"İsrail'in belgesi direnişin sahadaki yapısını tasfiye etmeye yönelirken, Blair planı aynı projenin 'uluslararası toplum' kılıfına bürünmüş versiyonunu sunuyor."

YDH - İsrail'in Gazze savaşı sonrası stratejisini ayrıntılandıran belgede askeri kontrolün süresiz devamı, bölgenin tamamen silahsızlandırılması ve yerel ama İsrail’e bağlı bir sivil yönetim kurulması maddeleri vardı. UNRWA’nın kapatılması, “aşırılığın kökünün kazınması” ve yeniden imarın sadece İsrail’in onayladığı ülkelerce yapılması öngörülüyordu. Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in Gazze planı ise aynı hedefi “uluslararası yönetim” görünümü altında sürdürüyor; direnişi sahada değil, diplomasi kılıfı içinde tasfiye etmeyi amaçlıyor. El-Ahbar gazetesi yazarı ve Lübnanlı analist Kasım Kasım, iki belgenin neredeyse aynı maksadı güttüğüne dikkat çekiyor.
Geçen yıl şubat ayında İsrail bakanlar kurulu, Netanyahu'nun "Hamas'tan Sonrası" başlıklı belgesini onayladı. El-Ahbar’ın bir nüshasına ulaştığı bu belgede, İsrail’in kısa vadede uygulamayı planladığı ilkeler sıralandı. Belgede, “sonraki güne” ulaşmak için gerekli adımlar olarak, İsrail ordusunun savaşını şu hedefler tamamlanana dek sürdürmesi öngörülüyor: Hamas ve İslami Cihad’ın askeri kapasitesinin ve idari altyapısının yok edilmesi, kaçırılanların geri getirilmesi ve zamanla Gazze Şeridi’nden gelen tehditlerin ortadan kaldırılması.
Netanyahu belgesinde orta vadede hem güvenlik hem de sivil düzeyde şu başlıklar yer alıyor:
Güvenlik düzeyi
1) İsrail, terörün yeniden canlanmasını önlemek ve Gazze kaynaklı tehditleri bertaraf etmek amacıyla, süre sınırı olmaksızın tüm Gazze Şeridi’nde askerî hareket serbestisini elinde tutacak.
2) Gazze’de İsrail sınırına bitişik bölgede kurulacak güvenlik kuşağı, ihtiyaç sürdüğü sürece varlığını koruyacak.
3) İsrail, Gazze ile Mısır arasındaki “güney bariyerini” muhafaza edecek. Bu bariyer, Gazze’deki silahlı unsurların yeniden örgütlenmesini engellemek için, mümkün olduğunca Mısır’la işbirliği ve ABD’nin desteğiyle işletilecek; yeraltı ve yerüstü kaçakçılığı, Refah Sınır Kapısı da dahil olmak üzere çeşitli tedbirlerle önlenecek.
4) İsrail, Ürdün’ün batısındaki tüm bölge üzerinde –Gazze çevresi dahil– kara, deniz, hava ve elektronik alanlarda güvenlik kontrolünü sürdürecek. Amaç, Batı Şeria ve Gazze’de “terör unsurlarının” güçlenmesini önlemek ve İsrail’e yönelik tehditleri engellemek.
5) Gazze Şeridi tamamen silahtan arındırılacak; kamu düzenini sağlamak için gerekli düzeyin ötesinde hiçbir askerî kapasiteye izin verilmeyecek. Bu hedefin gerçekleştirilmesi ve sürdürülmesinin sorumluluğu İsrail’e ait olacak.
Sivil düzey
1) Gazze’deki sivil yönetim ve kamu düzeni, mümkün olduğunca idari tecrübesi olan yerel yetkililer eliyle yürütülecek. Bu yerel yapılar “terörü destekleyen” ülkelerle -özellikle Türkiye ve Katar’la- bağlantılı olmayacak ve bu ülkelerden mali destek almayacak.
2) Gazze’deki tüm dini kurumlarda, eğitim kurumlarında ve sosyal hizmet kuruluşlarında köktencilikle mücadele için kapsamlı bir plan uygulanacak. Bu plan, aşırılıkla mücadele tecrübesine sahip Arap ülkelerinin katılımı ve desteğiyle yürütülecek.
3) İsrail, 7 Ekim saldırısına karıştığı iddia edilen çalışanları ve “terör” öğrettiği öne sürülen okulları nedeniyle BM’ye bağlı Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu’nu (UNRWA) kapatmayı hedefliyor. Kuruluşun Gazze’deki faaliyetleri sonlandırılacak ve yerini “sorumlu uluslararası yardımlar” alacak.
4) Gazze’nin yeniden imarı, ancak silahsızlanma süreci tamamlandıktan ve “aşırılığın kökünün kazınması” süreci başladıktan sonra mümkün olacak. Yeniden imar planı, İsrail’in kabul ettiği ülkeler tarafından finanse edilip yönetilecek.
Uzun vadede belge, gelecekteki olası bir siyasi çözüm için temel ilkeleri şöyle sıralıyor:
1) İsrail, Filistinlilerle yapılacak kalıcı çözüm konusunda uluslararası dayatmaları kesin biçimde reddediyor. Böyle bir anlaşma ancak iki taraf arasında, ön koşulsuz doğrudan müzakerelerle sağlanabilecek.
2) İsrail, Filistin devletinin tek taraflı olarak tanınmasına karşı çıkmayı sürdürecek. Tel Aviv’e göre, 7 Ekim saldırılarının ardından böyle bir tanıma “emsali görülmemiş teröre büyük bir ödül” olur ve gelecekteki barış ihtimalini ortadan kaldırır.
İsrail hükümetinin belgesiyle, Gazze’de kurulması planlanan “Uluslararası Geçiş Yönetimi Kurulu”nun (GITA) başına geçmesi beklenen eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in planı aynı hedefte buluşuyor.
İsrail'in belgesi direnişin sahadaki yapısını tasfiye etmeye yönelirken, Blair planı aynı projenin “uluslararası toplum” kılıfına bürünmüş versiyonunu sunuyor.
Çeviri: YDH