Kızıldeniz’de yeni üs: BAE-İsrail işbirliği derinleşiyor

img
Kızıldeniz’de yeni üs: BAE-İsrail işbirliği derinleşiyor YDH

Uydu görüntüleri, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Hudeyde’nin 90 kilometre güneybatısındaki Zukar Adası’nda 2.000 metrelik hava pistini hızla inşa ettiğini ortaya koydu. Analistler, tesisin İsrail ile BAE iş birliğinin Yemen’deki stratejik derinliğini artırabileceğini belirtiyor.




YDH- Uydu görüntüleri, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Yemen’in stratejik adalarındaki “askeri altyapısını genişlettiğini” ortaya koydu. Görüntülere göre, “Hudeyde’nin yaklaşık 90 kilometre güneybatısında yer alan Zukar Adası’nda 2.000 metrelik bir hava pisti inşaatı sürüyor.”

Bu gelişmenin, “gelecekte Yemen’e yönelik ortak askeri operasyonlarda kullanılabilecek bir tesis” olabileceğine ilişkin iddialar üzerine “Siyonist medya organlarının da dikkatini çektiği” bildirildi.

El-Mesire televizyon kanalının yayımladığı habere göre, “Planet Labs tarafından çekilen uydu görüntüleri”, söz konusu projede “hızlı bir ilerleme” yaşandığını ortaya koyuyor. Görüntülerden birinin, “bir haftadan daha kısa süre önce çekildiği” ve Zukar Adası’ndaki pistte süren asfaltlama çalışmalarını gösterdiği belirtildi. “30 Eylül tarihli başka bir görüntüde” ise asfalt tabakası dökülmeden önceki rıhtım hali görülüyor. Bu durum, “Nisan 2025’te başladığı bildirilen inşaat faaliyetlerinin hız kazandığına” işaret ediyor.

Associated Press (AP) tarafından yapılan gemi izleme verileri analizine göre, “Togo bayrağı taşıyan Batsa adlı kargo gemisi”, Dubai merkezli bir denizcilik şirketine kayıtlı olarak, Zukar Adası’ndaki yeni rıhtımın yanında “yaklaşık bir hafta boyunca demirli kaldı”. Geminin, Dubai merkezli DP World şirketinin işlettiği “Somali’nin Berbera Limanı’ndan geldiği” bildirildi. Şirket konuyla ilgili yorum yapmayı reddederken, yine Dubai merkezli bir başka firma olan Saif Maritime and Shipping Services, adaya “asfalt sevkiyatının taşınmasında aracılık yaptığını doğruladı.”

AP’nin haberi, İsrail Kanal 14’ün yayımladığı bir başka haberle aynı döneme denk geldi. Kanal, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) faaliyetlerini, “Yemen’i hedef alan İsrail hava operasyonlarını destekleyebilecek ortak operasyon üsleri için hazırlık” olarak nitelendirdi.

Emirliklerin askeri yayılımı hız kazanıyor

BAE’nin bu yeni askeri yapılanması, işgal altındaki Yemen topraklarında son dönemde art arda yürüttüğü “üs inşası dalgasının bir parçası” olarak değerlendiriliyor. Bu yılın başlarında, “Muha, Zabab ve Aden Körfezi girişindeki Abdul Kuri Adası’nda” pistler inşa edilmişti. Ayrıca, “Bab el-Mendeb Boğazı’ndaki Mayun Adası’nda” da daha önce bir hava pisti kurulmuştu.

Savunma izleme platformları tarafından yayımlanan “en son uydu görüntüleri”, Yemen’in batı kıyısı boyunca süren yeni inşaatları da gösteriyor. Görüntülerde, “Mayun Adası’nın karşısındaki Ras el-Menhali’de bir deniz iskelesinin inşası” ve “yeni yapılan Beni el-Hakem hava pistini Muha’daki yeni hava üssüne bağlayan bir yolun açıldığı” tespit edildi.

İsrail–BAE iş birliği

Analistler, bu gelişmelerin “Yemen’in Kızıldeniz ve Aden Körfezi güzergâhlarında İsrail–BAE iş birliğinin derinleştiğine” işaret ettiğini değerlendiriyor. Bu adımların, “Yemen Silahlı Kuvvetleri’nin İsrail bağlantılı gemilere uyguladığı deniz ablukasının” iki yıldır İsrail’in ticaret yollarını ciddi şekilde aksatmasının ardından geldiği vurgulanıyor.

Gözlemciler, “BAE’nin Yemen adalarını işgal edip askerileştirmeye devam etmesinin” Yemen’in egemenliğini açık biçimde ihlal ettiğini ve bunun “Kızıldeniz’de Yemen’in artan stratejik etkisini zayıflatmaya yönelik daha geniş bir jeopolitik gündemin parçası” olduğunu ifade ediyor.

Kızıldeniz’de hakimiyet mücadelesi

2015’ten bu yana BAE, “Yemen’in güneyinde ve adalarında sistematik biçimde askeri ve istihbarat varlığını genişletiyor.” Ülke, “Mayun, Abdul-Kuri ve son olarak Zukar gibi kilit deniz geçitlerinde” pistler, limanlar ve radar istasyonları inşa etti.

Bu hamleler, uluslararası çevrelerce “Abu Dabi’nin Bab el-Mendeb Boğazı’ndan Aden Körfezi’ne uzanan hayati deniz yolları üzerinde kontrol kurma hedefinin” bir parçası olarak görülüyor. Aynı zamanda, bu adımların “İsrail ve Batılı güçlerin bölgedeki askeri operasyonlarına stratejik derinlik kazandırmayı amaçladığı” değerlendiriliyor.

 

İlgili Haberler