bir sonraki BM raporunda, çatışma bölgelerinde cinsel şiddet uygulayan 'devletler' listesine alınabileceği belirtiliyor.
Tanıklıklardan biri, uzun süre toplama kamplarında tutulan gazeteci Sami el-Sa’i’ye ait. El-Sa’i, maruz kaldığı cinsel saldırı ve işkenceleri “çekilmez bir cehennem” olarak tanımlıyor.
Benzer saldırılara uğrayan çok sayıda rehine ise yaşadıklarını kamuoyuna açıklamıyor.
Filistinli Rehineler Kulübü, uluslararası toplumun sürekli kaygı beyanlarının yetersiz kaldığını, insan hakları sisteminin işlevini yeniden kazanması gerektiğini vurguladı.
Sızdırılmış video kayıtları da dahil olmak üzere, Gazzeli rehinelerin tanıklıkları güçlü kanıt olarak sunuluyor.
İsrail’in Ekim 2023’te Gazze’ye başlattığı saldırılar sonrası en az 76 Filistinli rehine hayatını kaybetti, yüzlercesi işkence, aç bırakma ve tıbbi ihmale maruz kaldı.
Araştırmacı Tamer Sabane, İsrail’in kamp sistemini “Filistinlileri insanlıktan çıkarma ve kontrol aracı” olarak tanımlıyor.
