İsrail lobisi Amerikan tarihinde eşi görülmemiş düzeyde

img
İsrail lobisi Amerikan tarihinde eşi görülmemiş düzeyde YDH

İsrail’in Washington üzerindeki ideolojik ve siyasi nüfuzunu inceleyen Responsible Statecraft, bu etkinin tarihte hiçbir yabancı müdahaleyle kıyaslanamayacak ölçüde derinleştiğini vurguluyor. Analize göre, Evanjelik muhafazakârların desteği, neokonservatiflerin etkisi ve güçlü lobi faaliyetleriyle şekillenen bu süreç, ABD’yi uzun vadeli bir “sonsuz savaş” stratejisine sürüklüyor ve ülkenin egemenliğini ciddi biçimde tehdit ediyor.




YDH- Amerikan dış politikasını mercek altına alan Responsible Statecraft, tarih boyunca birçok ülkenin Washington’u etkilemeye çalıştığını ancak hiçbir girişimin İsrail’in kalıcı nüfuzuyla kıyaslanamayacağını, bu etkinin ABD’yi defalarca kendi güvenlik çıkarlarına ters düşen kararlar almaya zorladığını vurguladı.

İsrail’in yürüttüğü operasyonun ideolojik temelli olduğunu vurgulayan Responsible Statecraft, Gazze’deki soykırımın yalnızca güvenlik değil; “fetih, sürgün ve yerleşim” amaçlı mesihçi hedefler üzerine kurulu olduğunu belirtti.

ABD Deniz Harp Akademisi'nde savaş ve strateji dersleri veren Michael Vlahos bu anlayışı şöyle açıklıyor:

''İsrail'in yerleşimci-mesihçi hedefleri, ABD’de özellikle Evanjelik muhafazakârları kolayca etkiliyor. Onların da kendi apokaliptik vizyonları var. Ortak hedef ise “Büyük İsrail.”''

Likud Partisi’nin idealleri bugün Washington’daki en güçlü isimlerden bazılarını yönlendiriyor.

Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, eski büyükelçi Mike Huckabee ve Savunma Bakanı Pete Hegseth bu çizginin öne çıkan isimleri.

Bu noktaya gelişte üç aşama belirleyici oldu:

1- Seküler-mesihçi neokonservatizmin (Richard Perle, Paul Wolfowitz) yükselişi, İsrail’i Amerika’nın küresel misyonunun parçası haline getirdi.

2- Trump döneminde merkezî bir konuma yerleşen “Hristiyan Siyonist” blok güç kazandı.

3- İsrail lobisi, yürütme ve yasama organları üzerinde tarihin en güçlü etkisine ulaştı.

Bu üç unsur birleşerek, yaklaşık yarım asırdır Likud yönetimindeki İsrail devletine ve “Büyük İsrail” vizyonuna koşulsuz destek sağlayan bir mekanizma yarattı.

Geçmişteki müdahalelerden farklı olarak, İsrail'in kısa vadeli çıkarların peşinde olmadığını, uzun vadeli bir stratejiye bağlı olduğunu ve ABD’yi yanına çekmekte kararlı olduğunu vurgulayan Vlahos, “İslam ve teröre karşı sonsuz savaş” adı altında yüzyıllara yayılacak bir çatışmaya hazırlanıldığını öngörüyor. 

Bugün İsrail yanlısı çevreler, hükümete yönelik eleştirileri “antisemitizm” olarak damgalayıp ifade özgürlüğünü sınırlama yoluna gidiyor. Vlahos'a göre, bu yaklaşım, Amerikan kimliğini bizzat zayıflatıyor.

Vlahos görüşlerini şu sözlerle noktalıyor:

''Sonuç açıktır: Hiçbir yabancı güç ABD üzerinde İsrail kadar derin ve kalıcı bir nüfuz kurmamıştır. Bu etkinin boyutu, Amerikan egemenliğini tarihte görülmemiş ölçekte tehdit etmektedir.''



Makaleler

Güncel