İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD ile yürütülen iş birliğini ve İran’a yönelik stratejik operasyonları anlatarak, İran tehdidinin tamamen ortadan kaldırılmadığını ve çatışmanın sona ermediğini vurguladı.

YDH- İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İsrail Kanal 14'e verdiği röportajda, ABD ile İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarda yürütülen iş birliğinin detaylarını ve ABD Başkanı Donald Trump’ın tutumunu açıklayarak İran’la savaşın henüz sona ermediğini ve “asla bitmeyeceğini” vurguladı.
Netanyahu, “İran tehdidini büyük ölçüde ortadan kaldırdık, ancak bu savaş henüz sona ermedi ve asla bitmeyecek. İsrail, İran’ı izlemeye devam ediyor. Perşembe günü ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığım görüşmede konuyu ele aldık ve gerekirse her türlü adımı atmaya hazırız” dedi.
Netanyahu, saldırının tarihinin Trump’la görüşmeden önce belirlendiğini ifade ederek Şubat ayında Trump’la ikinci dönemde ilk kez görüştüğünü belirtti;, İsrail güvenlik birimlerinin Haziran ayında İran’a yapılacak saldırıya dair sonuçlandığını ve operasyon için tarih belirlediğini aktardı.
Toplantıya yedi sayfalık bir planla gittiğini ve Trump’a, “Biz bunu yapmak istiyoruz. Başka seçeneğimiz yok, yine de yapacağız” dediğini anlatan Netanyahu, yalnızca belirli bir hedefe erişimde ABD’ye bağlı özel teçhizatın kritik önem taşıdığını vurguladı:
“Sayın Başkan'a söyledim, onun kararını gerektiren tek bir şey vardı. Yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan özel teçhizatla Fordow’un derinliklerine sızmak. ''Bu teçhizatın yalnızca ABD’de olması büyük bir lütuf.'' dedim.”
Netanyahu’ya göre Trump, operasyonun ciddiyetini anladı:
“Beni ve durumu anladı. Henüz saldırıyı kabul etmemişti ve katılmaya karar vermemişti, ancak bunu yapmaktan başka seçeneğimiz olmadığını fark etti.”
İsrail, İran’a yönelik 12 günlük “Yükselen Aslan Harekatı” hazırlıklarının ABD dönüşünde başladığını açıkladı. Operasyon sürecinde güvenlik birimlerinin koordinasyonunu şöyle aktardı:
“Kara, hava kuvvetleri, AMAN ve Mossad tarihi adımlar attı. Bilgi toplama ve güncelleme yoğunluğumuz artarak, ilk dört haftada bir, sonra haftada bir, ardından her gün, her saat ve nihayet uçaklar saldırıya çıkarken anlık veri topladık.”
Netanyahu, İranlı nükleer bilim insanlarını hedef alma kararını da açıkladı:
“İran’ın nükleer programını geri götürmek için kıdemli nükleer bilim insanlarını ortadan kaldırmamız gerektiğini düşündüm. Bu olağanüstü operasyonun ilk iki dakikasında tüm hedeflerimize ulaşacağımızı biliyordum; öyle de oldu.”
İşgal başbakanı, İran’la savaşın planlamasının 40 yıldır aklında olduğunu iddia etti:
“İran’ın nükleer silahlarının tehlikesini görüyor ve İran'ın ekseninin bizi ölümün eşiğine getireceğini biliyordum. İran nükleer silah edinirse varlığımız ciddi tehdit altında olurdu.”
Saldırının zamanlamasını açıklarken, Hizbullah'ın merhum Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah’ın suikastının ardından İran’ın hızla nükleer silah edinmeye yöneldiğini öne sürdü:
“Nasrallah gidince İran ekseni kırıldı. Tahran artık bizi yok edecek araçlara sahip olmadığını fark etti ve nükleer silah edinmeye başladı. Birkaç ay içinde bir veya iki nükleer bombaya sahip olabilirlerdi. Karar verici ana budur; bu tehdidi ortadan kaldırmak için hızlı hareket etmemiz gerektiğini biliyordum.”
Netanyahu, Seyyid Hasan'ın suikastının, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed hükümetini çöküşün eşiğine getirdiğini ve İran’ın bunu önlemek için Suriye’ye iki hava indirme tümeni göndermeyi planladığını belirtti:
“İran, Esad rejimini kurtarmak için iki hava indirme tümeni göndermek istedi. Ben de hava kuvvetlerine, onlarla yüzleşmelerini veya bunu engellemelerini emrettim. Caydırıcılık işe yaradı ve Esad devrildi.”