Nobel Barış Ödülü maskaralığı

img
Nobel Barış Ödülü maskaralığı YDH

"Machado’nun sicili zaten Nobel’e layık olmayacak kadar kabarık. Fakat onu daha da teşhir eden şey, İsrail Siyonizmine duyduğu açık hayranlık."




YDH - Nobel Komitesi, bu yıl Barış Ödülü’nü Venezuela muhalefetinin aşırı sağcı ve Siyonizmin dostu lideri María Corina Machado’ya verdi. Venezuelalı gazeteci Richardo Vaz, Sovereign Media'da kaleme aldığı köşe yazısında, Machado’nun ABD destekli darbe girişimleri, şiddet çağrıları ve yabancı müdahale taleplerini hatırlatarak, ödülün Batı’nın politik araçlarından biri haline geldiğine dikkat çekiyor.

Bu yılın Nobel Barış Ödülü öncesinde pek çok kişi, ödülün Donald Trump’a verilmesinden endişe ediyordu. Ancak Nobel Komitesi, beklenmedik bir hamleyle, en az onun kadar tartışmalı başka bir ismi seçti: Venezuela’nın aşırı sağcı muhalefet lideri ve ABD’nin en sadık müttefiklerinden María Corina Machado.

Silah tüccarı Alfred Nobel tarafından kurulan ve bir NATO üyesi tarafından verilen bu ödül, uzun süredir Batı’nın ikiyüzlülüğünün bir vitrini.

Geçmiş kazananlar arasında sayısız savaş suçunun sorumlusu Henry Kissinger ve İsrail’in “barış güvercini” maskesi takan eski lideri Şimon Peres de bulunuyor.

2009’da Barack Obama’ya verilen ödülün ardından ABD’nin başlattığı savaşlar ve suikast kampanyaları, ödülün anlamını çoktan boşaltmıştı.

Kısacası Nobel Barış Ödülü, Batı’nın dış politikasına ciladan başka bir şey değil.

Komite, Machado’yu “Venezuela halkının demokratik haklarını savunmak ve diktatörlükten demokrasiye barışçıl geçiş için verdiği mücadele” nedeniyle ödüllendirdiğini açıkladı. Oysa geçmişine bakıldığında, bu iddianın gerçekle hiçbir ilgisi yok.

Washington’un Venezuela'ya dönük askeri baskıyı artırdığı bir dönemde verilen bu ödül, açıkça rejim değişikliği çabalarını körüklemeyi amaçlıyor.

Oligarşik geçmiş, antidemokratik hedefler

María Corina Machado Parisca, Venezuela’nın en güçlü iki elit ailesinin mirasçısı. Yaklaşık iki yüzyıl boyunca ülkenin kaderini belirleyen bu aileler, büyük toprak sahipliğinden sanayi burjuvazisine evrilen ayrıcalıklı bir sınıfın temsilcileri.

Machado’nun babası Henrique Machado Zuloaga çelik sektörünün patronuydu; amcası Oscar Machado Zuloaga ise ülkenin en büyük özel elektrik şirketinin ve iş dünyasının çatı kuruluşu Fedecámaras’ın başındaydı.

2001’den sonra Hugo Chávez’in başlattığı devrimci dönüşüm süreci, bu yerleşik düzeni sarstı. Halkın çoğunluğunu oluşturan, tarihsel olarak dışlanmış kesimleri güçlendirmesi; toprak reformu, enerji kaynakları üzerinde egemenlik ve anti-emperyalist bir dış politika izlemesi, elitlerin nezdinde varoluşsal bir tehlike yarattı.

Nisan 2002’de bu sınıflar harekete geçti. Fedecámaras, yozlaşmış sendika federasyonu CTV ve ordunun bazı kesimleri, Chávez hükümetini devirdi.

Machado, 1999 Anayasası’nı lağveden ve tüm kurumları fesheden “Carmona Kararnamesi”ni imzalayanlar arasındaydı.

Ancak iki gün içinde halk sokağa döküldü ve darbeyi bozguna uğratarak Chávez’i yeniden iktidara getirdi.

Yenilginin ardından Machado, ABD destekli Sümate adlı STK’nın başında referandum kampanyası yürütüp hükümeti devirmeye yeniden kalkıştı.

Chávez referandumu açık farkla kazandı; Machado ise sahte anketlerle sonucu “hileli” ilan etti. Bu çabaları nedeniyle 2005’te dönemin ABD Başkanı George W. Bush tarafından Beyaz Saray’da ağırlandı.

Darbe çağrıları, şiddet ve dış müdahale talebi

2010’da Meclis’e giren Machado, kamulaştırmaları “hırsızlık” olarak nitelendirerek ülkenin sosyalist dönüşümüne karşı çıktı.

2014’te Leopoldo López’le birlikte “La Salida” (Çıkış) planını başlatarak Maduro hükümetini devirmeye çalıştı. Bu çağrı, 43 kişinin öldüğü şiddetli sokak olaylarına yol açtı.

Machado, Panama’nın OAS koltuğunu gasp ederek Venezuela’ya saldırmak için kürsüye çıktı. 2017’deki yeni şiddet dalgasında 120’den fazla kişi öldü; Afrika asıllı Venezuelalı Orlando Figuera, “Chávez yanlısı” olduğu gerekçesiyle diri diri yakıldı.

Machado, başarısız darbe girişimlerinin ardından ABD’nin ağır ekonomik yaptırımlarını açıkça destekledi. Bu yaptırımlar, 2017’den bu yana on binlerce kişinin ölümüne yol açtı.

2019’da Washington’un desteklediği sözde “geçici hükümet”in arkasında durdu; bu yapı, hem başarısız darbe teşebbüslerinde bulundu hem de ülkenin varlıklarını yağmaladı.

Siyasi desteğini yitiren Machado, defalarca yabancı müdahale çağrısı yaptı. ABD’ye, Venezuela’yı kurtarması için adeta yalvardı.

Ülkenin yerli elitleri, Washington’un desteği olmadan varlık gösteremiyordu; halk desteğinden yoksun oldukları için iktidara ancak Amerikan helikopterleriyle ulaşabileceklerini biliyorlardı.

Machado, iktidara gelmesi halinde yabancı şirketlere Venezuela’nın doğal kaynaklarını özelleştirme ve sömürme sözü verdi.

ABD’nin sadık sözcüsü haline geldiği için, Senatör Marco Rubio tarafından Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi.

Batı medyası, Machado’yu “demokrasi kahramanı” olarak sunmakta gecikmedi. Hatta bazı yayınlar onu “Venezuela’nın Demir Lady’si” diye adlandırarak, Margaret Thatcher’a benzetti.

Siyonizme kucak açmıştı

Machado’nun sicili zaten Nobel’e layık olmayacak kadar kabarık. Fakat onu daha da teşhir eden şey, İsrail Siyonizmine duyduğu açık hayranlık.

Machado, yıllar boyunca İsrail’i “Batı değerlerini savunan bir ülke” olarak övdü ve iktidara gelirse Venezuela'nın elçiliğini Kudüs’e taşıyacağına söz verdi. Partisi, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Likud Partisi ile siyasi ittifak kurdu.

2018’de Netanyahu’ya yazdığı mektupta, Venezuela’ya uluslararası müdahale başlatmasını istedi. “Sosyalizmi yok etme” vaatleriyle birleşen bu çağrılar, Machado’nun iktidara gelmesi halinde kanlı bir iç savaşın kaçınılmaz olacağını gösteriyordu.

Son dönemde ise İsrailli yetkililere, “Venezuela’daki rejim değişikliğine destek verdikleri için” teşekkür etti.

Avrupa’nın ve Batı’nın savunulamazlığı

Nobel Komitesi’nin kararı, zaten kuşkulu olan Barış Ödülü’nü iyice itibarsızlaştırdı. Bu seçim, Martinikli şair Aimé Césaire’in sözlerini hatırlatıyor: “Avrupa savunulamaz.”

Bu hüküm, ABD imparatorluğunu ve onun -Benyamin Netanyahu’dan María Corina Machado’ya kadar- işbirlikçilerini de kapsıyor.

Çeviri: YDH