Gazze’de süren çatışmalar, İsrail askerleri arasında yaygın psikolojik çöküntü ve stres krizine yol açarken, artan intihar ve firar vakaları işgal ordusunun zayıf yapısını gözler önüne seriyor; hem aktif hem de yedek birliklerde psikolojik baskı, sürekli tehdit ve Filistin direnişinin yoğun saldırıları işgal askerlerinin görevde kalmasını zorlaştırıyor ve askeri kurum üzerinde giderek büyüyen bir yük oluşturuyor.

YDH- İsrail ordusunda Gazze savaşıyla birlikte eşi görülmemiş bir psikolojik kriz yaşanıyor; sızdırılan raporlar, askerler üzerindeki ağır baskıların bazılarını askerlikten kaçmaya, bazılarının ise intihara sürüklediğini ortaya koyuyor.
Haaretz ve diğer İsrail medyası, özellikle Gideon 2 Harekatı’nın duyurulmasından bu yana bu vakaların arttığını bildiriyor ancak ordu kesin rakamları paylaşmayı reddediyor.
Araştırmalar, askerlerin psikolojik baskı ve Filistin direnişiyle doğrudan çatışma korkusu nedeniyle Gazze’de görev yapmaktan kaçmak için çeşitli yöntemlere başvurduğunu gösteriyor.
Kanal 12’ye göre, askerlikten kaçmak amacıyla Ukrayna’ya seyahat etmeye çalışan Haredi grubu Ben Gurion Havalimanı’nda tutuklandı; bunlardan biri firar suçundan hapis cezasına çarptırılmıştı.
Bazı askerler savaş birimlerinde görevlerini ertelemek veya reddetmek için hastalık numarası yapıyor, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) raporu sunuyor, diğerleri ise kritik psikolojik durumlarına rağmen zorla savaş alanına gönderiliyor. Bu durum, stres ve intihar riskini artırıyor.
2025’in başından bu yana 16 İsrail askerinin intihar ettiği, Ekim 2023’ten bu yana sayının 54’e ulaştığı bildiriliyor. Bir asker, sürekli kabuslar gördüğünü ve Filistinli savaşçılardan saldırı korkusu yaşadığını ifade ederek, uyku güçlüğü çektiğini aktarıyor.
Uzmanlar, Filistin direnişinin yoğun bombardıman ve mevzi hedeflemeleri ile askerler üzerindeki psikolojik baskıyı artırdığını belirtiyor. Sürpriz saldırılar ve sürekli mevzi değişiklikleri, askerlerin güvensiz hissetmesine ve kontrolden çıkmış bir ortamda görev yapmalarına neden oluyor.
Yedek askerler de krizin etkilerini yaşıyor. Görev çağrısı sonrasında psikolojik travma, uyku bozuklukları ve yüksek kaygı nedeniyle çatışmalara katılmakta zorlanıyor, meslektaşlarıyla temastan kaçıyor.
Walla’ya göre İsrail ordusunun rehabilitasyon departmanı, önümüzdeki üç yıl içinde yaklaşık 100 bin yaralıyı tedavi etmeyi bekliyor; bunların 31.000’i psikolojik sorunlarla mücadele ediyor.
Gazze’deki savaşın etkisiyle son dönemde 20 binden fazla yeni yaralı kaydedildi ve neredeyse yarısı psikolojik zorluklar yaşıyor. 2028’e kadar bakımı altında olacak toplam yaralı sayısının 100.000’i aşması bekleniyor, bu durum askeri kurum için ağır bir yük oluşturuyor.
Ordu, intihar ve firar vakalarının gerçek sayısını açıklamayı reddediyor, yalnızca “izleme altında” olduklarını belirtiyor. Bu gizlilik, basının ve bağımsız araştırmacıların psikolojik krizin boyutunu değerlendirmesini zorlaştırıyor.
Şeffaflık eksikliği, askerleri liderlerinden yeterli destek alamadan zorlu görevlerle baş başa bırakıyor ve psikolojik açıdan savunmasız bırakıyor.
Eski askerlerin ifadeleri, psikolojik destek ararken sürekli ceza veya eleştiri korkusu yaşadıklarını ve artan operasyonel baskının geri çekilme veya intihar riskini yükselttiğini ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, Gazze’deki savaş, yalnızca aktif birliklerde değil, yedekler de dahil olmak üzere birçok muharebe biriminde psikolojik bir çöküş ve yapısal kırılganlık yarattı.
Askerler, yoğun çatışma ve sürekli tehdit altında görev yaparken, ordunun bu travmalara karşı savunmasız olduğu ve artan intihar ve firar olasılığıyla karşı karşıya olduğu görülüyor.