Yemenli yetkililer, Doha'da düzenlenen Arap ve İslam ülkeleri zirvesinin sonuç bildirgesini "hayal kırıklığı" olarak niteledi. Yetkililer, sadece kınama mesajlarının İsrail'in suçlarını durdurmayacağını belirterek, Arap ve İslam dünyasına İran ile direniş eksenini örnek alma çağrısı yaptı.
YDH - Yemenli yetkililer, Doha'da düzenlenen Arap ve İslam ülkeleri zirvesinin sonuç bildirgesine tepki göstererek, sürekli tekrarlanan kınama mesajlarıyla İsrail'in işlediği suçların önlenemeyeceğini vurguladı.
Yetkililer, Arap ve İslam dünyasının İsrail'e karşı mücadelede İran ve direniş eksenini örnek alması gerektiğini ifade etti.
Yemen Yüksek Siyasi Konseyi Üyesi Muhammed Ali el-Husi, Doha'daki olağanüstü zirvenin sonuçlarını "hayal kırıklığı" olarak niteledi.
El-Husi, zirvede sadece İsrail'in saldırganlığına, uluslararası hukuku ihlal etmesine, terör eylemlerine ve soykırım suçlarına dair sözlü açıklamalar yapıldığını belirtti.
El-Husi, zirveden çıkan "yetersiz ve etkisiz" bir kınama bildirisinin herhangi bir somut çözüme ulaşamayacağını ve İsrail’in suçlarını durdurmakta etkisiz kalacağını söyledi.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun, hiçbir ülkenin İsrail’in saldırılarına karşı güvende olmadığını açıkça söylediğini hatırlatan el-Husi, zirve öncesinde katılımcılara gönderdiği mesajda, “İsrail’e karşı meşru cihadın tanınması, direnişin desteklenmesi ve İsrail rejiminin terörist bir yapı olarak ilan edilmesi gerektiğini” vurgulamıştı.
Netanyahu'ya göre ancak bu tür adımlar, Arap ve Müslümanların caydırıcılığını yeniden inşa edebilir ve Gazze’deki soykırımı ile diğer saldırıları durdurabilir.
“Zirve gerçek içerikten yoksun”
Yemen Yüksek Siyasi Konseyi Danışmanı Abdulilah Hacer de Doha’daki zirveyi “gerçek içerikten yoksun ve somut bir tutum ortaya koymayan” bir toplantı olarak değerlendirdi.
El-Mesire kanalına konuşan Hacer, “Arap ve İslam dünyasının mevcut hâli acı verici. Toplantılardan sadece etkisiz kınamalar ve boş bildiriler çıkıyor,” dedi.
Hacer, bu tür uluslararası toplantıların genellikle önceden hazırlandığını, içeriklerinin Amerikalı yetkililere ve hatta İsrail’e iletildiğini belirtti.
Zirvede Hamas’a dahi açık bir destek verilmemesini eleştiren Hacer, Arap ve İslam ülkelerinin üst düzey Amerikalı yetkililerle görüşüp talimat aldıklarını öne sürdü.
ABD Dışişleri Bakanının işgal altındaki Filistin topraklarına yaptığı ziyaret, Netanyahu ile birlikte Kudüs’te düzenlediği basın toplantısı ve Mescid-i Aksa’nın altındaki bir tünelin açılışına katılması da Hacer tarafından “Doha zirvesine katılanlara açık bir hakaret ve meydan okuma” olarak nitelendirildi.
Yemenli yetkili, bu çapta bir zirvenin İsrail’in suçlarına karşı sert bir tavır alamamasını eleştirerek, sadece kınama mesajlarıyla yetinmenin hiçbir anlamı olmadığını belirtti.
Etkili adımların ancak ekonomik ve diplomatik yaptırımlar, İsrail ile normalleşmenin durdurulması ve gerektiğinde askeri seçeneklerin gündeme alınmasıyla mümkün olabileceğini kaydeden Hacer, İsrail’in ne kınamalara ne de siyasi tehditlere kulak asmadığını, bu rejimin ancak etkili ve doğrudan bir askeri müdahale ile durdurulabileceğini vurguladı.
