İsrail'in, Gazze'de kendisiyle işbirliği yapan silahlı grupları savaş sonrası kaderine terk edeceğini açıklamasının ardından bu gruplara yeni bir görev verildi. Yerinden edilmiş sivillerin evlerine dönmesini engellemekle görevlendirilen unsurlar, Filistinli direniş gruplarıyla çatışmaya başladı.

YDH - Gazze Şeridi'nde ateşkes ve esir takası anlaşması imzalanmışken, İsrail'le işbirliği yapan yerel silahlı grupların geleceği belirsizliğini koruyor.
İsrail ordusunun bu grupları savaş sonrası kaderine terk edeceğini açıklaması, sahadaki gerilimi artırdı.
Evlerine dönmeye çalışan sivilleri engellemekle görevlendirilen bu unsurlar, Filistinli direniş gruplarıyla çatışmaya başladı.
İsrail: İşbirliği yapanlar kendi kaderiyle yüzleşecek
Ateşkesin yürürlüğe girmesinden hemen önce İsrail ordusundan yapılan açıklamada, "Gazze’de bizimle işbirliği yapan milis unsurlar İsrail’e alınmayacak. Herkes kendi kaderiyle yüzleşecek. Biz kimseyi Hamas’a karşı savaşmaya zorlamadık; bu kişiler kendi kararlarının sonuçlarına katlanmak zorunda" denildi.
İsrail merkezli haber portalı Hadaşot Yisrael de konuya ilişkin haberinde, "Savaş bittiğine göre artık Hamas Gazze’de serbestçe hareket edecek. Yasir Ebu Şebab’a ve İsrail’le işbirliği yapan diğer örgütlere bol şans" ifadelerini kullandı.
Yeni görev: Sivillerin evlerine dönüşünü engellemek
İsrail ordusu, çekilme planının ilk aşamasında, Gazze'nin yüzde 58'ini kapsayan ve "sarı hat" olarak adlandırılan bölgelere sivillerin dönüşünü engelleme görevini bu gruplara devretti.
Bu kapsamda, son üç gün içinde evlerine dönmeye çalışan onlarca sivilin bu gruplar tarafından gözaltına alındığı bildirildi.
Şucaiye, Zeytun, Tel ez-Zaatar ve Beyt Lahiya mahallelerinde, evlerine dönmeye çalışan siviller ile bu gruplar arasında gerilim yaşandı.
Direniş güçlerinin de müdahil olduğu olaylarda, bazı bölgelerde sivillerin bu unsurlara taş atarak tepki gösterdiği belirtildi.
Yaşanan çatışmaların, söz konusu grupların "Hamas'a alternatif bir yönetim olma" hedefini tamamen ortadan kaldırdığı ve tek işlevlerinin İsrail ordusunun emirlerini uygulamak olduğu ifade ediliyor.
İşbirlikçi ağları nasıl kuruldu?
El-Ahbar gazetesinin ulaştığı askeri kaynaklara göre, İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin Bet, savaşın başından bu yana bu grupların faaliyet alanını genişletmeye odaklandı.
Gruplara başlangıçta, İsrail ordusunun baskın yapacağı bölgeleri önceden tarayarak direniş unsurlarının veya pusuların olup olmadığını kontrol etme görevi verildi.
Amerikan yardım kuruluşu Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) dağıtım merkezlerinin, yeni işbirlikçilerin bulunması için bir zemin oluşturduğu da iddialar arasında.
Siyonist rejimin "Gideon'un Savaş Arabaları" adını verdiği harekat sırasında Yasir Ebu Şebab örgütü olarak bilinen en büyük işbirlikçi ağına geniş yetkiler tanındı.
Bu grupların, Refah'taki yıkılmış alanlarda aileleri ve bazı siviller için barınma merkezleri kurmasına izin verildi.
Ebu Şebab liderliğindeki gruplar, bir ilkokul, cami ve sağlık ocağı açtıklarını duyurarak sivil bir yapı kurma girişiminde bulundu.
Geçmişte uyuşturucu ticareti ve cinayet gibi suçlardan Gazze'deki cezaevlerinde tutulan Yasir Ebu Şebab'ın kurduğu modelin, daha sonra Şucaiye, Zeytun, Şeyh Rıdvan ve Cibaliya gibi mahallelerde de kopyalandığı belirtiliyor.
Duğmuş aşiretiyle de çatışma yaşandı
Öte yandan, dün akşam Direniş Güçleri Güvenlik Birimi ile Duğmuş aşiretine mensup silahlı kişiler arasında da çatışma çıktı.
Çatışmanın, aşiret üyelerinin ateşkesin ilk gününde Kassam Tugayları komutanlarından birini ve üç sivili öldürmesiyle başladığı aktarıldı.
Yerel kaynaklar, Sabra Mahallesi'nde saatlerce süren çatışmalarda çok sayıda aranan kişinin yanı sıra İçişleri Bakanlığı ve polis mensuplarının da hayatını kaybettiğini bildirdi.