IŞİD, HTŞ-SDG arasındaki gerilimi stratejik olarak kullanıyor

img
IŞİD, HTŞ-SDG arasındaki gerilimi stratejik olarak kullanıyor YDH

Suriye’de HTŞ lideri Colani, hükümetinin IŞİD’e karşı hazır olduğunu açıkladı; ancak örgüt Deyr ez-Zor’da bombalı saldırılar düzenleyerek karşılık verdi. Saldırılar, HTŞ ile SDG arasındaki istikrarsızlık ve eski rejimin terk ettiği silahların varlığı nedeniyle IŞİD’e yeniden toparlanma fırsatı sunuyor.




YDH- Suriye’de Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) lideri Colani, CBS News’e verdiği röportajda hükümetinin IŞİD’e karşı “savaşmaya” ve örgütün Suriye’de yeniden güçlenmesini engellemeye hazır olduğunu açıkladı.

Ancak açıklamanın üzerinden kısa süre geçmeden, IŞİD Deyr ez-Zor’da Enerji Bakanlığı’na bağlı askeri müteahhitlerin bulunduğu bir otobüsü hedef alan bombalı saldırıyla yanıt verdi.

HTŞ Bakanlığı saldırıyı doğruladı ve yaptığı açıklamada, “Doğu Suriye’de Deyr ez-Zor ve Meyadin arasındaki yolda petrol tesisi muhafızlarının bulunduğu bir otobüste patlayıcı cihazın infilak ettiği” bilgisini paylaştı.

Saldırının dört işçi ve sivili öldürdüğü, yaklaşık dokuz kişinin de yaralandığı belirtildi.

Saldırının sorumluluğu resmi olarak üstlenilmemiş olsa da, konumu ve niteliği (Deyr ez-Zor kırsalının doğusundaki El-Salu bölgesi) geçmişte IŞİD’in petrol tesislerini ve çalışanlarını hedef aldığı operasyonlarla büyük ölçüde örtüşüyor.

Bu durum, saldırının faillerinin bölgedeki IŞİD hücreleri olabileceğine işaret ediyor.

Olay, IŞİD’in Halep’teki hücrelerinin HTŞ’yi şaşırtan saldırılar düzenlemesinden haftalar sonra yaşandı.

8 Aralık’tan bu yana iki taraf arasındaki ilk çatışmalar el-Cezmeti semtinde patlak vermiş, her iki tarafta da can kayıpları yaşanmıştı.

Ardından IŞİD, Deyr ez-Zor kırsalının doğusundaki el-Meyadin kentinde Genel Güvenlik karargahı yakınında düzenlenen bombalı araç saldırısını üstlendi; saldırıda üç kişi yaşamını yitirdi ve çok sayıda kişi yaralandı.

El-Ahbar gazetesi, IŞİD’in SDG kontrolündeki bölgelere yönelik saldırılarının, hem HTŞ ile SDG arasındaki istikrarsızlıktan ve ilan edilmemiş çatışmalardan, hem de iç bölgelerde süren tasfiye ve katliamlardan yararlanarak yeniden toparlanma niyetini gösterdiğini öne sürdü.

Eski rejim çöküşü sırasında askeri birliklerin geniş bölgelerden çekilmesi, örgütün terk edilmiş teçhizat, silah ve mühimmatı ele geçirmesine ve Suriye ile Irak’ı birbirine bağlayan açık coğrafyada yeniden yapılanmasına olanak sağladı.

Uzmanlar, HTŞ ile SDG arasında yaşanabilecek olası bir çatışmanın IŞİD için verimli bir ortam yaratacağını öngörüyor. Colani, SDG yerine HTŞ rejimini “IŞİD’e karşı mücadele bayrağını taşıyan” güç olarak sunuyor. Bu bağlamda, IŞİD hücrelerinin HTŞ kontrolündeki bölgelerde varlık göstermeye ve doğu kasaba ve şehirlerinde büyük çaplı operasyonlar düzenlenmesi durumunda gerilimi tırmandırma tehdidinde bulunmaya çalıştığı anlaşılıyor.

Kaynaklar, Washington’ın SDG’ye hapishaneleri ve kampları koruma görevini geçiş hükümetine devretmesi veya buna katılması için herhangi bir baskı yapmadığını belirtiyor.

ABD askeri teşkilatı içinde ise meseleyi hâlâ SDG’nin elinde tutmayı tercih eden bir kesim bulunuyor.

Saha kaynakları, IŞİD’in HTŞ’ye yönelik saldırıları artırarak örgütü ciddi bir mücadeleden geri çekilmeye zorlayacağını öngörüyor.

Bu durum, HTŞ ile SDG arasında olası bir çatışma ve özellikle eski rejimin terk ettiği büyük miktarda silah ve teçhizatın örgütün eline geçip uygun zaman için saklanması sonrası, IŞİD’in bölgedeki nüfuzunu yeniden kazanmaya çalışması için elverişli bir ortam yaratabilir.

Colani, “IŞİD ile 10 yıldan uzun süredir büyük çaplı bir savaş yürütüyoruz ve onlara karşı koymak için bir metodolojimiz var. Suriye içinde ve dışında planladıkları birçok operasyonu engellemeye çalıştık” dedi.

Ayrıca, “Amerika Birleşik Devletleri’nin IŞİD’e karşı SDG’ye güvenmesine gerek yok; çünkü biz kapsamlı deneyime sahibiz” değerlendirmesini yaptı.

HTŞ lideri, “Devletin kontrolü dışında silah varlığının devam etmesi ve güvenlik ile askeri çabaların birleştirilememesi, örgütün yeniden yayılmasına ve Suriye ile bölgedeki güvenlik istikrarını etkileyecek sorunlara yol açacaktır” uyarısında bulundu.

El-Hol kampı konusunda da Colani, Suriye’nin bu meseleyle yalnızca doğrudan ilgili ülkelerle anlaşmalar yaparak başa çıkabileceğini belirterek, “Meşru devletin kuzeydoğuda değil Şam’da bulunduğunu” vurguladı ve ülkesinin “kamp içindeki çocuklar ve tutuklularla başa çıkma konusunda kapsamlı deneyime sahip olduğunu” ekledi.

Ancak saha kaynakları el-Ahbar’a, “ABD tarafının terörle mücadelede HTŞ ile iş birliği konusunda hâlâ temkinli davrandığını” ve “yabancı unsurların veya onlara yakın kişilerin örgüte karşı herhangi bir operasyona katılması halinde güvenlik sızıntısı yaşanabileceği” endişesini aktardı.

İlgili Haberler