Hizbullah, Kudüs yolunda şehit düşen Ali Hüseyin Kaduh “Ebu’l-Fadl” için Yater kasabasında düzenlenen anma töreninde, direnişin tarihsel köklerini, bugünkü anlamını ve meşruiyetini bir kez daha vurguladı. Tören, şehit aileleri, direniş yetkilileri ve halkın katılımıyla, hem geçmişin hatırlanmasına hem de direnişin süregelen direnişçi kimliğine dikkat çekti.

YDH- Hizbullah, Kudüs yolunda şehit düşen Ali Hüseyin Kaduh “Ebu’l-Fazl” için güneydeki Yater kasabasında anma töreni düzenledi.
Törene, Lübnan Parlamentosu'ndan Direnişe Vefa Bloğu üyesi Milletvekili Hasan İzzeddin, şehidin ailesi, diğer şehit aileleri, ileri gelenler, din alimleri ve kasaba ile çevre köylerden yoğun katılım sağlandı.
Milletvekili İzzeddin, Kur’an-ı Kerim’den ayetler okudu, şehidin ailesine başsağlığı ve tebriklerini sundu.
Konuşmasında, direnişin başlangıcına ve 1982’de İsrail’in Lübnan’ı işgaliyle yüzleşen direnişçi gençlerin cesaretine dikkat çekti:
“O dönemde ellerinde hiçbir şey yoktu; silahlar bile Filistinli örgütlerden ve Lübnan milliyetçi partilerinden ödünç alınmıştı. Buna rağmen, tüm zorluklara ve tehditlere karşı durdular.”
İzzeddin, direnişin bugün Lübnan’da ve Filistin’de ulusal kimliğin, entelektüel ve dini kültürün ayrılmaz bir parçası haline geldiğini vurguladı:
“Siyonist düşmanın saldırılarından halkımızı korumak, doğuştan gelen hakkımızdır. Hiç kimse, toprağını ve vatanını savunma hakkımızı elimizden alamaz.”
Milletvekili ayrıca direnişin artık tek bir grup veya partinin malı olmadığını, halkın ortak mirası ve özgürlük mücadelesinin sembolü haline geldiğini ifade etti.
Direnişin, saha liderliğinde yaşanan kayıplara rağmen hâlâ ayakta olduğunu ve iradesinin kırılmadığını belirtti.
İzzeddin, Filistin’deki durumu örnek göstererek, iki yıllık kuşatma ve yıkımın ardından halkın şehirlerine dönüp yeniden hayat kurduğunu hatırlattı:
“Filistin toprakları Filistin halkına, İslam’ın kutsal mekanları Müslümanlara, Hristiyan kutsal mekanları Hristiyanlara aittir. Bu toprakları savunmak doğrudur.”
Konuşmasını, direnişin her türlü saldırıya rağmen ayakta olduğunu ve şehitlerin yolunda kararlılıkla ilerleyeceklerini vurgulayarak tamamladı:
“Onların yolunda kalmak boynumuzdaki bir emanettir. Bu emaneti koruyacak ve zaferi inşallah elde edeceğiz.”