Riyad ve Londra'dan İsrail'e Kızıldeniz hizmeti

img
Riyad ve Londra'dan İsrail'e Kızıldeniz hizmeti YDH

Askeri strateji uzmanı Muhammed Huzeyme, Riyad’ın İngiltere ortaklığıyla düzenlenen denizcilik konferansının Kızıldeniz’i İsrail’e hizmet eden şekilde askerileştirme girişimi olduğunu belirtti.




YDH- Askeri stratejik konular uzmanı Muhammed Huzeyme, bugün el-Mesire TV’ye yaptığı açıklamada, Riyad’ın İngiltere ortaklığıyla düzenlediği denizcilik konferansının, “İsrail düşmanına hizmet eden Kızıldeniz’in askerileştirilmesinde yeni bir adım” olduğunu söyledi.

Huzeyme, bu girişimin Suudi Arabistan’ın yaşadığı “şaşkınlığı” ve Washington’un bölgesel gündemine “tam bir uyumunu” ortaya koyduğunu ifade etti.

Habere göre, 35’ten fazla devletin katılımıyla bir “Deniz Güvenliği Ortaklığı”nın ilan edildiği konferans, Doha Zirvesi’nin İsrail karşıtı açıklamalarının hemen ardından ve planlanan Suudi-Pakistan savunma anlaşmasının hemen öncesinde gerçekleştirildi.

Huzeyme, zamanlamanın “Suudi politikasındaki çelişkiyi, yani İsrail düşmanına karşı sözlü açıklamalar yapılırken kara ve deniz üzerinden onun projelerinin ilerletilmesini” gözler önüne serdiğini belirtti.

Uzman, on yıl boyunca onlarca milyon dolarla finanse edilmesi planlanan ortaklığın, esas olarak “İsrail düşmanına yönelik Yemen deniz ablukasını kırmayı” ve onun Kızıldeniz üzerinden ticaret yolları ile silah sevkiyatlarını güvence altına almayı hedeflediğini kaydetti.

Huzeyme, Riyad’ın eş zamanlı olarak, Yemen’e yönelik operasyonları yöneten ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Brad Cooper ile yaptığı görüşmelerin, Washington’la doğrudan koordinasyonu ve Siyonist çıkarların güvenceye alınmasını gösterdiğini belirtti.

Huzeyme ayrıca, Suudi Arabistan’ın “ABD-İsrail projesinde bir araç haline geldiği” uyarısında bulunarak, “normalleşme” girişimlerine, Kızıldeniz’in askerileştirilmesine ve Suudi topraklarını işgal altındaki Umm el-Reşraş (Eilat) limanına, oradan da Askalan’a bağlaması planlanan petrol boru hattı gibi ortak enerji projelerine işaret etti.

Yemenli uzman şöyle devam etti: “Bu çabalar bağımsız karar alma gücünden ve stratejik vizyondan yoksun zayıf Arap rejimlerine yaslanan, başarısız sömürge projelerini yeniden dolaşıma sokmayı hedefleyen bir ABD stratejisinin parçasıdır.”

Uzman, Yemen’in askeri ve siyasi açıdan denklemi tersine çevirdiğini, Kızıldeniz’de İsrail düşmanına etkili bir abluka uyguladığını ve bunun Washington ile müttefiklerini benzeri görülmemiş bir stratejik çıkmaza soktuğunu vurguladı.

Huzeyme, kapsamlı medya ve diplomatik kampanyalara rağmen Suudi-Britanya-ABD girişiminin başarı için gerekli stratejik unsurlardan yoksun olduğunu vurguladı. Yemen direnişinin oluşturduğu güç dengesi ile Gazze ve Lübnan’daki direnişin kararlılığının, İsrail düşmanını güvenceye alma veya bölgeyi yeniden şekillendirme çabalarının “başarısızlığa mahkum” olduğunu ifade etti.

Haberde, Kızıldeniz’in 2023 sonlarında Gazze savaşının tırmanmasıyla birlikte kritik bir gerilim hattına dönüştüğü kaydedildi. Yemen güçlerinin defalarca İsrail bağlantılı gemileri ve limanları hedef aldığı, bu eylemleri Gazze’ye yönelik saldırıların durdurulması için baskı aracı olarak çerçevelediği bildirildi. Buna karşılık olarak ABD ve Britanya’nın deniz konuşlanmalarını artırdığı ve deniz yollarını güvence altına almak için çok uluslu çerçeveler oluşturmaya çalıştığı aktarıldı.

Riyad’ın bu tür projelere katılımının, hem stratejik kırılganlığını hem de ABD-İsrail gündemlerine artan bağımlılığını, iç ve bölgesel hassasiyetlere rağmen yansıttığı belirtildi.