Lübnan Şii Yüksek Meclisi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali el-Hatib, İsrail’in Katar’a yönelik saldırısını uluslararası hukuktan tamamen sıyrıldığının kanıtı olarak değerlendirdi. El-Hatib, Arap ve Müslüman toplumlarının iç birliğini koruması ve Doha’da yapılacak zirvede somut kararlar alınması çağrısı yaptı.
YDH - Lübnan Şii Yüksek Meclisi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali el-Hatib, İsrail’in Katar’a yönelik son saldırısının, uluslararası hukuktan tamamen sıyrıldığının en açık delil olduğunu söyledi.
El-Hatib, “Bu saldırıdan daha büyük bir kanıt yoktur: İsrail, kuvveti egemenlik aracı olarak kullanmaya devam ediyor ve artık hiçbir sınır tanımıyor,” dedi.
İran’da mezhepler arası yakınlık konferansına katıldıktan sonra Beyrut’a dönen el-Hatib, Arap ve Müslüman ülkelerinin bu saldırı sonrasında birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
El-Hatib, “Katar’a yönelik saldırılar, Gazze’deki katliamlar ve Lübnan’a yönelik saldırılar sonrasında, Arap ve İslâm ülkeleri arasında koordinasyon şarttır,” diye konuştu.
El-Hatib, ertesi gün Doha’da toplanacak zirvenin, “tarihi bir fırsat” olduğunu belirtti. “Bu zirve, ilişkileri geliştirmek ve İsrail’in bu yasa tanımaz canavarına karşı ortak bir Arap-İslam stratejisi oluşturmak için kullanılmalı,” ifadesini kullandı.
Bunun yanı sıra el-Hatib, “Artık sadece bildiri yayımlamakla yetinemeyiz. Geçmişte hep öyle oldu, ama hiçbir somut sonuç doğurmadı. Doha saldırısı, bize somut ve caydırıcı tedbirler almamız için bir fırsat sunuyor,” diye ekledi.
Lübnan’da siyasi bölünmeye karşı uyarı
El-Hatib, sadece bölgesel değil, yerel düzeyde de birlik çağrısında bulundu. “Lübnanlılar arasında ilişkilerin korunması, siyasi bölünmenin aşılarak birleşmesi şarttır,” diye konuştu.
Ülke içinde “hiçbir iç çatışmaya” izin verilmemesi gerektiğini, tüm enerjinin “İsrail’e karşı birleşik bir duruşa” yönlendirilmesi gerektiğini belirtti.
El-Hatib, İsrail’in Katar saldırısı öncesinde de pek çok ihlal gerçekleştirdiğini, ancak hiçbir uluslararası kurala, hiçbir anlaşmaya uymadığını hatırlattı.
El-Hatib, “Bu düşman, sadece Arap ve Müslüman dünyasını değil, özellikle Lübnan’ı da dizginlemek için kuvveti kullanmaya kararlıdır,” dedi.
Gazze’de devam eden katliamın durdurulması ve Arap toplumlarının topraklarının korunması için “birleşik bir duruşun” zorunlu olduğunu vurgulayan el-Hatib, Doha zirvesinin bu yönde “kader tayin edici kararlar” almasını umduğunu ifade etti.
